Stressiz ve Huzurlu Yaşamak

Başlığı koydum ve yazmaya başladım. Düşünmeden. İçimden geldiği gibi ve stres yapmadan.

Konumuz stressiz ve huzurlu yaşamak. Peki, ne lazım bunun için biraz düşünelim. Biliyorum ki yazacaklarım aslında benim doğrularım veya benim yaşam dinamiklerime göre huzur anlayışı. Siz ne kadarına katılırsınız bilmem ama yazıyorum işte. Okuyun.

İlk kural geçen seneye kadar mutlaka temel ihtiyaçlarımı yaşayacak kadar para kazanmak olurdu. Bugün önce sağlık diyorum ve diliyorum.

İkinci sıradaki para öyle insanı baştan çıkaracak kadar olmamalı. Dediğim gibi temel ihtiyaçlar karşılanabilmeli. Yakın çevreye destek olunabilmeli. Kimseye muhtaç olmadan, eksiklik hissetmeden yaşam sürebilmeli.

Para havadan gelecek demek değil bu tabii. İnsan sevdiği mesleği yapmalı. Severek ve hakkını vererek yapmalı. Bu konuda aklıma gelen bir anımı yazmak istiyorum. Oğlum o zamanlar daha ortaokul son sınıfta. Benim hayalim de liseyi güzelce okuyup üniversitede dayım gibi anneannem gibi doktor olması yönünde. Derken oğlum bir gün ateşlendi. Apar topar doktora götürdüm. Bir yandan da doktorla konuşurken ne kadar başarılı olduğunu ve onun da doktor olmasını arzu ettiğimi söylüyorum. Doktor hanım açtı ağzını yumdu gözünü. “Doktorluk çok mu güzel sanki bak ben bu saatte ikinci hastanede çalışıyorum, canım çıkıyor…”. Gibi  birçok olumsuz serzenişte bulundu. Odadan çıktığımızda oğluma dedim ki doktor hanım şu an bir anneyi oğlunu iyileştirerek ne kadar mutlu ettiğinin farkında değil. Mesleğinin ne kadar yüce olduğunu fark edememiş. Lütfen sen bunu örnek alma. Velhasıl kelam insan işini sevmeli…

Başkalarına imrenmeyecek kadar gönül zenginliği ve olgunluğuna sahip olunmalı. Aslında demek istediğim şey “olmak-olgunlaşmak”.
Çevrenizdeki insanlar ve eş doğru seçmeli. Size evham verecek huzursuz edecek insanlardan uzak olunmalı. Huzur veren ve sizi motive edenlerle hayatı devam ettirmeli.

Her şeyin mükemmel olmasına uğraşmamalı. Bırakın bazı şeyler sizin düşündüğünüz gibi olmasın. Bırakın hayati önemi olmayan şeyler yolunda gitmesin. Bazı şeyler bozulsun, bazı eşyalar çizilsin. Bunların hepsi yaşama dair şeyler.

“Hayır” diyebilmeli. Aslında bunu yazıp yazmamakta çok tereddüt ettim. Sanki her şeye hayır de, etliye sütlüye karışma der gibi bir şey oldu. Ama demek istediğim bu değil. Kırmadan ama usulünce bir şeyleri reddedebilmekten bahsediyorum.

Gün içerisinde sürekli koşuşturma içinde yaşamak yerine sadece üzerinde çalışılan şeye odaklanmalı ve anın tadını çıkarmaya çalışmalı. Bırakın bazı şeyler kalsın. Ama odaklandığınız iş en güzel haliyle bitsin.

Aklınıza gelen her şeyi almaktan vaz geçmeli. Almak üzere olup almadığınız şey için kendinizi tebrik edin. İnanın bir süre sonra bunun sizi alma hazzından çok daha fazla mutlu ettiğini göreceksiniz. Minimalist yaşayın, her yaptığınızı, her aldığınızı, her ortamınızı minimize edin. 

Ve aslında belki de en önemlisi bu hayatta kalıcı değil geçici olduğumuzu bilmeli. Bırakın hayat kasmadan huzur içinde akıp gitsin. Tesadüfen aynı zaman diliminde yaşamaya denk gelmiş insanların huzurunuzu kaçırıp sizi olumsuzluğa sürüklemesine izin vermeyin. Başkalarına imrenmeyecek kadar gönül zenginliği, kimseye zarar vermeyecek kadar vicdan rahatlığı, kendini kaptırmayacak kadar usul bir sevgi ve boş vakitlerden sıkılmayacak kadar hobi edinin.

Yeni yılda herkese önce sağlık sonra da huzur diliyorum. Aşk’ınız daim, kötülükler ve telaşlar sizden uzak olsun da işleriniz rast gelsin...