Son günlerde açıklanan verilere baktığımızda; ekonominin global ekonomilerle birlikte bir miktar yavaşlama içerisine girdiğini görüyoruz. Bu yavaşlama hem ciro,sipariş, üretim ve kapasite kullanım oranları gibi makroekonomik verilerde görülmekte, hem de kullandırılan kredilerin artış hızında yavaşlama, hatta bazı sektörlerde önemli ölçüde daralma ile de teyit edilmektedir.
08 Mart 2012 günü Türkiye İstatistik Kurumu tarafından sanayi üretim verileri açıklandı. 2012 yılının ilk ayına ait veri olması nedeniyle oldukça önemli bir veriydi. Burada özellikle reel sektörü yakından ilgilendiren imalat sektör verilerini mercek altına aldık.
İmalat sektörü üretiminde; Takvim etkisinden arındırılmış verileri göre, 2011 yılının Ocak ayına göre sadece %0.4 artış göstermiş, aylık bazda ise bir önceki aya göre %17.3 azalış göstermiştir. Takvim etkisinden arındırılmış verilere baktığımızda ise, Ocak 2011 ayına göre % 2.6, Aralık 2011 ayına göre ise %3.1 azalma olduğu görülmektedir.
Bu veriler imalat sektörünün önemli bir şekilde frene bastığını, ve üretim artış hızının düştüğünü bize göstermektedir. Bu durumun devam etmesi beklentilerin olumsuza dönmesine neden olabilecek etkiler yaratabileceğinden, üretimin sürekli düşüş göstermesinin firmalar için neyi ifade ettiğini açık bir dille paylaşmanın önemli olduğunu düşünüyoruz.
Üretimin düşmesi için siparişlerin düşmesi ve stokların artması gerekiyor. Diğer bir deyişle firmanın çalışma sermayesi yavaş yavaş stokta beklemeye başlar. Bu arada üretimin yüksek olduğu dönemlerde oluşturulan cari borçlara verilen ileri ödeme tarihli çeklerin vadeleri yaklaşmaya başladığında firma net nakit çıkışı yaşar. Eğer bu duruma hazırlıklı değilse, nakit sıkışıklığına düşer. Bu durumda kredi kullanmak istediğinde rasyoları olumsuz olduğu için kredi temininde güçlük çeker.
İşte “dananın kuyruğu” böyle bir ortamda kopar. Bir adet çekin yazılması firmayı geri dönülmesi çok zor bir sürece sürükleyerek sonu kapanışa kadar giden bir süreci peşinden getirir.
Üretimin düşüşü bu nedenle son derece yakından takip edilmesi gereken önemli bir veridir. Bu tür süreçlerde önem sırasına göre nakit dengesi karlılığın önüne geçmektedir. İmalat sektöründe faaliyet gösteren firmaların üretim düşüşüyle birlikte sabit maliyetlerin toplam maliyetler içindeki payı artmakta olduğundan fiyat tutturmak daha da zorlaşmaktadır. Bir yandan üretimi artıracak ciroyu yapamazken bir yandan tedarikçilere ödeme yapacak evrak tahsilatını da yapamayarak önemli nakit sıkıntısının ortasında kendisini buluverir.
Şimdi Bilanço risklerinizi iyi yönetme zamanı. Özellikle likit varlık dengenizi iyi kontrol etmeniz ve oluşabilecek ciro düşlerine kadar B planınızı oluşturmalısınız. Pazarlama ve hedef kitleye uygun reklam bütçenizin daralan ekonomilerde artması gerektiğini lütfen unutmayın. Masrafları kısmak fırsatları kaçıracağınız kesimlerden olmamalı. Saygılarımla,
08 Mart 2012 günü Türkiye İstatistik Kurumu tarafından sanayi üretim verileri açıklandı. 2012 yılının ilk ayına ait veri olması nedeniyle oldukça önemli bir veriydi. Burada özellikle reel sektörü yakından ilgilendiren imalat sektör verilerini mercek altına aldık.
İmalat sektörü üretiminde; Takvim etkisinden arındırılmış verileri göre, 2011 yılının Ocak ayına göre sadece %0.4 artış göstermiş, aylık bazda ise bir önceki aya göre %17.3 azalış göstermiştir. Takvim etkisinden arındırılmış verilere baktığımızda ise, Ocak 2011 ayına göre % 2.6, Aralık 2011 ayına göre ise %3.1 azalma olduğu görülmektedir.
Bu veriler imalat sektörünün önemli bir şekilde frene bastığını, ve üretim artış hızının düştüğünü bize göstermektedir. Bu durumun devam etmesi beklentilerin olumsuza dönmesine neden olabilecek etkiler yaratabileceğinden, üretimin sürekli düşüş göstermesinin firmalar için neyi ifade ettiğini açık bir dille paylaşmanın önemli olduğunu düşünüyoruz.
Üretimin düşmesi için siparişlerin düşmesi ve stokların artması gerekiyor. Diğer bir deyişle firmanın çalışma sermayesi yavaş yavaş stokta beklemeye başlar. Bu arada üretimin yüksek olduğu dönemlerde oluşturulan cari borçlara verilen ileri ödeme tarihli çeklerin vadeleri yaklaşmaya başladığında firma net nakit çıkışı yaşar. Eğer bu duruma hazırlıklı değilse, nakit sıkışıklığına düşer. Bu durumda kredi kullanmak istediğinde rasyoları olumsuz olduğu için kredi temininde güçlük çeker.
İşte “dananın kuyruğu” böyle bir ortamda kopar. Bir adet çekin yazılması firmayı geri dönülmesi çok zor bir sürece sürükleyerek sonu kapanışa kadar giden bir süreci peşinden getirir.
Üretimin düşüşü bu nedenle son derece yakından takip edilmesi gereken önemli bir veridir. Bu tür süreçlerde önem sırasına göre nakit dengesi karlılığın önüne geçmektedir. İmalat sektöründe faaliyet gösteren firmaların üretim düşüşüyle birlikte sabit maliyetlerin toplam maliyetler içindeki payı artmakta olduğundan fiyat tutturmak daha da zorlaşmaktadır. Bir yandan üretimi artıracak ciroyu yapamazken bir yandan tedarikçilere ödeme yapacak evrak tahsilatını da yapamayarak önemli nakit sıkıntısının ortasında kendisini buluverir.
Şimdi Bilanço risklerinizi iyi yönetme zamanı. Özellikle likit varlık dengenizi iyi kontrol etmeniz ve oluşabilecek ciro düşlerine kadar B planınızı oluşturmalısınız. Pazarlama ve hedef kitleye uygun reklam bütçenizin daralan ekonomilerde artması gerektiğini lütfen unutmayın. Masrafları kısmak fırsatları kaçıracağınız kesimlerden olmamalı. Saygılarımla,
Facebook Yorum
Yorum Yazın