Batı’da Şuç, Türkiye’de Özgürlük

‘’Cinayet işleyenleri hapse atmak çözüm olmuyor yine toplumda cinayetler sürüyor’’ demekle  ‘’ HDP’yi kapatmak çözüm değil yine terör bitmez ‘’ demek arasında fark yoktur. Şayet terör ve teröre destek suç ise isterse hiç çözüm olmasın o suçun cezalanması mecburiyettir... ‘’Uyuşturucu kaçakçılarını cezalandırmak çözüm değil. Ne kadar cezalandırsanız da yine uyuşturucuya talep var toplumda’’ demekle ‘’PKK’nın Ankara şubesini cezalandırmak çözüm değil çünkü onun partisi bilmem kaç milyon oy alıyor’’ demek arasında fark yoktur! Yine “Irz düşmanlarını hapisle neden cezalandırıyoruz?  Hapse ata ata bitmiyorlar, bu tecavüzleri cezalandırmak çözüm değil onlarla masaya oturmak lazım; çözüm bulmak lazım demek’’ arasında ne fark var?

Bir suçu cezalandırmayınca o suç artık işlenmiyor mu?
Bu yöntem hangi hukuk sisteminde vardır? ‘’Milyonlarca insanın oy verdiği seçilmiş vekillerden müteşekkil bir partiyi kapatmak; onları teröre destek vermekle, hattı zatında onları kravatlı terörist olmakla suçlamak, onları meclise veya mahalli makamlara getiren iradeye yani millete de terörist demek değil midir?’’ mi dediniz?

Peki, öyleyse çok sevip saygı duyulan Batı’dan hani o Dünya’nın kanını emdiği için ve haklı değil güçlü olduğu için ‘’Önünde diz çökmeliyiz, küresel düzene itaat etmeliyiz ‘’ denilen Batı’dan bir iki örnek verelim mi? Birincisi İspanya’dan ve BASK örneği olsun. İspanya’da, Bask bölgesinin İberik yarımadasında ayrı bir devlet kurmak için ETA isimli silahlı terör örgütünün siyasi kanadı olarak 1978 yılında Heri Batasuna tarafından kurulmuştur. Bu partinin ETA’nın siyasi kolu olduğuyla ilişkin davalardan sonra Batasuna adını almıştır... İspanya’da, 1998 yılında yapılan seçimlerde, Bask bölgesinde 1 milyon 250 bin oyun 224 binini alan Batasuna, ETA ile bağlantısı olduğu yönünde iddiaları inkâr ediyordu. Ancak söylemlerinden seçtikleri temsilcilerin bağlantılarına değin pek çok veri, organik bağı açık ediyordu...

İşte bu Batasuna denen ayrılıkçı yani İspanya’nın HDP’si diyebileceğimiz partinin kapatılması davasında İspanyol Yüksek Mahkeme Yargıcı Baltasar Garzon, Batasuna ile ETA arasındaki irtibatları ve iltisakları tespit etti. Buna göre ETA’yı terörist olarak nitelememekten ve siyasi tutukluları partiden aday göstermeye kadar 23 tane madde yani işaret, karine vs vardı. Neticede Batasuna, ETA ile bağlantılı olduğu gerekçesiyle 2002’de önce üç yıl askıya alındı, 2008’de yasaklandı ve 2009 seçimlerine katılamadı. Hem kapatılması arasında hangi sebepler var biliyor musunuz? Misal, Batasuna’nın Bask bölgesinde ki terör eylemlerini kınamaması, terör destekçisi slogan ve afiş kullanımı, halkı devlete karşı ayaklanmaya tahrik gibi sebepler. Size bir şeyler hatırlatıyor mu bu madde ve işaretler? Sanki HDP’ den PKK için istenen ama bir türlü yerine getirilmeyen siyasi taleplere benzemiyor mu?  Yalnız burada bir istisna var. Batasuna’nın hiç bir mensubu, bu milletvekili olabilir veya mahalli (yerel) idareci olabilir ‘’Asla direk olarak teröristlere bir destek yardım ve yataklık’’ yaptığı tespit edilememiştir. Bakın bunun tam aksine ülkemizde ise HDP yöneticilerinin, genel başkanından milletvekiline, belediye başkanlarından, il ve ilçe başkanlarına kadar ‘’Silah sevkiyatından hendek kazmaya, teröristlere lojistik sağlamadan belediye imkânlarını kullandırmaya kadar’’ tüm eylemlerde imzaları vardır. Oysa bunların hiç birini Batasuna Partisi idarecileri veya milletvekilleri yapmamıştır. Yani Batasuna bunları yapmadığı halde İspanyol yargısı tarafından kapatılmıştır.

Peki, bu kapatılma üzerine Batasuna Partisi ne yapmıştır? Tabii ki hemen AİHM’ye başvurmuş ve temyiz etmiştir... Ama AİHM bunu ret etmiş ve İspanyol yüksek yargısının kapama kararını onamıştır. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin, Batasuna’nın itirazını, oy birliği ile reddetmiş olması da çok önemlidir. Böylelikle,2009’da AİHM’den çıkan kararla Batasuna, hukukî alanda da kaybetmiş oldu...

Şimdi bu çerçeve de yani Batasuna’yı kapatan şartlar muvacehesinde düşünelim. On binlerce kişinin katliam emrini veren, terör örgütü liderinin başının heykelini dikeceğim diyen bir genel başkanı olan, yine 6-8 Ekim 2014’de Kobani olaylarını gerekçe göstererek kitlesini kin ve nefret içerisinde kışkırtmış, 53 kişinin katledilmesine sebep olmuş bir parti olan HDP, Batasuna’ya göre defalarca kapatılması gereken bir haldedir. Milyonlarca kişinin oy vermesine gelince. Ben defalarca bu mevzu açıldığında şunu söylemiştim hep. “İsterlerse yüz milyon kişiden oy alsın HDP! Şayet kapatılmayı gerektirecek suçları işlemişse kapatılmalıdır’’ Bunun en bariz misalini size yine Batı’dan hem de demokrasinin beşiği olduğu iddia edilen ve Türkiye’ye ‘’Aman demokrasiyi çiğnemeyin diye parmak sallayan’’ ABD’den vereceğim. Daha yeni, 6 Ocak 2021’de yani bundan 3 hafta kadar evvel ABD devlet başkanı Trump’ın, Cumhuriyet Partisi mensupları, ABD kongre binası yakınlarında miting yaparken, bir kısım seçmen polislere rağmen kongre binasını basmıştı. Hem de Amerika’nın sadece ABD’yi değil Dünya’yı da yönettiği iddia edilen meclislerinde kan döküp beş kişinin ölümüne sebep olmuşlardı. Bunun üzerine yüzbinlerce Trump yanlısı, bizzat şimdiki Başkan Joe Biden tarafından “terörist” ilan edildi. Sadece kongre binası içerisine girenler değil, O kongre binasının önüne miting yapmaya gelen yüzbinlerce masum seçmen de Joe Biden tarafından terörist olarak nitelendirildi... Ayrıca, onları oraya davet eden o günkü ABD Başkanı Trump’da “Teröristleri davet etmekten” sorumlu tutulup azil işlemleri için ‘’Temsilciler meclisinden’’ karar çıkarılmıştır. Senatonun da onaylaması durumunda 45. ABD devlet başkanı Trump azledilip tekrar başkan adayı olamayacağı gibi yargılanmasının da önü açılmıştır. Bu da yetmemiş ki başta Twitter olmak üzere küreselci sosyal medya şirketleri, Donald Trump’un sosyal medya hesaplarını süresiz kapatıp fikirlerini ifade etmesine dahi fırsat vermediler.

Şimdi tüm bunları göz önünde bulundurarak şu değerlendirmeyi yapabiliriz. Batı bloğu-bu ister AB olsun ister ABD-kendisine yönelen ufak bir tehdit olduğunda onu hemen bertaraf etmekte ve hiç bir demokrasi insan hakkı özgürlük vs. dinlemeden buna sebep olanları yargılamaktadır... Hatta yargı süreçleri başlamadan seslerini kısmaktadır. Velev ki Trump gibi 75 milyon Amerikalının da oyunu almış olsun...

Şimdi Trump yargılanırken bizde ki zavallı art niyetlilerin dediği gibi ‘’Ama HDP 6 milyon oy alıyor‘’ demesi gibi ‘’Yahu yargılamak istediğiniz Trump 75 milyon Amerikalının oyunu almış bir liderdir‘’ diyen var mı sizce? Adamın twitter ve instagram hesapları dahi kapatıldı ve ABD’de kimseden çıt çıkmadı! Ama mevzu Türkiye olduğunda ‘’Kendisine yapılanlardan çok daha fazla tehdit ve şiddet eylemi Türk Devletine ve Türk Milletine yöneldiğinde ‘’ hemen insan hakları, demokrasi, özgürlüklere atıfta bulunup yaygaraya başlamaktadırlar... Bu yüzyıllardır gördüğümüz batının ikiyüzlülüğü ve çifte standardıdır... Artık biz Batı Emperyalizminin bu çifte standartlarını söylemekten, onların yüzüne vurmaktan bıktık. “Batı devletlerinin güvenliği güvenlik, bekası beka, canı can da Türkiye’nin canı patlıcan mı?”