Güldalı COŞKUN

Güldalı COŞKUN

Mail: yazarlar54@teknikelektrik.com

ABD Seçimi, Erdoğan ve Ekonomi

Biz de dâhil birçok ülke, 3 Kasım ABD seçimlerine odaklandı. Yapılan anketler, Joe Biden’ın önde olduğunu gösteriyordu. Nitekim kazanan da kendisi oldu. Çeşitli market sahiplerinin yağmalanma korkusuyla vitrin ve kapılarını tahta bloklarla kapatması, medya savaşı ve adayların açıklamalarıyla, ilginç ve hayli gergin bir seçim yaşandı. Darbe söylentilerine bile rastlandı.

Biz ise Obama tecrübemizden biliyoruz ki kim kazanırsa kazansın ABD’nin genel çizgisinde çok bariz değişiklik olmayacaktır. 

Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu; “ABD halkı kimi seçerse seçsin Türkiye olarak biz, ABD yönetimiyle yakın iş birliği içinde çalışmaya devam etmeye hazırız.” diyerek, noktayı koydu. 

Buna rağmen her konuda olduğu gibi bunda da bir kutuplaşma yaşandı. Biden’ın Erdoğan karşıtı ifadeleri için ondan medet uman muhalefet destekçileri ile Trump’ın destekçilerinin, sanki seçim burada oluyormuş gibi kendilerini kaptırmaları da enteresandı.

Sonuçta bireysel ilişkiler mantığıyla, dünya siyasetini yorumlamanın doğru olmadığı, Sayın Erdoğan’ın Biden’ı tebrik etmesiyle anlaşılmış oldu. 

Kaldı ki sırtında yumurta küfesi olan her lider gibi Erdoğan’ın da ülkesinin çıkarlarını her şeyin üzerinde tuttuğunu defalarca görmedik mi?

Bunlar konuşulurken Berat Albayrak’ın Hazine ve Maliye Bakanlığı’ndan istifası gündeme geldi. İstifa kabul edilerek yerine Lütfi Elvan atandı. Yatırımcılar ise olanı biteni anlamaya çalışırken Erdoğan tarafından açıklanan pragmatist yaklaşımla hazırlanmış piyasa dostu ifadelerle bir anda hava değişti.

Bu manevra yeteneği, ülke adına bir şanstır. Ancak olan biteni anlamaya uzak kimi çevreler için bu bile eleştiri konusu olabilmekte. Sürekli eleştirenler o çok öykündükleri Batı’nın hangi yönünü alıp uygulamışlar da ülke çağ atlamış acaba? Kalkınmada önemli olan alt yapı yatırımlarının çoğu AK Parti Hükümetleri tarafından yapılırken, muhalefet sadece engel olmakla meşguldü.

Evet; “Coğrafya kaderdir!” ve bunu son yıllarda çok daha keskince yaşıyoruz. Terör, darbe girişimleri, Suriye ve mülteci akını, Libya ve Akdeniz’de yaşananlar ve Kafkasya politikası. 

Tüm bu sorunlarla cebelleşirken, artık bölgede önemli bir aktör olduğumuzu tescillemenin elbette ekonomik bir bedeli olacaktı. Salgının global etkilerini de tüm bunlara eklediğimizde….

Her şeye rağmen Erdoğan, karşıt olanların bile güven duyduğu bir isim. Şu sözleriyle bir anda piyasalarda güneş açtı:
“Türkiye, yerli ve uluslararası yatırımcılar nezdinde riski az, güveni yüksek, kazancı tatminkâr bir cazibe merkezi haline getirilecek.

Ekonomi yönetiminde koordinasyon ve uyum da güçlendirilecek. Etkin karar alma mekanizmaları sayesinde, para ve maliye politikaları ile finansal politikalar arasındaki uyumu artırarak, makroekonomik istikrar tahkim edilecek.”

Zorlu bir yolculuk bizi bekliyor. Deneyim de var irade de. Daha ne olsun!

Facebook Yorum

Yorum Yazın

Ana Sayfa
Web TV
Foto Galeri
Yazarlar