Harun BARUN

Harun BARUN

Mail: barunharun@gmail.com

İlk İstihbarat Teşkilatı

Dünyayı İstanbul’dan yönetmesiyle aslında o yılların süper gücü olduğumuzu gösteriyor bize. En büyük özelliği kurmuş olduğu istihbarat ağı olacak sanırsam. Kurulan bu ağ sayesinde Avrupa devletlerinin içine de kendi adamlarını koyduğu ve bu sayede imparatorluğu asırlarca ayakta tuttuğunu görmüş olacağız. Dünya ilk istihbarat örneğini Abdülhamid’e gördü. Neden mi, çünkü Abdülhamid hem ücra bir köyden Avrupa devletlerine kadar uzanan bir hafiye teşkilatı kurdu. Öyle ki bazen bir tamirci bazen bir kahveci bazense bir Avrupa devletinin elçisi Abdülhamid’in hafiyeleri oluyordu. Ülke içerisindeki hafiyeleri halkının durumunu ve halkı kışkırtanın kim olduğu ve bunları her gün olarak Abdülhamid’e verildiğini biliyor muydunuz? Öğleki hangi halkın kışlık yakacağının olmadığını öğrenir ve yakacağını karşılar. Ve bazen de evde yemek pişmeyen evi öğrenir o eve yemek gönderir. 

 

İstihbarat sadece ülke içerindeki kötü olayları değil halkın durumunu ve sıkıntısını öğrenir. Öyle ki Hindistan’da Müslümanlara yapılan işkenceyi daha ilk günden duyan ve hafiyelerine emir vererek Müslümanların yalnız olmadığını tüm dünyaya gösteren bir hükümdar görüyor o zamanın dünyası. Hindistan’dan Endonezya’ya kadar uzan bir istihbarat ağı tüm İslam âlemin derdini Abdülhamid’e ileten bir teşkilat ve emri ile onların yanında olduğunu gösteren bir hükümdar. Ve bu hükümdarı yıkmak isteyen devletler. En başta İngiltere geliyor her zaman ki gibi Ortadoğu’ya hükmetmek isteyen kraliçe Osmanlıyı ve Abdülhamid’i yıkmak için oyunlarını Ortadoğu üstüne kuran bir kraliçe aslında İslam dünyasında söz sahibi olmak için bunu yapan bir İngiltere. İngiltere bunu isterken Rusya ne istiyor peki Osmanlı’nın bazen yakın dostu bazense bir düşmanı olan Rusya tam olarak Osmanlı imparatorluğundan ne istiyor olabilir ki? 

Aslında boğazları desek şaşırmazsınız ama en önemlisi tabi ki Osmanlı. Neden derseniz Rusya güçlü bir Osmanlı bu topraklarda istemez. Çünkü kırım bir Müslüman toprağı ve Abdülhamid’e sağdık bir halk var. Her şey böyleyken İstanbul yani imparatorluğun merkezinde durumlar kolay değil neden derseniz diğer ülkelerin ajanları hükümdarı ve hafiyelerini zora sokan hamleler yapmaktaydı. Amaçları neydi güçlü bir Osmanlı görmek istememeleriydi. Borçlarını ödemiş ve ekonomide hamleler yapmış bir Osmanlı görmek ve kendi ayaklarının üstünde duran bir Osmanlı halkını görmek onları artık kolay bir şekilde kandıramayacağının kanıtı olarak görüyorlar. Onlara göre güçlü bir Osmanlı durdurulamayacak bir Osmanlı halkı olarak görüyorlardı. O gün yaşadığımız olayların aynısını günümüz dede yaşamıyoruz mu san ki, evet döviz lobisi dediler ekonomiyi kendilerince zora soktuklarını sandılar. Şimdi dünya geçmişte yaşadıklarımız olayların aynısına şahit oluyor. Ama biz sadece basının gazetelerinin yazdıklarına inanır olduk ve arkasında ne yaşanıyor araştırma gereği bile duymadan yargılar olduk. 

 

Peki, geçmişte yaşanan bu olayların amaçları varken şimdi yaşanan olayların amaçları yok mu? Tabi ki var, amaçları güçlü bir İslam devletini yani çoğunluğu Müslüman olan bir ülkeyi güçlü görmek istememeleridir. Halkın onlara bağlı kalması ve onların kendi yarattığı dünyayı bozmamalarını istemeleri olacaktır. Amaçları açık ve netti aslında ama bunları anlamak ve araştırmak kadar güçsüz olduk. İşte söylenene inanır olduk ve bize ne anlatıldıysa ona inandık. İşte yapmamız gereken basında yazılana ve haber kanalında duyduğumuza inanmamız ve her zaman bilgiyi araştırmamız gerektiğini savunmamız geçmişimizi unutmamamız lazım.

Facebook Yorum

Yorum Yazın

Ana Sayfa
Web TV
Foto Galeri
Yazarlar