Mustafa ALBAYRAK

Mustafa ALBAYRAK

Mail: mustafa@teknikelektrik.com

17 Aralık Zafer mi? Hezimet mi?

Türkiye”nin Avrupa Birliği sürecini ve bu konuya bakış açımızı daha önceki aylardaki yazımızda “Avrupa Birliği Kader Değildir” başlıklı yazımızda açıklamıştık. Avrupa Birliği normlarının insanlık aleminin ulaşmış olduğu son standartlar olduğunu belirtmiştik. Özelde Avrupa’nın genelde tüm Batı’nın geçmişindeki sabıkalarından dolayı mütereddit olduğumuzu ama son 40 - 50 yıldır ki uygulamalarından dolayı da ümit var olabileceğimizi yazmıştık. Türkiye’nin salt AB’ye girmek için bu normları, kriterleri yerine getirmesinin onurumuzu zedeleyeceğini, bunların insanlık kriterleri olduğunu ve binlerce yıldır aslında var olduğunu (tabii ki doğru olanların) bizim insanımızın bunlara layık olduğunu yine açıklamıştık. Şimdi 17 Aralık 2004’de alınan neticenin zafer mi – hezimet mi olduğuna gelelim.

Alışmışız millet olarak toptancılığa, kolaycılığa. Ya zafer, ya hezimet! İkisi de değil. Bu alınan müzakere tarihi sözü 41 yıllık bir sürecin doğal sonucudur. Bütün iktidarların payı vardır. Tabii ki en büyük pay şimdiki iktidara aittir. Ama bu olay bir zafer değildir. Sizin AB’ne girmeye bakış açınıza bağlıdır. Eğer siz 1839 Islahat Fermanı’ndan beri Türkiye’nin Batılaşma politikasına evet diyorsanız bu netice (17 Aralık) bir başarıdır. Ama bu batılaşmaya karşı iseniz zaten bu sonuç ve görüşmeler sizi tatmin etmez ve başarısızlıktır.

Yani bu sonuçları toptan bir mantıkla değerlendirmek yanlıştır. Türkiye’yi ve mevcut iktidarı içinde bulunduğu ahval ve şerait içerisinde değerlendirmek gerekir. 41 yıllık süreç içerisinde değerlendirme yaptığımızda bu iktidarın aldığı neticeleri başarılı bulduğumuzu söyleyebiliriz.

Sayı 49
Aralık 2004

Facebook Yorum

Yorum Yazın

Ana Sayfa
Web TV
Foto Galeri
Yazarlar