Nazan ALPTEKİN

Nazan ALPTEKİN

Mail: nznalptekin@gmail.com

Farkında Olmak

Televizyonda haberler açık. Amerika’nın bir eyaletinde susuzluk nedeni ile su polisleri devreye girmiş. Çimler haftanın belli günleri sulanacak deniyor. Haberin devamı şöyle; “Kuraklık yaşanan ABD’nin Los Angeles kentinde suyun boşa gitmemesi için “su polisi” olarak ifade edilen Su ve Elektrik Departmanı kuruldu. Departman üyeleri vanaları tek tek kontrol ediyor.”

Ben demiştim demek faydasız. Yine hava kirliliği, susuzluk, enerji tasarrufu demeyeceğim. Bu haberde dikkatimi çeken polisin bir sözü. “Su israfına 200 ila 600 dolar arasında değişen para cezaları uygulanmaya başlandı. Beş ihlalden sonra ilgili eve su kısıtlaması getiriliyor. Kent idaresi, asıl amaçlarının ceza kesmek değil, devriyelerle vatandaşların alışkanlıklarını değiştirmek.”

Tekrar yazıyorum: ASIL AMAÇ KİMSENİN PARASINI ALMAK DEĞİL, ALIŞKANLIKLARINI DEĞİŞTİRMEK.

Ne kadar hassas bir cümle bu dedim. Aklım eskilere gitti. Eskiden arabada takılmayan emniyet kemerlerine, bırakın evi hastanede hasta beklerken bile içilen sigaralara, haber verilmeden gidilen ev ziyaretlerine, tek bir haber almak için aylarca beklenen mektuba, günler süren telefon bağlanıp konuşma anlarına…

Aklıma gelen örneklerden bir kısmı teknolojik gelişmeler ile değişirken bir kısmı da alışkanlıklarımızın değişmesi ile şekillendi. Bazı alışkanlıkların 21 günde değişebildiğini okumuşumdum. Oysa birçok alışkanlığın yıllar içinde değişemediğine de defalarca şahit oldum. Can çıkar huy çıkmaz sözü de bunu kanıtlar zaten. Bir üniversite araştırması 2 ay ile 4 ay arasında süreyi ölçmüş alışkanlık değişimi için. Yine de araştırmalar eski alışkanlıkların izlerinin sinsi şekilde bilinçaltında beklediği yönünde. Bir de alışkanlık edinmek ve alışkanlıklardan vaz geçmek var. Kesinlikle kolay alışkanlık ediniyor ama eski alışkanlığı değiştirmeyi aynı kolaylıkla yapamıyoruz.

Peki yapan nasıl yapıyor da alışkanlıklarından kurtuluyor derseniz bunun en doğru cevabı kuvvetli motivasyon olması. Vaz geçmek istediğiniz alışkanlığınızın size verdiği zarar ne kadar güçlü ve göz önündeyse o kadar hızla ondan kurtulmanız gerçekleşiyor.

Şimdi başa dönmek istiyorum. Bilinçli bireyler olarak geleceği görüp, doğal kaynakların yok olabilirliğini düşünüp özellikle çevresel yanlışlarımızdan dönebiliriz. (dönebilir miyiz?) (döndük mü?) (bunun için adım attık mı?) 

Bu dünyayı geçmiş nesilden emanet alıp gelecek nesle vereceğimiz bilinçli bireyler olduğumuzu düşünüyorum. Bu düşünceyle neler yapıp küresel sonuçları kötü olan alışkanlıklarımızdan kurtulabilir diye düşünüyorum. İlk aklıma gelen doğru bilgi edinmek oluyor. Yani hala kömür enerjisini rüzgâra yeğleyenler olduğunu görünce doğru bilgi edinmek en önemli başlangıç tabii ki. Enerji tasarrufu ve enerjiyi bilinçli kullanma alışkanlığı ikinci sırada yer alıyor. Doğru alışveriş yapmak, doğayı korumak, ağaç dikmek, ata tohumlarını saklamak, geri dönüştürülebilen şeyler kullanmak ve siyasilerin de çevre konusunda duyarlılık geliştirmesini kitlesel olarak istemek sırasıyla bizim geleceğimiz için edinmemiz gereken olumlu alışkanlıklar.
Ez cümlem şu; kişisel tercihlerimizin ve davranışlarımızın, bireysel hayatımızın üzerindeki etkisi ile başlayıp küresel olarak büyüdüğünü bilelim. Artık bilinçli olmak, bireysel ve kitlesel alışkanlıklarımızı gözen geçirmek zorundayız. Aşk’ınız daim, kötülükler ve telaşlar sizden uzak olsun da işleriniz rast gelsin...
 

Facebook Yorum

Yorum Yazın

Ana Sayfa
Web TV
Foto Galeri
Yazarlar