Yazı Arşivi

Yazı Arşivi

Mail: arsiv@teknikelektrik.com

Ben Keramet Gösteremiyorum Falcı da Değilim…

Evet ben keramet ehli biri değilim, falcıda değilim, müneccim de değilim. Ama herkes soruyor sen üç ay önce Fenerbahçe’nin Avrupa’da dağıldığı gibi Türkiye’de de dağılacağını nereden bildin. Nasıl bu kadar iddialı yazabiliyorsun.
NİMBUS SAYISI DERGİ KÜPÜRÜ

Evet yukarıda da görüldüğü gibi ben bunları üç ay önce söyledim. Neye dayanarak
( İnterpiratasyon’a güvenerek ) Nedir interpiratasyon: Bilinenler yardımı ile bilinmeyenlerin bulunması. Yani siz 2007 yılının Aralık ayında Doğu Karadeniz’de kesin olarak yağmur yağacak derseniz ve bunu da bilirseniz bu bir kehanet veya keramet değildir. Siz daha önceki yılların aralık aylarında eğer yağmur yağdığını biliyorsanız bunu da bilmeniz normaldir. İşte ben de daha önceki tecrübelerimde zulüm ile abad olunmayacağını bildiğimden yaklaşık son üç yıldır futbolda olan zulümleri gördüğümden bu iddialı sonuca vardım. Evet aylardır yazıyordum Fenerbahçe’nin hakem hataları sonucu aldığı haksız puanlardan dolayı yükselen Ahı-vahlar arşı âlâya çıkıyordu. Bıçakçı federasyonu zamanında Tahkim Kurulu ve Merkez Hakem Kurulunu baskı altına alan Fenerbahçe bütün maçlarda hakem takdir haklarını kendi lehine kullandırtıyordu. Hatta Metin Tokat gibi Fenerbahçe tarafından hiç sevilmeyen bir hakem bile Fenerbahçe Trabzon maçında Trabzon Kadıköy’de geçen ilk yarı 2-1 galipken Marco Aurello’nun Fatih Tekke’yi biçmesi sonucu kazanması gereken penaltıyı bile vermemişti. Ne zamanki Haluk Ulusoy yönetimi geldi ( seçimle tabiiki ) o zaman MHK bunların elinden çıktı ve hakemler artık TAKDİR HAKLARINI Fenerbahçe lehine kullanmamaya başladılar. Bu arada Fenerbahçe yönetiminden zalimce açıklamalar sürüyordu. Sn. Murat Özaydınlı Türkiye’den batıya açılan pencere olan, Türkiye’nin İnternational tek markası Galatasaray’ı ve camiasını aşağılıyor ve fakir fukara edebiyatı tasviri ile rencide ediyordu. Galatasaray’ın mütevazi ve çalışkan futbolcuları ise bütün bunları içine atıyor ve hırsla çalışmalarını sürdürüyorlardı. Tabii bende bütün bunları izliyordum. Mazlum ah çekiyor içine atıyordu. Zalim perde gerisinden ayak oyunları yapıyor. Sahtekâr futbolcular kendilerini yalandan yere atıyor ve haram penaltıları hakemlerden bekliyordu. “ Zalimin parası varsa mazlumun Allah’ı var”dı. Galatasaray’lı futbolcuların Denizli maçı’nın sonucunu beklerken Allah’a yalvarırken ki yüz ifadelerine bakın,birde Nobre’nin kendini sahtece yere atışından sonra dönüp hakeme bakan yalancı gözlerine bakın, Hasan Şaş’ın çocuğuna sarılıp, Hakan Şükür’ün kızlarına sarılıp Allah’a yalvarıp şükretmelerine bakın, birde Sayın Aziz Yıldırım ve yönetimindeki arkadaşlarının kibir içinde etrafa bakmalarına göz atın. Ben bu konuda çok iddialıyım bu şampiyonluk Galatasaray’a Allah’ın bir lütfudur. Eğer Galatasaray sadece bunu kendi çabası ile aldığını sanıyorsa aldanıyor. Bakın son dakikalarda attığı gollerle aldığı maçlara. Fenerbahçe’nin hakem yardımı ile aldığı maçlarla sayısı aşağı yukarı aynıdır. Nobre elle attıkça Anelka elle attıkça, Alex kendini yere attıkça, Luciano elle oynadıkça, Nobre hakemi kandırdıkça Galatasaray golleri atıyordu.
1982 Dünya kupasında Papa’ya Polonya milli takımına dua etmesi istenmişti. Malüm Papa 2. Jean Paul Polonya asıllı idi. Papa’nın cevabı “Tanrı takım tutmaz” olmuştu. Evet tanrı takım tutmaz ama hak ve adaletten yanadır. Hep bu sene hak eden kazansın diye dua ettik. Ve hak eden kazandı. Bu lig hepimize ders olsun Galatasaray’da bu ligden ders alsın. Her zaman böyle mütevazi olsun. Çalışsın, dürüst ve haklı olsun,diğer takımlarımızda öyle. Ve hiçbir zaman kibre kapılmasın. Kibre kapılanın düşmanı Allah’tır. Unutulmamalı ki “Mağrurlanma Padişahım Senden Büyük Allah var”

Facebook Yorum

Yorum Yazın

Ana Sayfa
Web TV
Foto Galeri
Yazarlar