Mustafa ALBAYRAK

Mustafa ALBAYRAK

Mail: mustafa@teknikelektrik.com

Neye Evet Neye Hayır!

Büyük gün yani 16 Nisan 2017 tarihi yaklaştıkça hem heyecan ve stres hem de propaganda rüzgârları artıyor. Gerek Evet tarafı gerekse Hayır tarafı daha fazla oy ve destek alabilmek için ellerinden geleni tabi ki yapacaklar. Bu yolda her türlü yasal ve meşru miting, toplantı panel konferans makale yayın vs. haklarıdır.

 

Unutmamalıyız ki sandıktan EVET çıkması ne kadar meşru, yasal ve milli iradeyi temsil ediyorsa HAYIR çıkması da o kadar meşru, yasal ve milli iradeyi temsil eder. Burada dikkat edilmesi gereken şudur bence:

 

EVET, kampanyası yürütenler de, HAYIR kampanyası yürütenler de yalana, iftiraya ve olmayacak şeyleri olacakmış gibi göstermeye çalışmamalıdırlar.

 

Zira bu iletişim ve teknoloji çağında siyasilerin birbirlerini kandırmaları öyle hiç de kolay olmamaktadır.

 

Bu çerçeve de acizane herkes gibi benim de bir görüşüm olacak. Ama ben burada kendi siyasi fikrimi söylemenin derdinde değilim. Çok mühim de değil benim görüşüm isteyen istediği yere oyunu verir.

 

Benim rahatsız olduğum konu propaganda savaşlarının kampanyalarının yalan – dolanla gerçeklerin göz ardı edilerek yapılmasıdır.

 

Misal verelim ki açık ve anlaşılır olsun: 1. Görüş ve değişiklik: “Tüm mahkemelerin, yargının bir siyasi parti liderine bağlanmasına HAYIR diyeceğiz” Görünüş de ne kadar masum ve makul bir propaganda değil mi? Siyasi parti lideri dediği kim biliyor musunuz? Tabii ki halkın seçeceği Cumhurbaşkanı. Siyasi parti lideri olması da bir partinin adayı olarak Cumhurbaşkanı makamına seçilerek gelmesi.

Pekiyi bugün durum nasıl ? Yüksek yargıyı kim atıyor ? Cevap: Şu anki Cumhurbaşkanı…

 

Yeni sistem değişikliğinde kim atayacak? Yine Cumhurbaşkanı… Yani eskiden 17 Anayasa Mahkemesi üyesinin 14’ünü Cumhurbaşkanı atıyorken yeni sistemde 15 Anayasa Mahkemesi üyesinin 12’sini Cumhurbaşkanı atayacak… Peki ne fark var burada …? Değişen ne var ? Efendim partili Cumhurbaşkanı... Eskisi partisiz miydi? Daha önceki Cumhurbaşkanlarından hangisi partisiz idi ?

 

Hadi 1. Cumhurbaşkanından başlayalım:

1.Mustafa Kemal Atatürk  (CHP’li idi.)

2.İsmet İnönü  (CHP’li idi.)

3.Celal Bayar (Demokrat Parti)

4.Cemal Gürsel (Darbeyle geldi- Asker)

5.Cevdet Sunay (Asker ve asker korkusuyla siyasiler getirdi)

6.Fahri Korutürk (Eski asker ve yine asker korkusuyla siyasiler getirdi)

7.Kenan Evren (Darbeyle geldi)

8.Turgut Özal (ANAP’lı idi)

9.Süleyman Demirel (DYP’li idi)

10.Ahmet Necdet Sezer (28 Şubat baskısıyla getirildi ve eski bir yargıç)

11.Abdullah Gül (Ak Partili idi)

12.Recep Tayyip Erdoğan (Ak Partili idi)

 

Evet, 12 Cumhurbaşkanın da hangi kökenden olduğunu bildiğimize göre şimdi yeni sistemin 1. ama Cumhuriyetin 13. Cumhurbaşkanı partili mi olsun yoksa partisiz mi olsun tartışalım.

 

“Arkadaşlar Türkiye Cumhuriyetinin tarihinde tarafsız veya partisiz bir Cumhurbaşkanı hiç olmamış ki bundan sonra olsun. Sadece Türkiye de değil Amerika’da da tarafsız ve partisiz başkan olmamış.

 

Fransa da Hollande mı partisiz Cumhurbaşkanı yoksa Amerika da Trump veya öncekiler mi partisiz idi ?  Ya da şöyle diyelim; Dünyadaki tüm demokrasilerin temel unsuru ve icracısı siyasi partilerdir. İcranın başı da ya Başbakan ya da Cumhurbaşkanıdır yerine ve sistemine göre…Bazı sistemler parlamenterdir ve Başbakanca  yönetilir (ki o  da partilidir ve hem partisinin hem ülkesinin icrasının başıdır) Bazıları da Başkanlık – Cumhurbaşkanlığı yönetim sistemiyle yönetilir. Onun da icrasının  başı Başkan - Cumhurbaşkanıdır (ki o da tüm dünyada partilidir)

 

Aslında şu mu denmek isteniyor birileri tarafından:  Cumhurbaşkanlığı makamı  “ Ya asker kökenli veya darbe ile gelen bir asker tarafından doldurulmalı ya da kast sistemi ile birkaç yargı mensubu asker sivil bürokrat tarafından dış ülkelerin razı olacağı bir isim olmalıdır” Öyle mi?

 

Bu mudur demokrasi ? Bu mudur tarafsızlık? Bu mu milli irade diye soralım. Ve buna göre oyumuzu kullanalım.

 

Şimdi ikinci bir iddiaya gelelim; Cumhurbaşkanı sisteminde yeni Cumhurbaşkanı yargılanamaz ve diktatör olacağı iddiasına…

 

Tekrar hatırlatayım niyetim kimseyi ikna etmek veya oyunun rengini etkilemek değil. Zannımca herkes zaten oyu’nu nereye atacağını biliyor. Ben sadece yalan üzerine propaganda yapılmasına karşı olduğum için açıklama yapma ihtiyacını hissediyorum.

 

Evet biraz da diktatörlük ve yargılanamaz iddialarına temas edelim. Şu anki sisteme göre mevcut Cumhurbaşkanımızın hatta daha önce bu makamda bulunmuş ve hayattaki Cumhurbaşkanlarımızın “ Yargılanma imkânı yoktur” vatana ihanet suçu hariç. Türkiye Cumhuriyetinin Cumhurbaşkanı işlediği hiçbir suçtan mütevellit, muhakeme edilemez. Misal mi gösterelim “ Bir liderler zirvesinde Sayın Erdoğan’ın canı sıkılsa ve Sayın Kılıçdaroğlu’nun alnına şahsi tabancası ile ateş etse ve öldürse, Sayın Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı yargılayacak bir yasa bulunmamaktadır. Makamından inse dahi hiçbir yasaya göre Sayın Erdoğan yargılanamaz.

 

Ama yeni sistemde ise Cumhurbaşkanı icranın başı olarak yaptığı her icraattan, attığı her adımdan harcadığı her kuruştan sorumludur ve yargılanabilir.

 

Üstelik mevcut eski sistemde dörtte üç (3/4) 550 milletvekilinin 413’nün onayı gerekmektedir ve sadece vatana ihanet için yargılanabilir Cumhurbaşkanı…

 

Ama değişecek yasa ile Cumhurbaşkanı artık yargılanabilecek hem de Amerikan başkanları gibi ve görevleri başındayken. Hemde 2/3 oranı yani 600 vekilin 400’nün onay vermesi ile... Şu anki mevcut yasalara göre dokunulmazlıkları kaldırılmadan milletvekilleri bile yargılanmazken yeni gelecek sistem de Cumhurbaşkanları bile çok rahat yargılanabilecekler…

 

Şimdi bu mu diktatörlük ve yargılanamaz Devlet Başkanlığı ?

 

Tabi ki HAYIR diyenler de EVET diyenlerde özgür ve milli iradedir. Ama yalana dolana iftiraya ne gerek var ?

 

Yazımızın ebadına sığmayacağı için diğer konulara misal TBMM’nin fesih meselelerine girmiyorum Burada da malumunuz büyük bir yalan var…

 

Şu anki sistemde malum mevcut Cumhurbaşkanı zevk için bile TBMM’yi feshedebilecekken yeni sistem de ancak ki ve TBMM ile anlaşması ve kendisini de feshetmek kaydı ile meclisi feshedebilir…

 

Hay Allah girmeyecektim bu konuya ama onu da söylemiş olduk.

 

İyi… Diğer asparagasları da siz okurlarımız bulur artık herhalde… Sonuç sandıktan ne çıkarsa milli iradeye saygılıyız EVET de HAYIR da bu ülke halkının tercihi olacaktır.

 

Facebook Yorum

Yorum Yazın

Ana Sayfa
Web TV
Foto Galeri
Yazarlar