Güldalı COŞKUN

Güldalı COŞKUN

Mail: yazarlar54@teknikelektrik.com

HAYIRLI OLMASI TEMENNİSİYLE

Kıymetli okurlarımız, yazıyı okuduklarında seçim sonucunu biliyor olacaklar.

Tüm ülke İstanbul seçimine kitlenmiş durumda. Aslında bazı dış ülkeler de bu seçim sonucunu ilgiyle takip ediyor.

Hatta komşu, 31 Mart seçim sonuçlarından çok mutlu olmuş ve Sayın İmamoğlu ile illiyet bağı kuran sevinç manşetleri atmıştı.

 

Sayın İmamoğlu’nun dini inancı, etnik kökeni kimseyi ilgilendirmez. Hele de AK Parti gibi bir kitle partisini hiç ilgilendirmez. Zira, Ermeni vekil ve danışmanlarının yanında çeşitli inanç ve mezhep gruplarından çok sayıda partili olduğu ortada.

Bu biliniyorken, Yunanistan medyasına Ekrem Bey’in tepkisiz kalmasının haklı olarak eleştirilmesinden, CHP tarafından ajitasyon ve kutuplaştırıcı argümanlar üretilmesi doğru değildi. 

Seçimlere on gün kaldı. Fakat Sayın Binali Yıldırım’ın tüm ısrarına rağmen biz projelerden çok, algı yönetimine dayalı soyut kavramlar ve sloganlar üzerinden bir tartışmayı sürdürmekteyiz.

 

Karşılıklı maddi vaatlerde ise kantarın topuzunun kaçtığını düşünmüyor değilim. Bu konuda da siyasete bir kalite getirmenin zamanı geldi artık.

Son yıllarda yaşadığımız her seçimin oldukça sert geçmesinin temel nedenleri var. Gerçekte yaşadığımızın iki siyasi rakibin hizmet yarışı olmadığını biliyoruz.

Fakat halk adına sevinilecek olan şey, taraflardan birinin aynı zamanda gerçekten ülkeye hizmet etmek istediği ve bunu da son yirmi yılda ispatlamış olmasıdır.

2000’lerin başlarına kadar devlette hakim olan CHP zihniyetine rağmen, peyderpey yapılmış işler var elbette. Bu noktada Turgut Özal’ı rahmet ve saygıyla anmadan geçemeyiz.

 

Moda tabirle kutuplaşmanın artması ki bana göre artmamış, sadece daha alttan alan kesiminin yılların birikimi ve güçlü liderinin de mücadelesiyle görünür hale gelmiştir.

Bu kutuplaşma nedeni İslâmi kesim ile laikçi kesim arasında yaşam tarzı farklığı gibi görülse de gerçekte, gerçekte siyasete sirayet ve siyasi muhafazakarlık olarak okuyabiliriz.

AK Parti iktidarları sayesinde, CHP zihniyetinin muhafaza etmek istediği statüko büyük oranda aşınmış, önemli eşikler aşılmış ve aslında ortaya yepyeni bir zemin çıkmıştır.

Bu zeminden faydalanan aktörlerden bir kısmı, kişisel hırs ve kinlerinin esiri olduklarından, gelinen noktayı görmemeyi tercih etse de süreç devam ediyor.

 

Bunca yıldan CHP’nin çıkardığı ders ise takiyye yaparak İslami kesimin oyunu alabileceği oldu. Dini argümanları kullanıp, daha sağa yakın profilleri aday göstermeyi tercih etti.

 

Kısmen etkili olduğunu da söyleyebiliriz. Bazı küskünler, aileleri kadar sıkıntıları birebir yaşamamış genç kuşaklar ve mütedeyyin kararsızlardan oy aldıkları ortada.

Küskünlerin, kırgın ya da kızgınların AK Parti ile ilgili birçok eleştirilerinde haklı olduklarını düşünmekle beraber, bu konularda olumlu adımlar atacak olan yegâne partinin yine AK Parti olduğu kanısındayım.

 

AK Parti’nin yanlışları bile karşıtlarının doğrularından daha olumludur. Zira temeldeki farklılık, bunda oldukça belirleyicidir.

AK Parti’yi demokrasi çerçevesinde aldığı bir kararın eksikliği nedeniyle eleştirirken, karşıt cephenin temelde demokrasiye karşı olması arasındaki ciddi farkı görmek gerekmez mi?

 

Uzun iktidar döneminin elbette dezavantajları da olacaktı. Türkiye aynı zamanda çok farklı cemaatleri ve ideolojik grupları da barındıran bir ülke. Herkesi mutlu etmenin keşke bir formülü olabilseydi.

Seçime gelince gerek donanımı gerekse bir İstanbul beyefendisi duruşuyla tercihim, Binali Bey’den yanadır.

 

Hayırlı sonuçlar temennisiyle…

Facebook Yorum

Yorum Yazın

Ana Sayfa
Web TV
Foto Galeri
Yazarlar