Cem KÜÇÜK

Cem KÜÇÜK

Mail: cemkucuk@gmail.com

ABD Kullanır Atar!

İran-Irak savaşı başladığında ABD bir taşla birkaç kuş vuracağını biliyordu. ABD kimsenin galip gelmesini istemiyor, iki taraf savaşsın istiyordu. Böylece Irak ve İran bütün enerjilerini birbirlerini bitirmeye harcayacaklardı.


Dönemin Başkanı Ronald Reagan kanlı İran-Irak savaşında ABD desteğini iletmek üzere Donald Rumsfeld ve özel bir CIA ekibini Bağdat”a gönderdi. Ticaret Komitesi’nin izniyle Amerikan şirketleri Saddam”a şarbon ve böcek ilaçları gönderdi. Saddam Hüseyin bunları daha sonra Halepçe’de Kürtlere karşı kullanacaktı. 16 Mart 1988’de Bağdat yönetimi çoğu kadın ve çocuk olmak 6.357”ı bu gazlarla öldürmüştü.


Kürtlerin ABD’den yediği ağır darbelerden biriydi bu. Gel zaman git zaman köprünün altından çok sular aktı. Birinci Körfez Harbi”nde Saddam devrilirse İran güçlenir diyerek Saddam’ı devirmeyen ABD bölgeden çekildi. 1991’de gerçekleştirdiği Huzuru Temin Harekatı (Operation Provide Comfort) sonrası yüzbinlerce Kürt yurdundan oldu ve bunların bir kısmı Türkiye”ye sığındı. ABD”nin Kürtlere ikinci kazığı buydu.


2003’de Irak’ı işgal etmeyi kafasına koyan Amerikan yönetimi Kürtlere tarihi bir fırsat verdi. Talabani ve Barzani bunun farkındaydı. Özellikle Barzani Türkiye”yi küçümsüyor, “Türk ordusunun Saddam”ın ordusundan farkı olmadığını” söylüyordu. Ne var ki beş yıl bile geçmeden durum değişti ve başta Barzani olmak üzere Kürtler Türkiye’siz bölgede var olmanın mümkün olmadığını gördüler. Neçirvan Barzani dış basına Türkiye kapısının ne kadar önemli olduğunun vurguluyordu.


2013”de Suriye”de devrim yaptığı söylenen PYD ve onun silahlı kanadı YPG’nin efsanesi çok çabuk söndü. IŞİD Kobani’yi ha düşürdü ha düşürecekti. Ama Amerika”nın yardımıyla IŞİD geri çekildi. Suriye”de Esad devrilsin diyen Türkiye”yi başkasının içişlerine karışmakla suçlayanlar Kobani’ye müdahale etsin diye çağrıda bulunuyorlardı. 8 Ekim provokasyonlarında 40 vatandaşımızın baş sorumlularından Selahattin Demirtaş “Bize koridor açın, IŞİD’i tükürüğümüzle boğalım” gibi Soğuk Savaş”ın içi boş terminolojisiyle yol almaya çalışıyordu.


ABD, Suriye Kürtlerinin imdadına yetişti ama ne için? Tükürüğünü bile bedava vermeyen ABD durduk yere Kürtlere yardım etmiyordu. Sosyal medyada bazı Kürt milliyetçileri gene Türkiye’ye meydan okuyorlar. ABD”nin arkasına saklanarak Türkiye”ye verip veriştiriyorlar. Halbuki bunun çare olmadığını Suriye Kürtleri de anlayacaklar. ABD Kobani’ye 135 hava saldırı düzenledi, silah yardımında bulundu.


Irak Kürt Bölgesel Yönetimi İstihbarat ve Savunma Ajansı Sorumlusu Lahor Ceng Talabani, sosyal paylaşım sitesi Facebook’taki resmi sayfasında ABD’nin Kobani’ye gönderilen yardımların detaylarına ilişkin şu açıklamayı yaptı: “10 gün süren büyük uğraş ve çabalardan sonra dün gece saat 02.35”te ABD Hava Kuvvetlerine ait üç adet C-130 tipi kargo uçağıyla yaklaşık 24 tonluk silah ve mühimmat ile 10 tonluk tıbbi yardımı, Kobani”deki Halk Savunma Birlikleri’ne (YPG) ulaştırdık.”


ABD Dış İşleri Bakanı John Kerry, “IŞİD’le savaşan Kürtlere yardım etmemek sorumsuzluk olurdu” dedi. Aynı IŞİD Şii de öldürüyor, Kürt de. Şii, Türkmen öldürünce ABD yönetiminin sesi çıkmıyor. Ayrıca PYD ile PKK arasında ne fark var? Cumhurbaşkanı Erdoğan bu durumu çok iyi özetledi: “Son günlerde bir şeyler dolaşmaya başladı. Nedir o? PYD’ye silah desteği vermek ve PYD’ye verilecek silah desteğiyle IŞİD’e karşı burada bir cephe oluşturmak. Tamam da PYD şu anda bizim için PKK ile eştir, o da bir terör örgütüdür. Bir terör örgütüne kalkıp da bize dost olan NATO”da beraber olduğumuz Amerika”nın böyle bir desteği, açıktan açığa söyleyerek bizden “evet” ifadesini, yaklaşımını beklemesi çok çok yanlış olur, böyle bir şeyi bizden beklemesi mümkün değil, böyle bir şeye de biz “evet” diyemeyiz.”


Suruç’ta DAEŞ’in yaptığı katliamdan sonra Türk devleti her iki terör örgütüne operasyon başlattı. ABD ile bu konuda müzakereye varıldı. Amerikan yönetimi önceliği DAEŞ olsa da Türkiye’nin PKK’yla mücadelesi meşrudur dedi. Yani NATO müttefiki iki ülke artık anlaşmıştı. Kürtler gene ihanete uğradıklarını düşündüler. Türkiye haklı olarak terörle mücadele ediyor ve Türk jetleri PKK kamplarını vuruyor. PKK ağır kayıplar yaşıyor. Bir yandan da yeniden masaya otururuz diyerek Brüksel’den meşruiyet devşirmeye çalışıyorlar.


Çok geç kaldılar. PKK’yı kınamayıp ona destek alanlar Türk devletinden en ağır tokadı yiyecekler. 


Kazanırız diye girdikleri bir kavgada Türk devleti tarafından dümdüz edilecekler. Geçtiğimiz 21 Ekim’de yazımı şöyle bitirmiştim: “Amerika bugün siyasi denklemde Türkiye’yle aynı yerde durmasa da 77 milyonluk bir gücü karşısına almak istemez. Yarın bir gün ABD tercih yapmak zorunda kalınca kimden yana olacağı bariz belli. Elbette DAEŞ’in zulmü mazur görülemez ama Kürtler bunu fırsat bilip Türkiye’ye sert çıkışmasının mantığı yok. Dün Halepçe’de, Kuzey Irak’ta, Süleymaniye’de sizi yarı yoldan bırakanlar, aynı şeyi niçin tekrar yapmasınlar?” 


Evet aradan 9 ay geçti. Türkiye, ABD ile anlaştı. Büyük devletler kendi ayarındaki devletlerle çalışır, paçavralarla değil. Umarım bu kez PYD/PKK/YPG yaşananlardan bir ders alır, yoksa daha çok ağlarlar. Ha, Batı’nın ipiyle kuyuya inmek isteyenler, ipi tutanların yarın bırakacağını, hep bıraktığını unutmasınlar.


Facebook Yorum

Yorum Yazın

Ana Sayfa
Web TV
Foto Galeri
Yazarlar