Beşiktaşımız geçtiğimiz sezon zirvede yer almakla kalmayıp aynı zamanda ortaya koyduğu oyunla da taraflı tarafsız bir çok kişinin takdirini kazanmayı başarmıştı. Beşiktaş’ın daha fazla hücuma dayalı oynamasıyla değil aksine geride kapılan toplarda çıkarken çok daha hızlı, fakat buna rağmen bir o kadar da organize oynaması coşkusunu artırıyordu. Bu ataklardaki organizasyon, yani 1-2 oyuncunun topla katederek kaleye gittiği değil en az beş ismin topla çok fazla haşır neşir olmadan deyim yerindeyse tik-tak paslarla, Beşiktaş’ın “heyecan veren” oyun tarzını ve rakipleriyle arasındaki en büyük farkı oluşturdu.
Fakat geçen sezon Beşiktaşın coşkulu oyununa skor açısından ciddi katkı sağlayan Gomez artık bu sezon yok onun kadar şampiyonlukta katkısı olan Beşiktaş’ın orta sahasında ciddi omurga oluşturan Sosa da yok. Her ne kadar Talisha onun yerini doldurucak dense de hücumda kattığı heyecan ve drimplingleri ile Gökhan Töre’yi çok arayacağız ve yerini dolduramayacağız. Beşiktaş’ın çok acil bir santrafor bir stopere de acil ihtiyacı olduğu aşikar. Son kupa finalindeki Cenk’in penaltıda havalara nişanladığı top bizlere ders olsun ve acil buraya takviye yapılmasına bir işaret olsun diyorum.
Yeni sezona tüm bu olumsuzluklara rağmen kupa finalini penaltılarla kaybetmemize rağmen şu an lige en diri ve en fovori takımın Beşiktaş olduğunu söyleyebilirim. Şampiyonlar liginin ve 2016-2017 Süperligin başlaması sebebiyle iyi seyirler hayırlı işler dilerim.
Facebook Yorum
Yorum Yazın