Moskova Mektubu

Sabirler İdil Bulgarları Tatarlar Çuvaşlar Ural Altay halkları ve daha bir çoğu. Hani Amerika Birleşik Devletleri deniliyor ya!! Aslında Rusya federasyonu için birleşik Türk Slav milletleri dense yanlış olmaz. Çünkü şu anki Rusya’nın çoğu ya İskandinavyaya yakın Rurikler ya da Turkik kavimler ya da bunların karışımı melezlerden oluşur. Rusya yahudilerinin bir çoğu dahi Hazar Türk’leridir. Dolayısıyla tipleri ve genetikleri bayağı benzeşir. İdil Bulgarlarının Karahanlı Devletinden bile önce Rusya da İslamı kabul ettiklerini bilir miyiz mesela? Kazan şehri ve etrafındaki Türkler 19. Yüzyıla kadar kendilerine bolgar denmesini uygun görse de Moğollara yakın bir kavim olan Tatarların adıyla çağırırlar Ruslar. Bizim gibi olan Türkiye Türk’lerine örf adet karakter olarak benzeşen başka ülke insanlarının genellikle Rusyada yaşıyor olması bizlere garip gelmesin. 16cı yüzyılda özellikle Rus ve Ukran Kazakları kaçırdıkları kızları İstanbul’a getirip köle olarak satarlardı. Tabiki insaflı asil ve zengin yeni sahipleri tarafından gaddarca kullanıldıklarını söyleyemeyiz bu köle daha doğrusu hizmetci kızların. Hatta bir çok görgü mutfak ve davranış bilgisine sahip olmuşlardır İstanbul’da geçirdikleri vakit esnasında. Burada kalıp Anadolu insanı gibi olan da oldu, Ukrayna Rus steplerine geri gidenleri de geri dönenler hem parayla hem de bir medeniyet ile döndüler köylerine ve gelecekte kurulacak olan Büyük Rusya İmparatorluğu’nun da bir nevi tohumları atıldı. Savaş esirlerinin bir çok yeniliği sanatı zanaatı hürlüklerinden sonra kendi memleketlerine götürüyor olmaları insanlığa faydalı olmuştur. Mesela Rizelilerin fırıncılıgı pastacılığı Rusyadan esaretten dönen bir kaç iyi askerden öğrenmesi gibi. Ruslar Osmanlı imparatorluğu zamanında Azak Kalesi’ni alırlardı.  İstanbul sefere hazırlanırdı. Padişah saltanatını kuvvetlendirirdi Rus’lara Azak Kalesini aldırtıp gemilerle Karadeniz’i geçip Azakı geri alarak halktan askerleri için iyi bir vergi ancak böyle toplanırdı . Halkı, sefer kırar. Lakin işin ilginci şudur ki çok kalabalık, güçlü ve isimli Osmanlı Ordu’su çok çetin geri almıştır Rus köylü Ordu’sundan azak kalesini. Çünkü zenginlik ve sefahat Ordu’yu eski gücünden çok gerilere götürmüştü 17. Yüzyılın sonlarında. 18ci yüzyıl zaten tamamen bir yıkım olmuştur. Deli petroyu prut bataklığında kuşatan baltacı Mehmet paşa bir çok kadın esir ve para almıştır Rus Ordu’sundan. Katerina kendi Ordu’sunu tehdit etmiş veya paranız ya da Can’ınız demiştir askerlerine. Köylerinden kendi halkından getirdikleri altın incik boncuk ne varsa hepsini vermişler Katerinaya . kocası Petro zaten pert olmuş artık atıl durumdadır. Katerina bence bir mikdarını verdi Osmanlı Ordu’suna o paranın ve çoğunu kendine sakladı. Ahhhh tabi bir çok güzel kızı toplayıp askerlere hediye etmesi de cabası .. Katerina bu yüklü para ile diğer Rus prenslerini satın aldı. Onların arasındaki anlaşmazlıkları bitirdi ve hepsini kendine bağladı. Memlekette onları eve bağlayacak güzel kadınlar da kalmayınca da erkeklere savaş askeri olmaktan başka bir tercih kalmadı. Peki o köle kızlarla parayla dönen Osmanlı askerlerine ne oldu derseniz. Lale devri vardır hatırlarsınız 10 sene kadar sürmüş.  Hanımlarla bir güzel yediler paraları. Paralar kızların boynunda kolye oldu . Tazeler olgunlaştı ve hediyelerle ülkelerine geri döndüler. Hem medeniyet hem de ekonomik fırsat getirdiler Rusya’ya. Türkler savaştıra savaştıra saldıra saldıra Rus’lara savaşmayı öğrettiler derler. Bu doğrudur lakin biraz da akrabalarımız olan Hazar musevilerinin 18 ci yüzyılda Rusya’ya yatırım yaptığını da unutmamak lazımdır. Bir çok Rus generali de Türk asıllıdır. Şeremetov gibi. Hatta Moskova’daki en büyük havalimanının adıdır. Ya da bizim gemileri yakan Uşakov ya da Kurtuluş Savaşı’n da bize silah temin eden Aleksander Kolçak. Aktör ve şarkıcı baba oğul Eşref Harun Kolçak bu ünlü amiralın akrabalarıdır mesela. Ailesini emaneten Erzurum’a bırakmış savasta. Ruslar işlerini acele yapmaz. Bu onları Türklerin gözüyle tembel gibi gosterir. Garanti iş yaparlar. Kontrol ederler de ederler. Ürünleri basit ama sağlam olur. Ruslar zannedildiği kadar çok içki içmezler ama çok içtiklerinde de bizim millet gibi de hemen kafayı bulmazlar. Bana mı öyle gelir bilemem ama lakin içelim güzelleşelim sözü sanki Ruslar için . Bu insanlar gerçekten güzelleşiyorlar ama bizim millet içtikten sonra suratında rabbi esir suratı olmuyor... İngilizler, Almanlar çok daha evvel yüksek alkol tüketimine başlamışlar ve Rus’ların güzelliği de bana göre genlerinde çok alkol olmamasındandır. 


Rusya da bal çok, orjinal ve kalitelidir. Propolis arı sütü polenler ve bilmediğimiz binbir çiçekten değişik balların geldiği bir fuarları olur Moskova’da tarihi kolomenskaya parkında her sene. Türkiye’ye kriz öncesinde en çok turist misafir yollayan ülkedir.  Otel çalışanlarının en memnun oldukları müşterilerdir. Şikayetçi olmazlar bahşiş bol verirler ve bir güzel de harcama yaparlar heryerde. Türk yemeklerini çok severler. Aslında Türkleri de çok severler. Rusya da uzun süre yaşayan Türk’ler o kadar benimser ki, kendi milletlerine yabancı bile kalabilirler. Vizesiz gidilebilen günlerde amcamın kızları gitmişlerdi Saint Petersburg ve Moskova’ya . Biraz da ben gezdirmiştim. Gerçekten çok memnun kalmışlardı. Umarım herkes bir gün Rusya’ya ziyarete gider ve yerinde görür.