Mustafa ALBAYRAK

Mustafa ALBAYRAK

Mail: mustafa@teknikelektrik.com

SIKINTI BİTER M İ ?.. VE NEDEN ÜMİTVAR OLMALIYIZ ?

Evet geçen ayki başyazımız sıkıntının kaynağı ne idi? Bu yazıma ait eleştiri,katkı ve kanaatleri bekledim ve aldım. Alacağım tepki ve katkılar şimdiki yazımı şekillendirecekti. Tabii ki ana muhtevası zaten beynim de 2 ay önce şekilli idi. Ama Elektrik kamuoyunun yaklaşımına göre gelecekti yazımın bu ayki devamı...Zaten yıllardır söylüyorum ; çıkardığımız dergi ve yazdığımız baş yazılar önümüzdeki 0nyıllar ve daha ilerki zamanlarda elektrik sektörünün tarihi ve gelişimi ile ilgili ipuçları ve bilgiler verecektir. Zaten “Her Nefis Ölümü tadacaktır” emri ilahisi gereği bizim dergi yayınımızın ve baş yazılarımızında bir sonu olacaktır. Ticari hayatımızın da. Ama önümüzde ki yüzyıl 21.yüzyılın ilk yıllarında Türkiye’de Elektrik Sektöründe kimler vardı, neler yaşandı diye sorgulandığında yada o günün araştırmacıları merak edip baktıklarında Türkiye Elektrik sektörünün tarihini Teknik Elektrik Postası ile onun baş yazılarından kaynak edinebileceklerdir. Yani acizane başyazılarımız ve dergimiz birde bunlara bağlı olarak yayın yapan www.teknikelektrik.com 21.yüzyıl başlarının elektrik sektör tarihini yazmaktadır. Geçen ay üreticilerimizi,toptancılarımızı ve ihracaatçılarımızı bekleyen tehlike ve şuan yaşadıkları sıkıntıları belirtmiştim. Yine geçtiğimiz yıl bu zamanlar yazdığım “Acı Hayat”başlıklı yazımda da Türkiye’nin benzer Ekonomik sıkıntılarının belirli periyotlarla tekrarlandığını anlatmıştım. Bu iki yazıyı aslında birbirinden fazla ayırmadan bu ayki başyazımda sıkıntı biter mi? Ve neden Ümitvar olmalıyız sorularına cevap arayacağım.
Evet sıkıntı bitmez ! Ancak azalır veya çoğalır. Aslında bu sorulara mistik ve felsefi cevap vermek isterim ama bu tür yazılar dergimizin kapsama alanı dışına çıktığından birde dostlarım dergi konusunu aşmamamı istediğinden salt sektörümüzle ilgili cevap arıyorum.
Tabiiki Elektrik sektörünü ekonomik hayattan onuda normal hayatımızdan soyutlayamayız. Hepsi birbirine zincirleme bağlıdır. Hepsinin müsbet(olumlu) ve Menfi(olumsuz) yönleri birbirini tetikler. Ama biz konumuz gereği salt sektörümüz mensuplarını alakadar eden konuları irdeliyoruz.
8 yaşımdan beri Elektrik malzemesi satan, 26 yaşımdan beri toptancılık,35 yaşımdan beri sektör yayıncılığı ve 38 yaşımdan beri Elektrik malzeme üretimi yapan ve 40 yaşını doldurmuş bir sektör mensubu olarak 10 civarında ekonomik kriz yaşamış bulunmaktayım.Ama son bir yıldır yaşadığımız aslında kriz olmayan ama böyle ciddi bir sıkıntıyı ilk defa görüyor ve yaşıyorum. Türkiye’de kağıt üstünde herşey çok iyi. Gayri safi milli hasıla artıyor, ihracaat ve turizm gelirleri hersene rekor kırıyor. Sabit gelirlinin refah düzeyi artıyor ama esnaf ve sanayici çok zorda. Bu beraberinde işsizliği getiriyor. Şu anda yaşadığımız sıkıntının birinci kaynağı Yeni Türk Lirasının aşırı değer kazanması ve Merkez Bankasının sıkı para politikasıdır. Evet enflasyon tek haneli, rakama artık oturmuştur. 8 civarındadır. Ama piyasada Türk parası yoktur. Çok ciddi çek dönme ve erteleme yaşanmaktadır. Esnafımız ve sanayicimiz büyük zorluklar içerisindedir. Esnafımızın ve sanayicimizin bu geçici dar boğazı aşmasının bir çok yolu vardır. Bunları uygulamamız gerekmektedir.
1-) Artık enflasyon yoktur. Stok maliyetine dikkat edilmeli ve 15 günden fazla elde kalacak hiç bir malzeme alınmamalıdır. Stok’ta mal tutulmamalıdır.
2-)Normal zaman da yapılan hiç bir lüx ve gereksiz masraf artık yapılmamalıdır. Mütevazi bir cari masraf takip edilmelidir. Gereksiz cari masraflar terk edilmelidir.
3-) Yapılacak bütün yatırımlar ve işler firmaların veya kişilerin sermayesi ile orantılı olmalıdır. Çok iş yapmak önemli değil, karlı ve zarar etmeyen iş yapılması önemlidir. Sermaye üstünde yapılan her iş risk taşımaktadır. En ufak bir ekonomik sıkıntıda iş sahipleri zor durumda kalmaktadır.
4-)Bahsettiğim sıkıntılardan defalarca etkilenmiş ve yukarıda bahsettiğim maddelere uymadığımdan ekonomik krizlerden çok etkilenmiş bir esnaf olarak ileriye dönük gücümüzün üstünde yatırımlara girmememizi tavsiye ediyorum.
5-) Bütün bunları yaptığımız halde yinede sıkıntılara düçar kalabiliriz.Bu şartlar altında dahi ümidimizi kaybetmeyip mücadeleye devam etmeliyiz. Gücü olanın olmayanı meşru sınırlar dahilinde idare etmesi gerktiğini unutmayıp, ama sıkıntıda olanında saygısını ve mücadele şevkini kaybetmemesi gerektiğini bilmeliyiz.
6-)Normal zamanlarda çalıştığımızın en az %50 daha fazlasını çalışarak kayıp ciroları ve sermayeleri telafi etmeliyiz. O zaman göreceğizki tıpkı 1976,1978, 24 ocak 1980, 1990-91 körfez krizi, 5 Nisan 1994 krizi, 1998 Global Kriz, 2001 21 şubat Krizi, gibi bu sıkıntılı günlerde geçmiş ve refah dolu günler geri gelmiştir. Bu esnada meslek ve sivil toplum kuruluşları olarakta yapılacak şey hükümeti 2008 yılı içinde sıkı para politikasına son verip,piyasayı parasal olarak rahatlatmaktır.
Bu konuda meslek kuruluşları ve üye olduğumuz bütün kuruluşlara baskı yapıp onların bu konularda hükümeti yönlendirmelerini sağlamalıyız.


Facebook Yorum

Yorum Yazın

Ana Sayfa
Web TV
Foto Galeri
Yazarlar