Dr. Yasin Duran

Dr. Yasin Duran

Mail: yduran@teknikelektrik.com

Milli Hüsran

Gecikmeli 2020 Avrupa şampiyonası başladı, grup karşılaşmalarının son maçları kaldı, en azından bizim için. Daha doğrusu bizim için Avrupa şampiyonasının son maçına geldik. Oynamış olduğumuz İtalya maçı tam bir hezimet oldu, İtalya kalecisini sadece maç başında milli marşlar okunurken gördük diyecek kadar aciz oynadık. İtalya sanki ağır sıklet dünya şampiyonu biz ise sinek sıklet vasat boksörü gibiydik. Galler maçında ise eh işte diyecek kadar oynayabildik ve tabi ki sonuç 2-0 aleyhimize oldu. Bu günlerde spor programlarında takıma ve teknik ekibe veryansın edenler, ağzına geleni söyleyenler vs, vs. Takıma ve teknik ekibe ne yaptınız ki diyenler, hakaret edenler meydanı boş bulmuş atıp tutuyorlar. Bu takım ne mi yaptı, dünya şampiyonu Fransa’yı yenerek grup birincisi olarak bizi şampiyonaya taşıdı, bunun için kendilerine teşekkür etmek lazım. Şampiyonadaki performansları gerçekten yetersiz oldu.  Peki, bu sonuçlar sürpriz mi? Hayır, tabiî ki. Bizim sorunumuz şu aslında, biz gerçekleri görmüyor, saman alevi gibi gelen başarıları örnek alarak kendimizi dev aynasında görüyor, bu da beklentilerimizi zirveye taşıyor. Beklenti zirve olunca kayıplarda çok büyük geliyor. Şöyle düşündük, biz dünya şampiyonu Fransa’nın önünde grup birincisi olduk, dolayısı ile dünya şampiyonunu yendiysek herkese aynı tarifeyi uygulayabiliriz dedik. Geçen grup maçlarında Hollanda ve Norveç’i farklı yenmemiz burnumuzu büyüttü herkesi yeneriz sanıyoruz. Peki, Letonya maçı ne olacak, o maçı nereye koyacaksınız, kıyası bu maça göre yaparsak haddimizi biliriz bence, ne oldu Leytonya denilen Türkiye’nin bir ili kadar olan ülke takımına 3-1 önde iken 3-3 berabere kaldık, bu maçı unutursak Avrupa şampiyonasında yıkılırız. Fransa, Hollanda ve Norveç’i yenince herkesi yenen ileceğimizi düşündüğümüz gibi Letonya’ya 3-1’den 3-3’e düşünce herkese yenilebileceğimizi düşünmemiz gerekirdi ve öyle oldu. Böyle bir saçmalık yok, o yüzden takımdan önce kendimizi de eleştirmemiz lazım. İşin gerçeği ne? Biz zayıfın bir tık üstü orta seviye bir takımız, zaman zaman saman alevi gibi başarılar elde edebiliriz, ancak bu istikrarlı bir başarı olmaz, daha çok fırın ekmek yememiz lazım. Kafamızda ne vardı? Galler ve İsviçre’yi her türlü yeneceğimizi, İtalya ile berabere belki de galip geleceğimizi hayal ediyorduk. Bu hayal içinde olanlar futboldan anlamayanlardır. Düşünün Galler takımında Bale ve Ramsey diye Avrupa ve Dünya futbolunun son 10-12 yılına damga vuran üst düzey tecrübeli oyuncular var ve biz bu Galler’i rahat yeneceğimizi düşünüyoruz. Yani kendimizi kandırıyoruz. Bırakın şimdiki takımda hatta futbol tarihimiz boyunca bu iki oyuncu seviyesinde futbolcumuz olmadı, kendimizi kandırmayalım. Bu iki oyuncu attıkları birinci golde ve benzer şekilde atamadıkları gollerde klaslarını göstermişler, bize de saygı duymak düşer. Had bilmek lazım! Rakibe saygı duymak lazım! 

Turnuva başlamadan yarı final hesabı yapan güruh şimdilerde takımı yerden yere vuruyor. Seviyeni bil, mücadeleni yap ve bizi temsil edenlere de saygı duy, bizim gücümüz bu kadar, fazlasını elde edersek de mutlu oluruz. İlk iki maçı eksi 5 averaj ve sıfır puanla geldiğimiz b u durumda bile bazı futboldan anlamayan zerzevat gruptan çıkma hesapları yapıyorlar, hayal güzel bir şey tamam ama hayal kurarken de insanda bir insaf olur, iki maçta rakip kalecileri yere yatıramamış kadar aciz hücum yapan bir takım İsviçre’ye 5 fark atacak herhalde, ondan sonrada tüm üçüncülük adayları fark yiyecek falan, filan. Bu kadar kötü oyunla çıkmayalım be, çıkarsak kendimizi yine başarılı sayacağız ve eksiklerimizi unutacağız… Teyzemin bıyıkları olsa dayım olurdu atasözü geldi aklıma. Şenol Güneş başarısız, taktik hatalar var, oyuncu seçiminde hatalar var. Şenol hoca olmazsa fatih hoca olacak, o da benzer seçim ve hatalar yaptı daha önce, çözüm teknik adam değişikliği değil, oyuncular oynamıyor, mücadele etmiyor diyorlar, ben bunu da yanlış buluyorum, neden çünkü rakip takımların oyuncuları bizim oyuncularımızdan daha kaliteli. Futbol rakiple oynanan bir oyun rakip senden iyi olursa haliyle sen kötü oluyorsun, gücün yetmiyor. Açıkçası İtalya, Galler ve İsviçre takımlarının oyuncuları ve oyunları bizden daha iyi, biz bu grupta her açıdan sonuncu takımız, bunu görmemiz lazım, görmezden gelirse sonu böyle hüsran oluyor. Peki, bu seviyede olmamızın sebebi ne, biz neden bu kadar istikrarsız ve zayıf takımız? Bence en büyük sebep Türkiye süper liginde oynan(may)an futboldur. 

Süper ligde futbol adil değil, futbolu yönetenlerin amacı 3 büyük İstanbul kulübünün ve taraftarının memnun olmasını sağlamak olduğu için futbolumuz gelişmiyor. Bu takımların kazanması için penaltılar uyduruluyor, rakip takımların direncini kıracak hakem yönetimi sağlanıyor… Avrupa’da lehimize bu tür entrikalar olmadığından başarı tesadüflere kalıyor. Avrupa şampiyonasını izleyince süper ligde verilen penaltıların % 90’ının penaltı olmadığı anlaşılıyor. Sanki voleybol maçı oynuyoruz, hakemler birilerinin lehine penaltı vermek istediğinde fotoğraf penaltısı denilen pozisyonlarda cömert davranıyorlar, böylece maç kazanmak için mücadele etmeye, iyi oyun oynamaya gerek kalmıyor. Haliyle ortaya kaliteli bir futbol çıkmıyor. TFF ve kurulları İstanbul kulüpleri tarafından dizayn ediliyor ve yönetiliyor, buradan adalet çıkmaz zaten. Kulüpler ise zaten bir âlem. Son zamanlarda yabancı kuralı yine değişti. 8+6 diye bir ucube ortaya atıldı, bence de saçma bir karar. Büyük kulüplerimiz ne diyor, yabancı oyuncu transfer etmezsek Avrupa’da mücadele edemez, başarılı olamazmışız. Sanki transfer serbest olunca çok başarılı oluyoruz da, 5-10 yılda bir, bir takımımız tesadüfen biraz ilerliyor o kadar, başarıda tesadüften ibaret. Sürekli transferden bahsedeceğinize oyuncu yetiştirerek başarılı olsanıza, hem böylece kulübün, milletin milyon dolarlarını çöpe atmamış olursunuz. Burada bir lafım da TFF’ye,  yabancı sınırlamayın ancak alt yapıdan oyuncu zorunluluğu getirin, mesela yabancı 14 kalsın ancak ilk 18’de o kulübün alt yapısından yetişmiş en az 6 oyuncu mecburiyeti getirin, böylece kulüpler oyuncu yetiştirmek ve oynatmak zorunda kalsınlar, bu futbolda rekabeti de artıracaktır.

Bir maçımız kaldı, İsviçre bizden iyi takım ve muhtemelen yarın onlara da kaybedeceğiz. İnşallah yeneriz bize bir teselli olur. Ancak süper ligde adalet sağlamaz isek daha çok hayal kurar, sonrasında da büyük hayal kırıkları yaşamaya devam ederiz…
 

Facebook Yorum

Yorum Yazın

Ana Sayfa
Web TV
Foto Galeri
Yazarlar