Mustafa ALBAYRAK

Mustafa ALBAYRAK

Mail: mustafa@teknikelektrik.com

YSK’nın Son Kararları Ve Yeni Anayasa Zorunluluğu

Aslında ben siyasi konularda başyazı yazmamaya karar almıştım. Gerçi bu yazacağım yazı da siyasetin çok içine girmeyeceğim. Daha çok çevresinden teğet geçeceğim!

Geçen ayın ilk günleri idi sanırım. Fatih’ten çıkmış işyerime (hem de spor olsun diye) yürüyerek geliyordum. Yaklaşık yürüme mesafesi otuz dakikalık bir yol. Tam Unkapanı Köprüsü’nün üstüne geldiğimde yukarı Tepebaşı’na doğru baktım ve gözlerime inanamadım. Hayal gördüğümü sandım, gözlerimi ovuşturdum. Ama gördüğüm hayal değil gerçekti. Yukarıdan aşağıya (yani Taksim istikametinden Unkapanı’na doğru ) onbinlerce kişilik bir kalabalık sloganlarla ve çılgın gibi geliyorlardı. Gözü dönmüş gibi yürüyor ve önüne geleni yıkıp geçiyorlardı. Hafta arası idi Fenerbahçe, Beşiktaş veya Bursaspor’un taraftarları da değildi ki, kavga ediyor olsunlar. Gelen kalabalık giderek belirginleşti ve ben gerçeği anladım. Ben de bu sıra da Şişhane’ye varmıştım. Kalabalık sarı-kırmızı-yeşil bayraklı flamalı BDP’liler idi. İçlerinde ev hanımı ve çocuklarında bulunduğu onbinlerce kişi yanında da binlerce polis koşar adımlarla Unkapanı Köprüsü’ne doğru ilerliyorlardı. Ben bir anda polislerin koşturmacası ve basın mensuplarının kameraları arasında kaldım. İzdihamdan korkulukların arkasına atlayarak kurtuldum. Pekiyi ne olmuştu? O gün haberlerde ben de duymuştum. Yüksek Seçim Kurulu (YSK) birkaç BDP’li milletvekili adayının adaylık başvurularını iptal etmiş. Sivil halk ise kendi adaylarına sahip çıkmak sebebi ile sokaklara dökülmüş yakıp yıkıyorlardı. Haklı iken haksız duruma düşüyorlardı. Ama ertesi gün YSK ufak bir düzeltme ile aynı adayların başvurularını kabul etti. Bu düzeltmeleri önceden bu adaylara hatırlatmış olsa idi bu hengame oluşmazdı. Bildiğim kadarı ile milyarlarca maddi zarar, onlarca yaralı ve yanılmıyorsam bir ölü. Pekiyi YSK; toplumun sinirleri ile neden oynamıştı? Türkiye neden durduk yere karışmıştı? İleri ki sayfalarda da okuyacaksınız Umran Dergisi Yayın Kurulu Başkanı ve Sivil Kanaat Önderlerimizden Muhterem Cevat Özkaya ağabeyimizin tespitlerinde olduğu gibi YSK Türkiye’deki vesayet rejiminin son kalesini mi temsil etmektedir?

Bilindiği üzere 1. Kurucu Meclis olan T.B.M.M’nin üstünden yaklaşık doksan yıl geçti. Bu doksan yıl zarfında; her ne kadar “Hakimiyet Kayıtsız Şartsız Milletindir” denilse de 1924 Anayasası’ndan başlanarak, 1960 Anayasası, 1982 Anayasası ve aradaki demokrasiye balans ayarları ile meclisin üzerine bir kaça tane daha demoklesin kılıcı yerleştirilmiştir.

Meclisi, hükümeti hatta muhalefeti bile çok zor durumlara düşürecek olan bu demoklesin kılıçlarının başında Milli Güvenlik Konseyi (M.G.K.), Anayasa Mahkemesi (AYM), Danıştay, Yargıtay, Yüksek Öğrenim Kurumu (Y.Ö.K.) Öğrenci Seçme ve Yerleştirme Merkezi (Ö.S.Y.M.) ve nihayet Yüksek Seçim Kurumu (Y.S.K.)’dur. Bu adı geçen anayasal olan kurumların hepsi meclisin üzerinde kalmış ve meclis ile milletin, hiçbir zaman temsilcisi olamamışlardır. Kendilerini hep halkın ve vekillerinin üstünde, adeta bir üst irade olarak addetmişlerdir. Bunların emir erliğinide Türk Silahlı Kuvvetleri yapmakta idi. Ne zaman bir üst irade kara cüppelerini giyip sokağa çıkmışsa, Tanklarda belirli caddelerde yürümüştür. Gösteri hep halka ve meclise karşı olmuştur. Tanklar namlularını milletin meclisinin üzerinden hiç namlusunu geri çevirmemiştir. Ta ki, Ergenekon operasyonları ile karanlık örgüt çökertilip kimin neye hizmet ettiği anlaşılana kadar.

İşte bu yeni anayasa bunun için lazımdır… Tüm meclis üstü kurumların asli yerine oturtulması ve hakimiyetin gerçekten millete münhasır kılınması gerekmektedir.

Sadece 12 Eylül’den sonra işlenen onyedibin faili meçhul cinayetin, Diyarbakır, Mamak ve Metris cezaevlerindeki askeri rejim işkencelerinin bir daha olmaması için yeni anayasa şarttır.

Az, öz, kısa anlaşılır bir anayasa. Tamamen sivillerin yaptığı bir anayasa. Vesayetten kurtulmuş; Hukukun üstünlüğünün tecelli ettiği bir anayasa.

Sadece altı okun değil hiç bir okun bağrına saplanmadığı demokratik, özgür ve hukuki bir anayasa şarttır.

Milletimiz buna layıktır.

Facebook Yorum

Yorum Yazın

Ana Sayfa
Web TV
Foto Galeri
Yazarlar