Mustafa ALBAYRAK

Mustafa ALBAYRAK

Mail: mustafa@teknikelektrik.com

Kurucu İrade ve Misak-ı Milli (Ahd-i Milli)

Son aylarda hepimizin dikkatini çeken kelime ve kavramlar lügatımıza girmeye devam ediyor. Medya da çeşitli siyasetçi, STK (Sivil Toplum Kuruluşu) yöneticisi, Oda veya Baro başkanları çeşitli konuşmalarında tekrar tekrar “kurucu ayarlara” dönmekten bahsediyorlar. Yani cep telefonlarımızın tabiri ile “fabrika ayarları” na dönmek.


Pekiyi nedir bu fabrika ayarları? Ya da Kurucu ayarlar? Aslında sorunun cevabı çok basit. Cumhuriyetimizin kuruluşuna indiğimiz zaman yani 1923 yılına yada Cumhuriyetimizi kuran T.B.M.M.’nin açıldığı 1920 yılına dönersek orada görebiliriz kurucu ayarları.


Malumunuz  T.B.M.M. 23 Nisan 1920’de açıldı. Açıldıktan hemen sonra da 20 Ocak 1921’de Teşkilat-ı Esasiye Kanunu adı ile Büyük Millet Meclisimize hazırlanan ilk anayasayı hazırlamış ve kabul etmiştir. Yani Türkiye Cumhuriyeti’nin bilinen ilk ve kabul edilmiş anayasası 1921 anayasasıdır. 29 Ekim 1923’de ilan edilen cumhuriyet sonrasında ise 10 Nisan 1924’de bilinen ve kabul edilen 2. Anayasamız hazırlanmış Büyük Millet Meclisimizce de kabul edilmişti. Öyleyse en basit yolla düşünecek 

olursak   ki ben Sivas ve  Erzurum Kongrelerine ya da Amasya Tamimi (genelgesi)’ ne de inmiyorum. Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucu ayarları olarak 1921 ve 1924 anayasalarını gösterebiliriz. Hani bugünlerde hazırlanmasını istediğimiz anayasa için bazı muhalefet partilerinin şart koştuğu olmassa olmaz dediği ilk 4 madde varya? Onların bulunduğunu iddia ettikleri kurucu ayarlar. 


Bir bakalım bu anayasalarımızın maddelerine de kurucu ayarlarımız neymiş? Görelim; 


Önce 1921 Anayasasının esasları; 

1) Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir

2) Yasama, yürütme kuvveti milletin tek ve gerçek temsilcisi Büyük Millet Meclisi’nde belirlenir 

3) Din ve şeriat işlerini yürütmek T.B.M.M. nin görevidir.

4) Padişah ve halifenin geleceği meclisin vereceği karara göre olacaktır.

5) Büyük Millet Meclisi’nin seçimi 2 yılda bir yapılır. Seçilen üyelerin görev süresi iki yıldır ve yeniden seçilmek mümkündür.

6) Büyük Millet Meclisi’nin genel kurulu kasım başında, davetsiz toplanır

7) Büyük Millet Meclisi, hükümeti oluşturan bakanlıkları, özel kanun gereğince seçtiği bakanlar vasıtasıyla idare eder. Meclis yürütme ile ilgili işlerde bakanlara görev tayin eder. Gerekirse bunları değiştirir

8) Büyük Millet Meclisi hükümeti oluşturan bakanlıkları; özel kanun gereğince seçtiği bakanlar vasıtası ile yönetir. Meclis, yürütme ile ilgili işlerde bakanlara görev tayin eder, gerekirse bunları değiştirir.

9) Büyük Millet Meclisi genel kurul tarafından seçilen başkan, bir seçim süresinde Büyük Millet Meclisi başkanıdır. Bu sıfatla meclis adına imza atmaya ve bakanlar kurulu kararlarını onaylamaya yetkilidir. Bakanlar kurulu üyeleri içlerinden birini kendilerine başkan seçer. Ancak Büyük Millet Meclisi Başkanı bakanlar kurulunda tabii başkanıdır. (O sırada Cumhurbaşkanı falan yok daha yıl 1921)

10) Kanuni Esasinin bu maddelere aykırı düşmeyen hükümleri eskisi gibi yürürlüktedir.


Evet 1921 Anayasası’nın maddeleri bunlardır.


1924 Anayasası’na gelince;

1) Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir

2) Devletin yönetim şekli cumhuriyettir

3) Devletin dini İslam, başkenti  Ankara ve dili Türkçedir.

4) Devletin başkenti, rejimi ve bayrağı değiştirilemez

5) Yasama ve yürütme yetkileri meclise aittir.

6) Yargı bağımsız mahkemelerce yürütülür

7) Meclis yürütme yetkisini seçtiği Cumhurbaşkanı ve onun atadığı bakanlar kararıyla kullanır

8) Üst üste aynı kişi Cumhurbaşkanı seçilebilir

9) Seçimler dört yılda bir yapılabilir

10) Seçmen yaşı 18 olacaktır


1924 Anayasası’da  budur. Şimdi bu iki anayasada (yani 1921 veya 1924) belirtilen maddeleri kurucu ayarlar olarak tanımlarsak (ki başka yolumuz yoktur) ben şöyle diyorum; 1921 ve 1924 anayasalarında ki tüm maddeleri kabul ediyorum. Bunlar kurucu ayarlar. Bende diyorum dönelim bu ayarlara…


Misak-ı Milli

Misak-ı Milli sınırlarımıza gelince. Bunun adına da yine 1918 Mondros Mütakeresinden sonra Misak-ı Milli demişiz. Peki nedir Misak-ı Milli…? 


Misak-ı Milli (günümüz Türkçesi ile Milli Yemin) Kurtuluş Savaşı’nın siyasi manifestosu olan 6 maddelik bildirinin adıdır. İstanbul da toplanan son Osmanlı Mebusan Meclisi tarafından 28 Ocak 1920’de oy birliği ile kabul edilmiş, 17 Şubat 1920’de kamuoyuna açıklanmıştır.


Bildiri 1. Dünya Harbini sona erdirecek olan barış antlaşmasında Türkiye’nin kabul ettiği asgari barış şartlarını içerir.


Misak-ı Milli toplantısının ardından çıkan kararlar arasında özellikle Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti üyesi milletvekillerinin yoğun çabasıyla gizli bir oturumda daha önce Mustafa Kemal Paşa tarafından hazırlanan Misak-ı Milli’nin kabul edilmesi vardır. (28 Ocak 1920) İşte Misak-ı Milli kararları…


1) Mondros Ateşkesi imzalandığı sırada (yani 30 Ekim 1918) işgal edilmemiş bölgeler kesin Türk yurdudur.

2) Kars-Ardahan ve Batum’da (Elviya-i Selase) gerekirse referanduma gidilecektir.

3) Araplar kendi geleceklerini kendileri belirleyecektir. (Arapların çoğunlukta yaşadığı yerlerde referandum yapılacaktır.)

4) Batı Trakya’nın geleceği referandum ile belirlenecektir.

5) İstanbul, Marmara ve halifenin güvenliği sağlandığı takdirde; boğazlar trafiğe açılacaktır.

6) Azınlıklara, diğer ülkelerdeki Türk azınlığa tanınan haklar tanınacaktır.

7) Siyasi, mali ve adli gelişmemizi engelleyen sınırlamalar (kapitülasyonlar) kabul edilemez.


İşte Misak-ı Millimiz işte kurucu ayarlarımız. Ben kendi adıma hepsine dönmeye razıyım. İsterseniz millete soralım onlarda razı mı acaba?


Facebook Yorum

Yorum Yazın

Ana Sayfa
Web TV
Foto Galeri
Yazarlar