Geçtiğimiz aydan bugüne epey yol aldık. Her gün 4-5 binleri aşan Covid-19 vakaları, artık yerini daha küçük sayılara bıraktı. Genel trend, yönünü olumluya çevirdi. Bunu, Sağlık Bakanlığı’nın başarılı çalışmalarına ve güçlü sağlık sistemine borçluyuz.
Dünya Sağlık Örgütü, ülkemizin başarılarını takdirle karşılarken, uyguladığımız yöntemler hakkında bilgi aldılar. Bilim Kurulu Üyesi hocalarımız, bu çalışmaları bilimsel makaleler olarak, dünya tıp literatürüne kazandıracaklar.
Salgının sağlık dışında mücadele edilmesi gereken bir de ekonomik boyutu var. Kısıtlamalar ve işlerin durması nedeniyle dev ekonomiler bile sarsıldı. ABD’de işsiz sayısı otuz milyonu çoktan aştı.
Merkez bankaları, tahvil alım destekleri ve piyasaya büyük miktarlarda para sürerek ateşi düşürmek istiyorlar. Değeri “çöp” seviyesine düşen bazı şirketleri fonlarla destekliyorlar. Oysa sorun 2008 krizindeki gibi bir finansal kriz değil. Bir talep şoku ile karşı karşıyayız.
Pik yaptıktan sonra vaka sayılarında düşüşe geçen bazı ülkelerde, ekonomide kademeli açılışların başlanmasına karar verildi. Biz de aşamalı olarak ekonomik faaliyetlerimize başladık. Üretime ara verilen fabrikalarda yeniden çarklar dönmeye başladı.
Yerli üretim solunum cihazları, maske ve tıbbı malzeme ihracatına izin verildi. Avrupa’ya yakın olmamız nedeniyle maske vb taleplerde ilk tercih edilen ülke olmanın avantajını yaşıyoruz.
Dünyadaki talep düşüklüğü, ihracatımızı oldukça etkiledi. Turizm ve hizmet sektörü de en çok etkilenen sektörlerden. Devletimiz, bu zor günleri atlatmamız için tüm imkanlarını seferber etti.
Sosyal yardımlar, maaş destekleri veya işsizlik ödenekleri, kamu bankalarından sağlanan düşük faizli krediler, bu krizi daha az zararla atlatmamız için atılan adımlardan.
Her kriz beraberinde fırsatları da getirir. Elbette önce sağlık ve biz bu konuda iyi bir sınav verdik. Çeşitli ülkelere sağladığımız yardımlar da iyi bir piar çalışması oldu. Kriz yönetiminde başarılı olan Hükümet, bu yardımlarla ülkemize hayranlık yanında güvenin de artmasını sağladı.
Fransa’da yapılan bir ankette, en çok güvendikleri ürünlerin Türk malları olması gurur vericiydi. Dünyanın tedarik zinciri olmak için iyi bir fırsat. Salgının etkisi azalıp, ekonomik ilişkiler başladığında ülkemiz yatırımları çekecektir. Ayrıca şehir hastanelerinin dışında yeni yapılan çok amaçlı hastanelerin sağlık turizmi için kullanılması da bekleniyor. Ülkemizin tıpta yazdığı başarının, ekonomiye müspet sonuçları olacaktır.
Bu virüsün aşısı bulunmadan eskisi gibi olamayacağımız ortada. Bu durumun ne kadar süreceği kestirilemediğinden, yeni bir normalimiz olacak.
Maskeler, artık önemli bir aksesuarımız olurken, sosyal mesafelerimizi de koruyacağız. İşyerlerimizi, seyahatlerimizi ve ekonomik faaliyetlerimizi yeni normale göre düzenlemek zorundayız.
Yeni normale, yeni taleplerle girerken, girişimcilerimizin pratik zekasıyla zor günlerden en hızlı çıkan ülkelerden biri olacağımıza şüphe yok.
Facebook Yorum
Yorum Yazın