Cumhuriyet ile Ne Derdiniz Var?
28 Ekim 2025, Salı 22:18 196 kez okundu.Bugün 29 Ekim 2025.
Türkiye Cumhuriyeti nin kurtuluşunun 102. Sene i devriyesi.
Hattı zatında bu yıl dönümü bir yeni devletin kurtuluşunun değil zaten Anadolu’ da var olan yaklaşık bin yıllık devletimizin rejiminin değiştiği gündür…
Bizler Türk Milleti ve Türk Devleti olarak bu tarihten öncede bu topraklarda vardık.
Peki, Cumhuriyet ile birlikte neler yaşadık?
Çok kısa olarak ona temas edeceğim bu yazımda.
Cumhuriyetin ilk 27 yılında Cumhura hiç gidilmemiş ve tek bir parti dışında başka hiç bir farklı görüşe yer verilmemiştir!
Çok eleştirilen meşrutiyet yıllarında bile farklı partiler vardı ve halk Meclis-i Mebusan da kendini kısmen de olsa ifade edebiliyordu…
Cumhuriyet 1950’ye kadar bir istibdat olarak uygulanmıştır.
“Kahrolsun İstibdat Yaşasın Hürriyet” sözleri tam da bu 27 yıllık dikta için geçerlidir.
Peki sizin Cumhuriyet yönetimi ile bir derdiniz mi var ?
Hayır... Asla!
Bende Cumhuriyetin idari biçimler içerisinde en ideal olduğuna inanıyorum.
Kelime itibarı ile halk idaresi demek olan Cumhuriyete kim karşı olabilir ?
Bu hususta hiç bir tereddütte mahal yoktur...
Ama hangi Cumhuriyet denilince ne cevap vereceğiz ?
Kuzey Kore’ de Cumhuriyet...
İran’ da Cumhuriyet...
Fransa’ da Cumhuriyet...
Almanya veya Azerbaycan’ da ha keza...
Ya da eski Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği’de...
O halde kurduğunuz rejimin isminin Cumhuriyet olması yeterli mi ?
Bal, bal demekle ağzınız tatlanıyor mu?
Halkınızı Cumhuriyetin nimetlerinden faydalandırmadıktan sonra, bırakın faydalandırmayı ismi krallık, prenslik ya da padişahlık olan rejimlerden çok daha baskı altında yaşattıktan sonra neye yarar rejiminizin ismini Cumhuriyet koymamız?
Şayet şöyle derseniz ki böyle dendiği söylenir; “Ya halk cahildir... Halka sorarsan kızını ya davulcuya verir ya zurnacıya” ya da; “Halka rağmen Halk için”, “Halk ne anlar inkılaptan devrimden... Zorla cebir ve şiddet ile kabul ettireceksin... Bunun adına da Devrim dersin olur biter”
O zaman iktidar erkini elinde bulunduran başka bir muktedir de günü gelir aynısını derse ne yapacaksınız?
O da yaptığına Devrim der olur biter mi?
Bunun adı “Cumhuriyet” ya da “Demokrasi” olur mu?
Ya da Cumhuriyet veya Demokrasi tam da bu mudur?
Kelime ve kavramların lügat manalarına baksak tabii ki olmaz...
Ama gücü yetenin, gücü yetene galebe çaldığı bir dünya da zaten her şey güçlünün yanında değil mi?
Biz bir tek şey rica etsek çok mu lüks olur acaba?
Gelin halka sorulmayan kanunların, reformların yapıldığı rejimlere ya da o dönem ki idarelere- yönetimlere “Demokrasi ya da Cumhuriyet” demesek mümkün mü ?
Aksi insanı çok rahatsız ediyor çünkü...
Yorum Yazın
E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişdir.
Facebook Yorum