Güldalı COŞKUN

Güldalı COŞKUN

Mail: yazarlar54@teknikelektrik.com

Tutarsızlık Ab(İ)desi

Suriye’nin geldiği durumu gören Esad, acaba “Ben ne yaptım!” diyor mudur? Yoksa, önemli olan rejimini ve koltuğunu koruması mı?


Altı-yedi milyon insan yerinden yurdundan oldu. Binlerce kadın, çocuk öldü. Binlercesi sakat kaldı. Sağ kalanların travması ise kimbilir kaç kuşak sürecek…


Basiretsiz liderler yüzünden, maalesef bu coğrafyada kan ve gözyaşı hiç bitmedi. Emperyalistler, birbirleri ile savaşlarını, bu coğrafya üzerinden yaptılar. 


İcat ettikleri silahları ve gelişmiş teknolojilerini, bu coğrafya üzerinden canlı test ettiler. Ne de olsa ölenler, onlardan değildi…


Onlar, “vazifelerini” yaparken, bunların yardımcıları ise bölge ülkelerinin, halkını ve ülkesinin çıkarlarını değil, sadece kendi koltuklarını düşünen ezik ve kompleksli yöneticileri oldu.


Suriye Krizi, hala enerjimizi tüketmeye devam ediyor. Orayı, destekledikleri örgütlerin lojistik merkezine çeviren ABD/Batı, dizayn etmek istedikleri ülkelere karşı, bu örgütler aracılığıyla açık bir savaş halinde.


Artık bunun saklı bir tarafı kalmadı. Utanç verici olan, oradaki örgütlere katılan kişilerin, bu iletişim çağında onların ağına düşmesi ve güya kendi davalarına hizmet ettiklerini sanması.


ABD’nin sürekli çelişkili açıklamalarda bulunması, artık kötücüllüğünü, gizlemeye bile ihtiyaç duymadan saldırgan, küstah ve buyurgan tavırlar sergilemesi, aslında işlerinin eskisi kadar kolay olmadığını anlamalarından kaynaklı.

Bölgede üç önemli ve etkili devlet var. Türkiye, İran ve Mısır. Mısır’ı Sisi darbesiyle kontrol altına almayı başardılar. İran’ı yıllardır katı ambargo ve yaptırımlarla güçsüzleştirmeye çalıştılar. Ancak, petrol ve doğal gaz yataklar artı Rusya’nın desteğinin olması nedeniyle, İran’ı çok fazla etkileyemediler.


Türkiye’yi kontrollerinde sanıyor ve Erdoğan’ın bu noktalara geleceği hesap edilemiyordu. Zira Türkiye’de zaten tarlalar çoktan sürülmüştü onlara göre. Böyle durumlarda yönetenler çizgiyi aşarsa, hep geçmişte  olduğu gibi bir gizli el düğmeye basıyor ve darbe ile ülke kontrol altına alınıyordu.


Türkiye halkının büyük çoğunluğu, tarihini ve yaşadıkları darbelerin sonuçlarını, bunlardan kimlerin yararlandığını bilen ve olayları doğru analiz eden bir halktır. 


Yaşadığımız 2001 Krizi, öyle bir bilinçlenmeye neden oldu ki; sosyal, siyasi ve ekonomik olarak nerede, nasıl duracaklarını yaşayarak öğrendiler.


Dolayısıyla her kalkışma ABD/Batı’nın elinde patladı. Bu da onları daha da hırçınlaştırmakta. Son zamanlarda ne yapacağını bilmez şekilde, tutarsız ve çelişkili davranışlar sergilemekteler.

Bir açıklama geliyor, “Suriye’den çıkıyoruz!” haftası dolmadan tam tersi bir ifade düşüveriyor gündeme! Bir dost ve müttefik oluyoruz (!) bir bakmışız, tehditler yağıyor. Ekonomimizi mahvedecekmiş Ağa!


Bunu yaparken de içeriyi karıştıracak, provokatif ifadeleri eksik etmiyor pek doğaldır ki! Bir düşünüyor Kürtleri ki; onları dahi kendi içlerinde parçalayıp, birbirine düşman edecek kadar.

Aslında diyebilir mi hiç!


“Sen nasıl Ağa’nın sözünü dinlemez de Kenevir eker, S-400 alır vs vs……”


Ne diyorduk; eğer başta kendi koltuğunu ve kariyerini düşünen, ezik, kompleksli ve zayıf kişilikli yöneticiler olursa, böyle yasakları(!) delmez, huyuna-suyuna gidersin Ağa’nın!


Ya da Esad gibi, başka Ağa’nın kuklası olup, iyi bir şey yaptığını sanarak, ülkenin kan gölüne dönmesine fırsat verirsin. Oysa böyle durumlarda, ona buna değil, kendine ve halkına sığınan kazanır.


Türkiye, bölgenin lider ülkesi olduğunu, artık ağaların o kadar kolay hareket edemeyeceklerini, akıllıca politikalarıyla iletişim çağının ve teknolojinin imkânlarından yararlanarak göstermeye devam ediyor!


İçimizdeki ayrık otlarının bu savaşın, siyaset üstü olduğunu anlamaları umuduyla…..

Facebook Yorum

Yorum Yazın

Ana Sayfa
Web TV
Foto Galeri
Yazarlar