İstanbul
18 Haziran, 2025, Çarşamba
  • DOLAR
    39.19
  • EURO
    44.83
  • ALTIN
    4208.4
  • BIST
    9.659
  • BTC
    109545.20$

Cumhur, Başkanını seçti

26 Ağustos 2014, Salı 12:02 2547 kez okundu.

Türkiye yeni bir yöntemle direk halk tarafından seçilen, gücünü halktan alan bir cumhurbaşkanı seçti ve öyle görünüyor ki bu dönem eskisi gibi olmayacak, yani yeni dönem başlıyor, zaten Recep Tayip Erdoğan tüm seçim propagandasını yeni Türkiye üzerinden yönetti. Yalnız bir sorun var mevcut anayasa sorunu bu sorunun çözülmesi için yeni Türkiye’nin inşası için daha güçlü, daha hızlı hareket edilebilmesi için önümüzde ki genel seçimlerde anayasa değişikliği için karar yeter sayısı yakalamak gerekir. Bunu önümüzde ki millet vekili seçimlerinde seçime daha güçlü girmemiz için çok hızlı bir şekilde mücadeleyi ve çalışmaları derinleştirmek gerekir. Aksi halde bu mevcut anayasa ile biraz sıkıntılar yaşayacağız. Ancak  Erdoğan’ın  elini güçlendiren şey halk tarafından seçilmiş olması ve bu diğer cumhurbaşkanlarından yetki ve konum olarak kendisini ayırıyor. Dolayısıyla mevcut yetkilerle zaten icracı bir cumhurbaşkanı göreceğiz. Bir de yapı olarak ta zaten Uzun Adam köşkte oturup köşesine çekilip evrak imzalayacak biri değil.

 

Sayın Cumhurbaşkanının hemen hemen tüm mitinglerinde öne çıkan iki konu oldu; Çözüm sürecinin daha hızlı ve kararlılıkla devam edeceği ve paralel yapıyla mücadelenin daha güçü ve derinleşerek devam edeceği. Bu bağlamda yapılması gerekenler ile ilgili halkta beklentiler vardı ve bu beklentiler bu seçimden sonra var olan beklentilerin üzerine çıkmış durumda. 


Çözüm süreci için yapılan son yasal değişiklikler ile atılacak adımlar, yapılacak olan çalışma ve görüşmelerin yasal bir zemine oturtulmuş olması hükümetimizin ve Uzun Adam’ın bu konuda ne kadar samimi ve kararlı olduğunun açık bir göstergesidir. Kaldı ki çözüm süreci bununla beraber artık kesinlikle geri dönülemez olan son virajına girmiş durumda ve ülkemize, milletimize, kardeşliğimize hayırlı olsun diye biliriz. Tabi bu kardeşliğin yeniden inşasında emeği geçenler tarihe altın harflerle yazılacak ve gelecek nesillerimiz onları her zaman şükranla ve saygıyla anacaktır.


Bir diğer önemli konu paralelcilerle mücadele tabi bu konu çok kapsamlı ve ülkenin geleceğini siyasal ekonomik kültürel tüm alanlarda etkileyecek bir husus  bu konu sadece emniyet üzerinden yürütülecek bir husus değil. Ordu da, bakanlıkların ve beklide başbakanlığın üst düzey bürokratlarında, özelikle milli eğitimin her alanın da  ve yargıda da çok ciddi manada örgütlenmiş durumda ve bazıları bilindiği halde bazıları başka guruplara sızarak oralarda kendilerini kamufüle etmiş durumda oldukları için bunlara yönelik bütün yönleriyle top yekün bir çalışma yapılamasa çok başarılı bir sonuç alınamaz. Özelikle yargı ayağını belirlemek ve çöktürmek aslında o kadar da zor değil öncelikle HSYK da gerekli çalışma yapıldıktan sonra yani bu ünümüzdeki HSYK seçimleri bu ülke için enaz Cumhurbaşkanlığı kadar önemli bir seçim buraya yönelik çok ciddi çalışma yürütülmesi gerekir ve burası temizlendikten sonra yerel adliyelerde görev alanlara yönelik geriye dönük çalışma yürütülmeli bu çalışmaları adliye ayağı  için adalet bakanlığı  ve koluk için iç işleri bakanlığından müfettiş görevlendirilip geçmişe dönük tüm dosyaların incelenmesi gerekir. Bu çalışma bunların görev aldığı mahkeme ve dosyalar incelendiğinde çok ciddi sıkıntıların çıkacağı aşikardır çünkü nihayetinde bu usulsüz dinlemeler, usulsüz işlemleri ve sahte tepeleri kolluk yargı ayağıyla ortak ve danışıklı dövüşle birlikte oluşturmuşlardır. Bunun yanında kolluğun en önemli birimlerin tümü •(Kom Şube, İstikbarat Şube, Personel Şube, Asayiş Şube, Terör Şbune ve son iki yıldır Kom Şubeden ayrılmış olan Narkotik Şube) genelde  paralelcilere bağlıyken bu birimlerin bağlı bulunduğu veya bu birimlerin dosyalara bakan yerel adliyelerde paralelci savcılar idi. Bunun yanında tüm önemli mahkeme başkanları da onlardan oluşturulmuş idi, şimdi bir düzenleme yapıldı ancak bu düzenlemeler sağlıklı olmadığı gibi sonuca giden düzenlemeler de değildir.


Aslına da çözüm süreci ve paralel konusu birlikte değerlendirilmesi gereken ve bir biriyle bağlantılı iki farklı konu. Neden birbirleriyle bağlantılı diyorum çünkü bu ülkenin üst düzey yöneticileri bu ülkenin en önemli koltuklarında bulunan bürokratlar ülke menfaatine göre hareket etmeyip farklı dış istihbarat göçlerin menfaatine göre hareket ettiği için çözüm süreci defalarca sekteye uğratılmaya çalışıldı. Gezi olayları, 17 Aralık ve benzeri tüm darbe çalışmalarının altında yatan en büyük sebep aslında çözüm sürecinin başlamış olmasaydı. Allah’ın izniyle bu iki konu bu ülkede tamamen çözüldükten sonra bu ülkenin ününü artık hiçbir güç tıkayamaz.


Yorum Yazın

E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar ile işaretlenmişdir.

Facebook Yorum