Cem KÜÇÜK

Cem KÜÇÜK

Mail: cemkucuk@gmail.com

FETÖ Sinsi ve Alçak Bir Örgüttür!

Bütün köşe yazılarımda, televizyon programlarında bir şeyin altını sürekli çizdim: “FETÖ ile mücadele AK Parti meselesi değildir, bir DEVLET politikasıdır. Burası bir parti devleti değil, hukuk devletidir. Devletimize karşı suç işleyen Fethullahçıları kimse kurtaramaz. Bilakis FETÖ’yü korumaya kalkan herkes yargılanacaklar. Devletin çıkarları ve hukuk ne gerektiriyorsa o yapılır.” 


15 Temmuz darbe girişimi olmasa bazı şeyler gecikecekti. Yargılamalar hızlı olmayacaktı. Bazıları için FETÖ gerçeği 15 Temmuz’da görüldü. Halbuki aklı başında herkes bu örgütün ne kadar sinsi ve alçak olduğunu görüyordu. Dünya tarihinde böyle alçak bir örgütün örneği yok. 


Türk Devleti’nin tarihinde gördüğü en büyük düşmanlardan başında Fethullahçı Terör Örgütü (FETÖ) geliyor. Bunu sadece Cumhuriyet tarihi için demiyorum. Selçuklu’dan Osmanlı’ya kurulan bütün Türk devletleri içerisinde en büyük düşman örgüt FETÖ’dür. 


Bu öyle alçak bir yapı ki, aileleri birbirlerine küstürmüş, kardeşi kardeşe düşman etmiştir. Türkiye’nin gelir bakımından geri muhafazakar, dindar, milliyetçi gençleri FETÖ eliyle son 40 yıldır birer robota dönüştürülmüştür. Anadolu’nun en zeki, parlak çocukları ülkeye hizmet edecekken hepsi birer FETÖ teröristi oldular. Ülkelerine bomba atacak kadar, vatandaşlarına mermi sıkacak kadar gözleri dönen bu FETÖ urunun sökülüp atılması elzemdir. 

Pensilvanya’daki terörist başından emir geldiğinde her FETÖ teröristinin yapamayacağı alçaklık yoktur. Kendilerini canlı bomba olarak bile patlatırlar. Bunun sayısız örneklerini gördük. Cehenneme giden yol iyi niyet taşlarıyla döşenir. FETÖ’de de böyle oldu. Hemen herkes bunlar çocuk okutuyor, Türkçe öğretiyor, İslam’ı yayıyor diye FETÖ’ye halis duygularla yardım ettiler. Kimi para verdi, kimi okul açtı, kimi bileziklerini sattı. Neredeyse hemen herkes bunlara çalıştı.


Gelin görün ki, FETÖ devletin içerisine yerleşerek, kritik noktalarda örgütlenerek kendi emelleri çerçevesinde harekete geçti. 2007’de Ümraniye’de bulunan el bombaları üzerinde Ergenekon, daha sonra Balyoz, Devrimci Karargâh, İzmir ve İstanbul Askeri Casusluk Davaları, Reyting, ÇYD Avukatları, Tahşiye, Şike, 7 Şubat ve 17/25 Aralık kumpas davalarıyla devleti adım adım ele geçirmek için her pis yöntemi kullandılar. 


Oslo görüşmelerinin medyaya sızması, KCK davaları, devlete çalışan ajanların isminin ifşa edilmesi, MİT tırlarının durdurulması, Dış İşleri’ndeki kozmik bir toplantının youtube üzerinden dünyaya servis edilmesi gibi milli güvenliği ihlal edecek onlarca şey yaptılar. 2007-2013 Aralık’ına kadar devleti idare eden FETÖ’ydü. AK Parti sadece hastane, yol, eğitim, köprü gibi işlerle uğraştı. Gerçekçi olalım, manzara buydu. 


17/25 Aralık’tan sonra Tayyip Erdoğan’ın büyük basireti ve liderliğiyle FETÖ belası savuşturuldu. 2014’de iki seçim yapıldı. Biri 30 Mart yerel seçimler, diğer 10 Ağustos Cumhurbaşkanlığı seçimleri. Birini AK Parti, diğerini Erdoğan kazandı. Seçim yılları dolayısıyla 2014’de FETÖ’ye karşı iki operasyon yapıldı. Biri 22 Temmuz FETÖ’cü polislere yönelik olanı, diğeri de 14 Aralık’ta Tahşiye Kumpası’ydı. Bu anlaşılabilir bir şey. 


Ancak 2015’ten 15 Temmuz darbe girişimine kadar FETÖ konusunda hiçbir şey yapılmadı.  Cumhurbaşkanımızın kendi arkadaşlarını dahi ikna edemediği beyanlarıyla ortadadır. Öyle ya da böyle bütün eleştirilere rağmen her kurumda az ya da çok temizlik yapıldı ama TSK’da hiçbir şey yapılamadı. Askeri savcı ve hakimlerin tamamı FETÖcü olduğu halde bunlar ihraç edilemedi. Eski Genelkurmay Başkanı Necdet Özel belki korktuğu için belki başka sebeplerden görev süresince gereğini yapamadı. Şimdi çıkıp konuşması oldukça manidar. 


FETÖ konusunda uyarı yapan, dikkat edilsin diyenler de oldu. Onların dediklerine pek itibar edilmedi. Medyada bu konuda üstelik hükümete yakın medyada FETÖ uyarıları yapan şahsımdı. Yeni Şafak’ta 21 Haziran 2012 tarihli ikinci yazımın başlığı “Cemaatin bir kanadı iktidar ortağı mı?” idi. O günlerde medyada FETÖ’nün üzerine giden kişi sayısı yok denecek kadar azdı. Hatta beni uyaran, “Aman dikkat et, seni de alırlar” diyen çok kişi vardı. “Çok abartıyorsun, FETÖ o kadar da tehlikeli olamaz” diyenler şimdi her gün beni arıyor ve özür diliyorlar. Hele hele 15 Temmuz’da üzerimize yağan bombalardan sonra ne kadar haklı olduğumuz yeniden tescillendi. Üstelik şahsım bu yapı bizi vurabilir, öldürebilir dediği için, Rus uçağını FETÖ’cü subaylar düşürdü dediği için, F16 pilotlarının en az yüzde 50’si FETÖcüdür dediğim içim Star Gazetesi’ndeki köşemden oldum.


Bunların hiç önemi yok. Ben vatanım için canını vermekten çekinmeyecek biriyim, köşe kaybetmişiz çok mu? En azından FETÖ konusunun ne kadar önemli olduğu herkesin aklına mıh gibi yerleşti. Bundan sonra devletin ve toplumun bütün hücrelerinden FETÖ unsurları sökülüp atılmalı. 


Türk milleti üzerine düşen sorumluluğu 15 Temmuz gecesi yerine getirdi. Bu başarı onlarındır. Bu millet darbeyi önlemiştir. Tankın altında kalarak, darbecilere göz açtırmayarak, şehit düşerek gerekeni yapmıştır. Başımızın üzerinde yeri vardır onların. Eli öpülmesi gereken, imza alınması gereken, başvurulması gereken sadece ama sadece millettir. 


Asla unutmayalım, her Fethullahçı teröristtir ve başı ezilecektir. 


Facebook Yorum

Yorum Yazın

Ana Sayfa
Web TV
Foto Galeri
Yazarlar