Nurgül YILDIRIM

Nurgül YILDIRIM

Mail: yazarlar24@teknikelektrik.com

Odaklanma Hepimizin Sorunu

''Öğretmenim sersemin teki olduğumu söylüyor, babam da aptal olduğumu düşünüyordu. Bense artık budalanın teki olduğuma karar vermiştim.''
                       Thomas Edison

İnsan iletişimle var olabilen bir varlıktır. Dışarıdan gelen uyaranlar ile beyinde oluşan sinyaller bu iletişimin başlangıç kaynaklarındandır. Örneğin; kendinizi bir işe odakladığınızda beyin kendisini dışarıdan ve içeriden gelen uyarılara karşı kapatır ya da görmezden gelir. Buna da odaklanma veya konsantrasyon denir. Daha açık bir şekilde tanımlamak gerekirse konsantrasyon, zihnin kendini iç ve dış uyaranlara karşı kapatıp o anki uğraşına yoğunlaştırabilmesi ve bu dikkatini sürdürebilme yeteneğidir. Dikkatinizi bir şeye odakladığınızda, beyninizin ön tarafında bulunan prefrontal korteks harekete geçer. Odaklandığınız zaman prefrontal korteksin hem sol hem de sağ tarafı birlikte çalışır. Ancak çoklu görev yaptığınızda, bağımsız olarak çalışmaya başlarlar. Bu durumda siz aynı anda iki şey yapıyormuş gibi hissetseniz de, aslında prefrontal korteksinizin iki tarafı arasında geçiş yapıp durursunuz. Bu geçişler çok kısa bir zaman diliminde gerçekleşse de bir araya geldikleri önemli bir boşa harcanan zaman sorununu ortaya çıkaracaktır.

Dikkatin kolay dağılması dikkati odaklamada güçlük, bir sayfanın yâda konuşmanın ortasında kayıp gitme, bazen de fazlası ile odaklanabilme kabiliyeti görülebilmektedir. Kayıp gitmek istemsiz olur, hasta bakmıyor iken oluşur ve baktığınızda orada değildir. Trafik kazaları yapmaları sık gözlenir ( özellikle araçlarının sağ tarafını çarparak). Sıra dışı “fazlası ile odaklanma“ kabiliyeti de genellikle vardır ve bu hastalığın aslında dikkat eksikliği değil ama dikkat tutarsızlığı olduğu düşünülmektedir. 

Odaklanma Sorunu İle Nasıl Baş edebiliriz?
Çalışmak için bilgisayar başına oturduğumuzda tarayıcımız genel olarak şöyle gözükür. Yan sekmede açık duran e-postalar, sık sık bize bildirim yollayan Twitter, üzerinde çalıştığımız projelerden oluşan birkaç Google sekmesi, ardında Facebook, YouTube, okumak istediğimiz yaklaşık 10 makale. Büyük bir ihtimalle bu yazıya da telefonunuzdan başka bir işle meşgul iken göz atıyorsunuz. Bizce kapatabilirsiniz. Çünkü işe yaramayacak. Okuduğunuzu anlamayacaksınız.
Ayrıca beynimizin bir aktiviteden diğerine sürekli geçiş yapması, onun daha fazla glikoz yakmasına sebep olur. Glikoz ise odaklanma esnasında beynimizin ihtiyaç duyduğu besinlerden birisidir. Çoklu görev elimizdeki yakıtı çok çabuk tüketir. Bunun sonucunda da, kısa süre içinde yorgun hissetmeye başlarız. Dolayısıyla sadece zihinsel değil, fiziksel olarak da performansımız düşüyor.

Odaklanma Becerinizi Arttıracak 3 Kural
Aslında bunun için yüzlerce teknik var ve kişisel gelişimin en çok para kazandığı alanlardan birisi de burası. Ancak dikkatli bir gözlemciyseniz aslında bu tekniklerin hemen hemen herkesin bildiği üç ana madde etrafında gidip geldiğini fark edeceksiniz.

•İlk kural gününüzü planlamaktır. Bu sayede ne yapacağınızı düşünmek yerine direk olarak bu işleri yapmaya geçebilirsiniz.
•İkinci kural enerjinizi yenilemek için molalar vermektir.
•Üçüncü kural ise modern adıyla digital minimalizmdir. Yani yaşantınıza hangi dijital uygulamalara ve hizmetlere izin verdiğiniz konusunda bilinçli ve seçici olma durumudur.

Facebook Yorum

Yorum Yazın

Ana Sayfa
Web TV
Foto Galeri
Yazarlar