Yazı Arşivi

Yazı Arşivi

Mail: arsiv@teknikelektrik.com

Karıncanın Gözlerindeki Pusula

Peki diğer canlıların yönlerini nasıl bulduklarını hiç düşünmüş müydünüz? Örneğin bir çölde yiyecek arayan karıncanın yuvasına her seferinde nasıl geri döndüğü hiç aklınıza gelmiş miydi?

Her ne kadar diğer canlı türleri  matematiksel problemleri, birinci ve  ikinci dereceden denklemleri çözmek ile zaman harcamasa da, matematiksel yetenek hayvanlar aleminde oldukça yaygındır. Yıllardır yapılan araştırmalar goriller, yunuslar, maymunlar, sincaplar, köpekler, lemurlar, filler, kuşlar, semenderler ve balıklar gibi canlı türlerinin sayısal yetenekleri olduğu yönünde kanıtlar sağlamıştır. Hatta Michigan’daki Oakland Üniversitesi’ndeki araştırmacılar, yakın zamanda siyah ayıları da bu listeye eklemiştir.

Örneğin şempanzeler, yapılan matematik testlerinde yüksek bir performans göstererek, verilen görevlerin %90’ını başarılı bir şekilde tamamlamıştır. Yapılan deneyde araştırmacılar, şempanzeyi içinde çikolata parçaları bulunan iki sıra kasenin önüne yerleştirmişlerdir. Her sırada iki kase bulunmakta ve şempanzelerin içinde en fazla çikolata parçası bulunan sırayı seçmesi, yani her kasede bulunan çikolata parçasını birbiriyle toplaması gerekmektedir.

Ama hayvanlar aleminin asıl matematik sihirbazları, Tunus Çölü’ndeki karıncalardır (Cataglyphis fortis). Bu karıncaların matematiksel becerileri arasında hem aritmetik, hem de geometri bulunur. Bir çöl karıncası yiyecek aramak için yuvasını terk ettiğinde, eve dönüş yolunu bulmak gibi önemli bir görevi bulunmaktadır. Dünyanın hemen hemen her bölgesinde karıncalar, görsel işaretler ve koku izleri vasıtasıyla eve dönüş yolunu bulurlar.

Yön bulabilmek için pusulaya, yön tabelalarına veya  haritaya ihtiyaç var öyle değil mi? Harita insana nerede olduğunu, pusulaysa nereye gideceğini gösterir. Tabelalar ise bizi yönlendirir. Tunus'un Akdeniz kıyısındaki Mahore yakınlarında yaşayan siyah çöl karıncası, sabah güneşinin yükselmesiyle 70 dereceye kadar yükselen çöl kumunun sıcağında, yuvasından ısıya kendisi kadar dayanıklı olmayan başka böceklerin ölülerini aramak için çıkar. Bu uzun bacaklı çöl yaratığı istediğinde saniyede bir metre yol kat edebilir.
 
Çöl karıncası yuvasından başlayarak 200 metre uzağa kadar varabilen bir alanda sık sık durarak ve olduğu yerde dönerek dolambaçlı bir yol izler. Ama bu zikzakların bütün karmaşıklığına rağmen, yiyeceğini bulduğunda, hemen yuvasına doğru düz bir çizgi izleyerek yola koyulur. Çöl gibi bir arazide yön belirlemeye yarayan işaretlerin azlığı düşünüldüğünde, karıncanın başardığı işin önemi daha iyi anlaşılacaktır. Araştırmalar, karıncaların gökyüzünü bir pusula gibi kullandığını ve görme duyularının özellikle güneşin polarize ışığına duyarlı olduğunu göstermiştir.
 
Hayvanların özelliklerine baktığımızda gerçekten de mükemmel detaylarla karşılaşıyoruz ve bunların asla tesadüflerle oluşamayacağını anlıyoruz. Bir arı muhteşem altıgenlerden oluşan kovanlar yapıyor, bir bukalemun sırtındaki renkleri görmeden renk değiştiriyor, bir penguen -40 derecede aylarca yumurtasını ayaklarının üzerinde taşıyor? Tüm doğada böyle inanılmaz milyonlarca olay gerçekleşiyor aslında.

Sayı Saymayı Bilen Ağustos Böcekleri
Her yazın sonuna doğru ortaya çıkan ağustos böcekleri böcekler arasında en gürültücü sese sahip canlılardır. Bu böceklerin kendilerine özgü sesleri sadece erkek ağustos böceklerine aittir. Bunun nedeni; dişilerin dikkatini çekerek yerlerini belirlemektir. Çünkü ağustos böceklerinin üremek için toprağın altından çıktıktan sonra maksimum 3 hafta kadar kısa bir süreleri vardır. Bu süre içerisinde dişilerin dikkatini çekerek çiftleşecek ve ardından öleceklerdir.

Dişiler çiftleşmeden sonra ince dallara ve ağaç gövdelerine yarıklar açarak yumurtalarını bırakırlar. Yumurtadan çıkan yavrular yere düşer düşmez hızlıca toprağın alt kısımlarına gömülürler. Larva halindeki böcekler yeraltında uzun yıllar kalarak kendilerini sellerden ve su basmasından koruyacak yuvaları inşa ederler. Burada yıllar boyu ağaç köklerini emerek sağ kalırlar. Yaklaşık 20 yıl toprak altında kalan yavruların hepsi aynı anda topraktan yüzeye doğru çıkarlar. Daha da ilginci hep aynı anda yeryüzüne çıkan ağustos böcekleri bunu doğumlarını takip eden sadece asal sayılı yıllarda yaparlar. (11, 13, 17, 19 yılları gibi).

Ağustos böceklerini çok ilginç kılan özellikleri adeta sayı saymayı bilmeleridir. Bu minik canlıların yıllık yaşam döngülerini nasıl bir asal sayıya denk getirdiklerini hala hiç kimse bilemez. Bu matematiksel zamanlamanın diğer birçok canlıda olan çift sayılı çiftleşme döngülerine rastlamamasının, olası avcı potansiyeline denk gelmemeleri için olduğu tahmin edilmektedir. Çünkü ağustos böcekleri trilyonlarla ifade edilecek sayılarda aynı anda ve tek gecede topraktan çıkarlar.  Ancak bunu diğer canlıların çift sayılı döngülerinde yapmış olsalar veya rastgele günlerde yapmış olsalar diğer canlılara yem olur ve nesilleri büyük tehlike altında olabilirdi. Böylece bu asal sayı döngüsüyle mükemmel bir zamanlama hesaplamış olduklarını görüyoruz.

Kunduz ve Yuvası
Kunduz yuvası, aynı zamanda oldukça geniş bir barajdır Kunduzun inşa ettiği baraj, suyun önünü tam 45 derecelik bir açıyla keser. Yani hayvan barajını, dalları suyun önüne rastgele atarak değil tamamen planlı bir şekilde matematiksel bir açı hesaplamasıyla inşa etmektedir. Burada ilginç olan günümüz hidroelektrik santrallerinin tümünün bu açıyla inşa edilmesidir.

Kunduzlar, bunun yanısıra, suyun önünü tamamen kesmek gibi bir hata da yapmazlar. Barajı istedikleri yükseklikte su tutabilecek şekilde inşa eder, fazla suyun akması için özel kanallar bırakırlar. Kunduzun yaratılışı, yapacağı inşaatçılık işi için özel tasarımlarla doludur.

Sonuç olarak canlılar aleminin yapısı ilginç matematik öğelerle doludur. Hayvanların yapısındaki matematik onların yaşamına büyük rol oynamaktadır.
 
Matematiğin hayatımızdaki rolü ayrıntılı incelendiğinde göründüğünden çok daha büyük olduğunu bir kez daha hatırlamış olduk.

Umarım bu bilgiler sizinde hoşunuza gitmiştir.

Sevgiyle kalın….

Facebook Yorum

Yorum Yazın

Ana Sayfa
Web TV
Foto Galeri
Yazarlar