Yazı Arşivi

Yazı Arşivi

Mail: arsiv@teknikelektrik.com

Benim Acımsın

Meydana gelen her ilahi olay kendi içinde bir uyarı ve bir mesaj taşır. Rabbim, bizim zahiri olarak göremediğimiz, akıl ve izan tutukluluğu yaşadığımız zamanlarda bu uyarılarla seslenir bize.  

Van da meydana gelen deprem hepimizi en derinden sarstı. Aynı ananın evlatları, aynı toprağın çocukları olarak bir kez daha; acılarımızın, hüzünlerimizin bir olduğunu, sevinçlerimizin ve hayallerimizin aynı olduğunu fark ettik. Ülkemizin Doğusundan Batısına, Güneyinden Kuzeyine bizim bir tek yürek olduğumuz tezahür etti. Aynı bedende çarptı yüreklerimiz. Hüzünlerimiz bir, sevmelerimiz bir, aşklarımız bir, düğünlerimiz bir bizim. Baharları birlikte yaşadık. Kışları da birlikte aşacağız. Aynı ocakta ısındık.  Hepimiz aynı mevsimin çocuklarıyız. İyilikte yarışmanın, yardıma koşmanın zamanıdır şimdi.
 
“Allah’a ibadet edin ve ona hiçbir şeyi ortak koşmayın. Ana babaya, akrabaya, yetimlere, yoksullara, yakın komşuya, uzak komşuya, yanınızdaki arkadaşa, yolcuya, elinizin altındakilere iyilik edin. Şüphesiz Allah, kibirlenen ve övünen kimseleri sevmez (Nisa 36)

Tüm renkleriyle ülkemin çocuklarının acıları acımızdır. Canı canımızdır. Kanımız bir, dinimiz birdir. Namusumuz birdir. Geleceğimiz birdir. Yarınlarımız birdir…

Bu gün göğsümüz açıktır. Yaralıyız, ama biriz, birlikteyiz Kürt kardeşim. Bize mezar kazanlara hiç aldırmadan hasretlerimizi vuslata döndüreceğiz. Nurefşan sabahlarına birlikte uyanacağız…
 
açıktır göğsümüz,
değsin kırık kalplerimize ellerimiz
gel saralım yaralarımızı birlikte  
şifadır yürek sancılarımıza sözlerimiz…
 
Ey Vanlı kardeşim, anamsın, bacımsın, kardeşimsin. Sana bir acı dokundu, benimse her yanım acıyor. Korkunç yıkımlar arasında bir dram yaşanıyor. Yıkık, dökük evler…

Van, tabuta uzanmış yatıyor sanki. O tabutta yatan, musalla taşına uzanan benim bedenim! Biliyorum hüzünlü bir ayrılığın zamanı değil şimdi… Ama o yirmi beş saniyede düşlerimiz sustu. Hayallerimiz yarım kaldı. Senden uzaklaştığımı sandığım an ne yakınmışım sana meğer… Bağrım yandı!... Sen acımsın benim!...
   
Bu günlerde sosyal medyada muhteşem uyumun uyumsuzları yeniden fitne tohumları bırakmak istemekteler zihinlere. Aldırma kardeşim. Sevgilimizsin sen…
Sen benim kınalı ellerim, evvelim sensin… Ahirimsin sen…
Yüreklerdeki sıkıntıyı bedenimizdeki acıyı paylaşma zamanıdır şimdi. Aldırma, aldanma koş… Kardeşlik zamanı. M. Akif’in haykırışı ile, haykırıyorum:  
 
“Duygusuz olmak kadar lakin dert yok,
Öyle salgılamış ki mel’un kurtulan bir fert yok,
Kendi sağlam… Hissi ölmüş, ruhu ölmüş milletin!
İşte en korkuncu hüsranın, helakin, haybetin!
Hiç sakınmaz mısın Hz. Peygamber’den?
Ki uzaktaki bir mümini incitse diken,
Kalb-i Pakinde duyarmış o musibetten acı,
Sizden elbette olur ruh-i Nebi davacı…”
 
Müslüman duyarsız kalamaz. Karanlıklar abanmışsa üzerimize bir mum yakmalı. Aydınlığa varmalı birlikte. Kapımızı, günlümüzü açmalı her düşene, mazlum girmişse rahatça oraya, pervazlarımıza konmuşsa melekler… Secdeye kapanmalı. Dillerden gönüllere akmalı dualarımız …
Zaman akıyor. Yardım vakti, kardeşlik, birlik zamanı şimdi…
Sen benim acımsın!…

Facebook Yorum

Yorum Yazın

Ana Sayfa
Web TV
Foto Galeri
Yazarlar