Geçtiğimiz ay kaldığımız yerden devam edelim kıymetli okurlarım ve bilhassa meslektaşlarım Zira özelikle Elektrik Sektöründe çok enteresan ekonomik gelişmelere şahit oluyoruz. Mevzu, gerçekten çok kadim ve kaynağı derinlerde. Geçtiğimiz ay ki yazımda da belirttim.26 yıllık toptancılık hayatım var bu sektörde. Daha evvel ki perakendecilik ve tesisatçılık yıllarımızı da saymıyorum. Onlarca yıldır aynı şeyleri yazıyor ve söylüyoruz. Kendim de benzer hataları yaptım. Ama bir yerden sonra ders almaya başlanması gerektiğini düşünüyorum. Bu böyle gitmemelidir. Ben bunlara 10-15 sene evvel ki Teknik Elektrik Postası’ nda ki makalelerimizde de yer verdim. Ama ‘’Hafıza-i Beşer Nisyan ile Maluldür’’ atasözündeki gibi tabi olarak unutuluyor ve arşivlerde kalıyor.
Çok büyük batak haberleri geliyor. Hem İstanbul’dan hem de Anadolu’dan. Hep tanıdığımız bildiğimiz esnaflardan. Bazen 40 yıllık firmalar dahi zora giriyor. 40 yılın emekleri heba oluyor. Araştırıyor ve inceliyorum genelde hep aynı neticeye varıyorum. Geçtiğimiz ay bahsettiğim mevzu. Risk analizi yapmadan gerçekleşen ticari işlemler, satışlar, alışlar vs… Kimse bir mal satarken, “sattığımız bu malın karşılığında aldığımız çekler veya senetler müşterimizin ödeme kapasitesi içerisinde midir?” diye sormuyor! Ya da malı alırken, “benim bu rakamlarda bir borç yüklenip satıp satamayacağım belli olmayan bu malzemenin, günü geldiğinde ödemesini yapabilir miyim?” diye sormuyor kendine.
Evet, bu hataları hepimiz yaptık. Ama öyle rakamlar duyuyoruz ki karşılığı olmayan ‘’Bu paralar nereye gitti’’ diye sormadan edemiyoruz. Finansal amaç için yani borcu borç ile ödemek için yapılan satışlar adeta daha çok. Reel(hakiki) ticaret değil maalesef. Reel ticaret yapmalıyız. Müşterilerimizin kapasitesine münasip ciro yaptırmalıyız. Kolay satıştan kaçmamız lazım. Sermayemizle mütenasip cirolar yapmamız lazım. Tekrar ediyorum benzer hataları hepimiz yaptık. Ama inanın bu rakamlar bizim yüksek cirolu ticaret yaptığımız dönemlerden çok çok daha yüksek. Uçuk kaçık rakamlar dolaşıyor piyasamızda. Tek firmaya verilemeyecek tutarda malzemeler veriliyor. Alınmayacak çekler alınıyor. Kesinlikle firma kapasitesi ölçülmüyor, risk analizi yapılmıyor. Böyle giderse Elektrik Sektöründe çok daha büyük bataklar ekonomik sarsıntılar yaşanabilir. Arz-talep dengesi zaten bozuk uzun yıllardır.
Arz fazlalığımızın daha çok yurtdışı pazarlarında değerlendirilmesi gerekir. İhracata yönelmemiz lazım. İç piyasada çirkin rekabet yerine İhracat da rekabet etmemiz lazım. Sürüyoruz iç piyasaya uçuk vade ve iskontolarda ürünü, sonra bataklar kaçınılmaz oluyor. Gerekirse üretimimizi kısalım. Dış Pazar(ihracat) arayışlarımızı hızlandıralım. Afrika pazarlarına yönelelim. Devasa bir kıt’a bizi bekliyor. İç pazarda daha ne kadar birbirimizi yemeye ve haksız rekabete yol açmaya devam edeceğiz. Bir mal bu kadar ucuza satılıyorsa bunda bir iş çıkar eninde sonunda.
Geçtiğimiz ay yazdığımız ve her seferinde tekrar etmek zorunda hissettiğimiz “risk analizini’’ yapmadan satış gerçekleştirmeyelim. Unutmayalım ki hiçbir şey yapmamak yanlış yapmaktan eftaldir.
Facebook Yorum
Yorum Yazın