Çağımızın temel sorununu hiç şüphesiz enerji elde etmek oluşturmaktadır. Zira önceki yazılarımızda da tespit ettiğimiz gibi dünyanın enerji stokları her yıl %4 azalırken, enerji ihtiyacı ise %5 en az artmaktadır. Bu dünyamızın her yıl en az %10 civarında enerji açığı verdiğini gösterir.
Pekala bu enerji açığını nasıl gidereceğiz? Özellikle ülkemiz gelişen ekonomisine rağmen enerji üretimini artırmazsa yada yeterli oranlara getiremezse ülkemiz kendisine hedef koyduğu 2023 yılında tüketeceği 410 milyar kilowatt enerjiyi nereden bulacaktır? Bu çok büyük bir problem olarak Türkiye’nin önünde beklemektedir.
Tekerleği yeniden keşfedecek değiliz. Dünyamız enerji de büyük bir kavgaya sahne olmaktadır. Ülkeler işgal edilmektedir. Hepimizin bildiği gibi Irak ve Afganistan enerji sebebi ile işgal edilmiştir. Gelişmiş ülkeler dahi kendileri ciddi enerji ürettikleri halde emperyal isteklerle de olsa takviye aramaktadır. Biz ise hâlâ nükleer enerji faydamıza mıdır? Zararımıza mıdır? Bunu tartışıyoruz.
Ben burada taraftarım veya karşıyım demeden bazı basit bilgiler vermek istiyorum. Bunlar hepimizin bildiği konular ama hatırlamakta fayda var.
Bu tablo belki bize bir fikir verebilir. Türkiye’ye nükleer teknolojiyi ve buna bağlı enerji üretimini neden çok görüyorlar anlayabiliriz.
Ülkemizde kurulu barajlarımız dönümlerce arazimizi sular altında bırakmıştır, üstelik yetersizdir. Bu açığı kapatmak için kullandığımız termik santrallerimiz aracılığıyla, tonlarca CO2, SO2,NO2; ağır metallerden Ag, Pb, Sg, U ve daha bir çok zararlı maddeleri doğaya veririz. Bu gazlar en büyük çevre düşmanıdır. Ayrıca ülkemizdeki enerji açığımızı doğalgaz ile kapatmaya çalışıyoruz. Bu enerji türü doğaya termik santralden daha az zararlıdır.
Bunun yanında Rüzgar , Güneş, Jeotermal’in de nükleer enerjiye alternatif olamayacağını özellikle jeotermal de yer altından gelen su çok korrozitifdir. Denizli’deki suyu buna örnek gösterebiliriz. Ayrıca atık su zehirlidir ve tekrar yer altına gönderilmelidir. Çevreye zararlıdır.
Daha çarpıcı bir örnekle yazımı bitireyim ve siz okurlar Türkiye’ye nükleer enerji gerekli midir? Değil midir? Siz kararınızı verin.
Türkiye’nin en büyük barajı Atatürk Barajıdır. Bu barajımızın gücü 2.400 Mwh tır. Verimi ise %50 ile 1000 Mwh tır. Ama yapılacak bir nükleer santraldeki 8 adet reaktörün gücü ise 8000 Mwh tır. Buna göre 8x8000=64.000 Mwh enerji üretilecektir. Bu da 64 adet Atatürk Barajının verdiği enerjiye eşdeğerdir.
Bu kısa ama öz ipuçlarından sonra takdir sizin. Nükleer Enerji; Doğru bir enerji metodu mudur?
Facebook Yorum
Yorum Yazın