Hala bizim İslamcı veya muhafazakar basında enteresan yorumlar görüyorum. 4 ncü balkon konuşmasına atıfta bulunularak '' Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın daha kuşatıcı olması gerektiğini yazan aklı evveller var '' acaba daha nasıl kuşatıcı bir konuşma yapsın da oy alamadığı diğer kesimlerden de oy alsınlar diye '' tabii ki Ak Parti’nin Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın daha fazla oy alacağı kesim vardır ve bu hareketin olağan tabanı %70’e varabilir... Ancak yorumlarda gördüğüm bu %46’nın %70’e çıkması falan ile ilgili değil...Daha çok o geri kalan %30’u üzerinden söylem yapması isteniyor... Hani desem ki %46 (aslında bu genel seçimlerde %55’e tekabül ediyor) %70’e tamamlanması için söylem gerekir deseler anlayacağım ama onlar öyle kesimlere mesaj vermesini istiyorlar ki; hani o haritada Ak Parti’nin oy alamadığı belirli yerler var onlara ne söylem geliştirirseniz geliştirin adeta çirkinliğin içinde yaşamaya razı olurlar ama yine Ak Parti’ye oy vermezler. Zaten vermeleri de şart değildir.. Türkiye Cumhuriyeti kurulduğunda bu ülkenin nüfusu onüç milyondu ve bunun ciddi bir kısmı gayri müslim idi. 1923-1950 arası azınlıklara Rum, ermeni ve musevi azınlıklara red inkar ve asimilasyon uygulanarak Türkiye Cumhuriyeti’nin %98’inin müslüman olduğu gibi bir garabet iddia ortaya atılmıştır...hayır ! asla ! ülkemizin hiç bir zaman % 98’i müslüman olmamıştır. Zor ile cebir ve şiddet ile ancak nüfus kağıtları değiştirilmiş ve Türk olmayanlar Türküm, müslüman olmayanlar da zorla müslümanım demeye icbar edilmiştir. Şayet Ak Parti, ülkenin musluklarından altın akıtsa su yerine, otobanları, metroları altından yapsa, marmaray değil uzaya yol yapsa, gayri safi milli hasıla onbir bin dolar değil yüzbin dolar olsa yine oy vermezler yine vermezler.... Hatta Kuran’ın tabiri ile ''babaları cehennemden seslense evladım biz ettik siz etmeyin, adaletli olun, vicdanlı olun, ırkçı veya iş yapmayan beceriksiz partilere tabi olmayın dese....'' yine de bu %30’luk kesime yakın bir kitle Ak Parti veya Sayın Recep Tayyip Erdoğan kafasındaki bir kişiye oy vermezler. O zaman ne yapılacak? %100’ün desteğini almaya zaten gerek de yoktur, fiziksel olarak mümkün de değildir... Peygamberimiz dünyaya teşrif etseler haşa (s.a.v) belli bir kitle yine ona karşı çıkar ve tamamen destek vermez insanların tümü.
Mekke ve Medine de de aynı böyle olmuştur. Onun risaletinde de tam bir egemenlik hiç olmamıştır. Münafıklar kalbi hastalıklılar ve islam düşmanları hep ona gizli veya açık karşı tavır almışlardır. Peki ne yapılacak;
1) O zaman yapılması gereken şu '' %70’i kucaklayacak proje ve açılımlara devam, geri kalan %30’a da insan olmalarından mütevellit (oy beklemek için değil) Allah’ın kulu olduğu için temel hak ve özgürlüklerinde eksiklik varsa bu açılımları yapmak ve tıpkı gelişmiş ülkelerde ki gibi bunu noksansız uygulamaktır. Bize oy versinler diye değil Allah’ın kulu ve insan oldukları için herkesin dinli dinsiz haklarının verilmesi gerekmektedir.
2) Ne yaparsak yapalım, bize oy vermeyecek insanları veya bizle aynı görüşte olamayacak insanlara üzülmekle beraber onlar da bizim toplumumuzun bir parçası olduğunu kabul edeceğiz. Fakat içlerinde öyle şedid düşmanca hislere sahip olan bir gurup var ki (bunu gezi vandalizmin de gördük) bu arsız ve çapulcu gurup hiç acıma olmadan yasalar önünde ve hukuk içerisinde cezalandırılmaldır! Bu konuda bir acımaya sahip olunmamalıdır. Daha önce de yazdığım gibi cezalandırılmayan suçlar ve ihanetler tekrar ediliyor. Darbe geleneğinde hiç ceza olmadığı için darbeler hep olageldi... Bu sapık vandallarda cezalanmaz ise yine tekrar sokaklara dökülüp dayak yeme, biber gazı yeme pahasına pislik çıkaracaklardır. Paralel örgütün yargıya egemen olduğu için gizlice gezi vanadalizmine destek verip onların iddianamelerinin boşa çıkartıldıkları artık bilinmektedir. 28 Şubat’ı da geziyi de 17 -25 Aralık ihanetlerinin de cezalanmasını engelleyenin paralel örgütün şebekesi olduğu güneş gibi parlamaktadır. Önce bunlar sonra da bunların kol kanat gerdiği karışımlar cezalandırılmalıdırlar.
Mekke ve Medine de de aynı böyle olmuştur. Onun risaletinde de tam bir egemenlik hiç olmamıştır. Münafıklar kalbi hastalıklılar ve islam düşmanları hep ona gizli veya açık karşı tavır almışlardır. Peki ne yapılacak;
1) O zaman yapılması gereken şu '' %70’i kucaklayacak proje ve açılımlara devam, geri kalan %30’a da insan olmalarından mütevellit (oy beklemek için değil) Allah’ın kulu olduğu için temel hak ve özgürlüklerinde eksiklik varsa bu açılımları yapmak ve tıpkı gelişmiş ülkelerde ki gibi bunu noksansız uygulamaktır. Bize oy versinler diye değil Allah’ın kulu ve insan oldukları için herkesin dinli dinsiz haklarının verilmesi gerekmektedir.
2) Ne yaparsak yapalım, bize oy vermeyecek insanları veya bizle aynı görüşte olamayacak insanlara üzülmekle beraber onlar da bizim toplumumuzun bir parçası olduğunu kabul edeceğiz. Fakat içlerinde öyle şedid düşmanca hislere sahip olan bir gurup var ki (bunu gezi vandalizmin de gördük) bu arsız ve çapulcu gurup hiç acıma olmadan yasalar önünde ve hukuk içerisinde cezalandırılmaldır! Bu konuda bir acımaya sahip olunmamalıdır. Daha önce de yazdığım gibi cezalandırılmayan suçlar ve ihanetler tekrar ediliyor. Darbe geleneğinde hiç ceza olmadığı için darbeler hep olageldi... Bu sapık vandallarda cezalanmaz ise yine tekrar sokaklara dökülüp dayak yeme, biber gazı yeme pahasına pislik çıkaracaklardır. Paralel örgütün yargıya egemen olduğu için gizlice gezi vanadalizmine destek verip onların iddianamelerinin boşa çıkartıldıkları artık bilinmektedir. 28 Şubat’ı da geziyi de 17 -25 Aralık ihanetlerinin de cezalanmasını engelleyenin paralel örgütün şebekesi olduğu güneş gibi parlamaktadır. Önce bunlar sonra da bunların kol kanat gerdiği karışımlar cezalandırılmalıdırlar.
Facebook Yorum
Yorum Yazın