Yazı Arşivi

Yazı Arşivi

Mail: arsiv@teknikelektrik.com

Kara Kadının Oğlu

İslam tarihinin önemli şahsiyetleri. Hz. Resullullah’ın iki kader arkadaşı. Ebuzer El Gifari ve Bilal Habeşi iki hazret. Bir defasında sebebini bilemediğim bir konuda tartışıyorlar. Tartışma esnasında Hz. Ebuzer El Gifari Bilal Habeşi Hazretlerine sus Kara Kadının Oğlu diye hitap ediyor. Malumunuz Bilal Habeşi Hazretleri zenci (siyahi) dir. Habeş ırkına mensuptur. Arap da değildir.  Bunun üzerine Bilal Habeşi (r.a) önüne bakar ve mahçup bir şekilde sadece “sende cahiliye kırıntıları görüyorum ya Ebuzer” der.

Evet kardeşliği tesis etmek üzere gelmiş olan, insanlar arası adaleti, eşitliği, hürriyeti sağlamak üzere gelmiş olan islamiyetin iki öncü insanı bu şekilde konuşmuşlardı. Halbuki İslamiyet ve onun yeğane önderi Hz. Muhammed (sav) ırk, renk, dil, din, vs. ayırımı yapmadan haklar açısından tüm insanların bir tarağın dişleri gibi musavi (eşit) olduğunu söylemiyor mu idi? İnsanların görevleri değişik olabilir. Sahip oldukları vasıflar sebebi ile farklı vazifeler ifa edebilirler ama haklar muvacehesinde hepsi birbirlerine eşit değil mi? Öyle ise Ebuzer El Gifari gibi sembol ve örnek bir Müslüman nasıl oluyordu da tabiri caizse ırkçılık yapıyordu? Hem de renk ırkçılığı yaparak Hz. Peygamber’in en yakın arkadaşlarından Bilal Habeşi (r.a)’yi sadece renginden dolayı aşağılayabiliyordu?

Bilal Habeşi Hazretleri (Allah kendisinden razı olsun) öyle bir cevap veriyor ki bu cevap hem nesiller boyu tüm insanlığa ibret oluyor hem de Ebuzer El Gifari’yi kendine getiriyordu. Bu cevaptan sonra Hz. Ebuzer El Gifari gidip Bilal Habeşi (r.a)’nin evinin kapısının önüne yatıyor ve “Bilal bu kafamı çiğnemeden ben bu kapının eşiğinden kalkmam” diyordu. Ta ki Bilal Habeşi (r.a)  Ebuzer El Gifari (r.a)’yi affedene kadar.

Bilal Habeşi (r.a)’nin verdiği cevap yazımın başlarında söz ettiğim “sen de cahiliye kırıntıları görüyorum” idi.

Çünkü cahiliyenin özelliklerinden biri de renge, ırka veya soya-sopa dayalı ırkçılıktır. İşte 23 Ekim’de Van’da canımızı acıtan ve yediyüze yakın kardeşimizi bizden ayıran depremden sonra da bazı internet sitelerinde ve ırkçı yayın organlarında cılız da olsa duyulan “Oh olsun onlara” nidaları bu “cahiliye kırıntılarındandır” Oysa Cenab-ı Allah bize Maide Süresi’nin ellinci ayetinde “Yoksa onlar hâlâ cahiliyenin hükmünümü arıyorlar? İyi bilen bir kavim için hükmü Allah’tan daha iyi olan kimdir?” buyruğu vardır.

İslamda ve gelmiş geçmiş tüm dinlerde ırkçılık, renkçilik, asabiyet bağları ayaklar altındadır. İnsanlar arasında kan bağının veya renkdaşlığın hiçbir önemi yoktur. Herkesi insan olarak kabul ederiz ve ona göre davranırız. Yaratılanı severiz yaradandan dolayı.•(Yunus Emre)

Bakın Japonyadan gelip Van’da enkaz altında kalanlar bizim ırkçı faşistlere ders olsun, ibret alsınlar. Biraz insanlık dersi öğrenmek isteyene enkaz altında kalan Japonların cenazeleri yeter. Ben bu kafaya Sayın Devlet Bahçeli’nin “soysuzlar”! tabirine ilaveten Allah ıslah etsin diyorum.

Selam Huda’ya tabi olanlara…

Facebook Yorum

Yorum Yazın

Ana Sayfa
Web TV
Foto Galeri
Yazarlar