Nazan ALPTEKİN

Nazan ALPTEKİN

Mail: nznalptekin@gmail.com

Karbon Emisyonu

Karbon Emisyonu

Çevre ile ilgili her haber okuduğunuzda mutlaka “karbon emisyonu” kelimelerine rastlarsınız. Ben de yazılarımda sık sık karbon emisyonu nedeniyle çevreye nasıl zarar verildiğini tekrarlayıp duruyorum. Tekrarlayıp duruyorum da demek istediğimi anlatabiliyor muyum bilemedim.

Yıllar önce çok yabancısı olduğum bir konu hakkında sırf bir akrabamın konuşması var diye -çok da güzel olduğunu sonra sonra anladığım- bir seminere katılmıştım. Tabii ki çıktığımda hiçbir şey anlamadığım gibi az da olsa fikrimin olduğunu düşündüğüm konu hakkında aslında ne kadar bilgisiz olduğumu hissetmiş ve bir daha o konuda hiç konuşamamıştım. Sorunun ne olduğunu sonra fark ettim. Benim anlamayışımın nedeni basitti. Konuyla ilgili teknik terimleri bilmiyordum. Ne olduklarını biliyordum ama o bildiklerimin adının orada kullanılan kelimelere karşılık geldiğini bilmiyordum.

İşte bu yüzden size hepimizin sık duyduğu karbon emisyonunu en basit haliyle anlatmaya çalışacağım ki çevre ile ilgili bir konuşmada en azından ne demek istendiğini hep beraber daha iyi anlayalım.

Karbon emisyonu denildiğinde akla birçok farklı tanım gelmektedir fakat karbon emisyonu aslında sera gazı emisyonundan bahsetmektir. Karbon emisyonu, en basit anlamda karbonun atmosfere salınması anlamına gelir. Sera gazı emisyonları genellikle karbondioksit eşdeğerleri olarak hesaplandığından dolayı, herhangi bir küresel ısınma veya sera gazı etkisi tartışmasında genellikle “karbon emisyonu veya karbon salınımı” şeklinde adlandırılır. Ayrıca, sera gazlarının büyük bir çoğunluğunda karbon molekülüne rastlanmaktadır.

Peki bu karbon emisyonu veya sera gazı salınımı neden korkutucu boyutlara geldi diye sorarsam herkes nüfus arttı diyecektir. Gayet doğru. Nüfus artınca sanayileşme, betonlaşma, yeşil alanların azalması en üst noktaya çıktı. Ya sonuç? Hava sıcaklıklarına baktığımızda ise 19. yüzyıldan günümüze kadar olan süreçte küresel hava sıcaklığı ortalama 0.3 - 0.6 derece artmıştır ve önümüzdeki yıllarda da sera etkisine yol açan tüm gazlar katlanarak artmaya devam edecek, küresel ısınma ve iklim değişikliği gibi çok önemli sorunlar ilerleyen yıllarda dünya için daha büyük tehdit haline gelecektir. Bu konuda birçok yazı yazdım. Şu sıfır noktalı ufacık hava sıcaklığı ile nelerin yok olduğunu defalarca anlattım. Lütfen eski yazılarıma bu konuda göz atın.

Ne yapacağız onu söyle diyenler için naçizane önerilerimi yazayım:

Naçizane öneriler;
Balkonunuz, evinizin önü, arkası her bulduğunuz boşluğu yeşillendirin,
Elektrik enerjisi ihtiyacınızı güneş panelleri veya rüzgâr türbinleri ile sağlamaya çalışın,
Mümkün olduğu kadar aracınızı kullanmayın. Bisikletten daha sağlıklısı yok,
Yağmur suyunu depolama imkânı varsa depolayın,
Doğalgazlı evlerde oturanlar için, elektrikli su ısıtıcıları yerine ocağın kullanın (ya da evlerimizde aylık tüketilen ortalama elektrik 253 kW/saat yerine, 4 kişilik bir aile iseniz yılda 1 ağaç, tek kişi iseniz yılda 4 ağaç dikin),
Havayollarıyla ulaşımınızın karşılığında aylık 5 saat süre ile havayolları ulaşımınıza karşılık yılda 33 ağaç dikin,
Yenilenebilir enerji kaynaklarından biri olan biyoyakıtları, fosil yakıtlar yerine kullanın,
En önemlisi çocuklarımıza doğa sevgisinin, canlının, ağacın-böceğin, suyun-rüzgârın döngüsünü anlatarak bilinçli bireylerin yetiştirilmesi.

Daha örnekler çok. Okuyun ve bu konuya el atın sevgili okurlarım. 
 

Facebook Yorum

Yorum Yazın

Ana Sayfa
Web TV
Foto Galeri
Yazarlar