Transfer Meselesi...

Transfer Meselesi...

Dinamo Kiev maçı yeni hocanın takımın başındaki ilk ciddi sınavıydı. Teknik anlamda konuşmak ve yorum yapmak için henüz çok erken. Daha yolun başındayken öldük bittik ya da bu sene uçacağız gibi gereksiz yorum yapanları da açıkçası dikkate almamak lazım.  Evet Dinamo Kiev karşısında izlediğimiz Fenerbahçe’miz olumlu sinyaller veriyor. Tabi bunun en büyük nedenlerinden birisi İsmail Kartal’ın geçen yarım sezonda toparladığı ve üzerine koyarak devam ettiği takımın ana iskeleti olduğunu söylemeden geçmek istemiyorum.  Jesus zaman kaybetmemek adına akıllıca davranıp hazihazırda oturmuş bir takım üzerinden devam edecek gibi görünüyor. 

Halihazırda bir takım diyorsunuz ama bu kadar da yeni transfer yapıldı? Dediğinizi duyar gibiyim. Evet sizde haklısınız… Ancak yapılan bu transferlerin gerekliliğini zaten İsmail Kartal varken de söylüyorduk. Gerçi bizim istediğimiz ya da eksik gördüğümüz öncelikli noktalara yapılmadı bu transferler ama hocamızın bir bildiği vardır umarız. Umarız diyorum Ali Koç yönetiminin geldiğinden bugüne hoca ve oyuncu transferi konusundaki karnesi pekte parlak değil. Bu yüzden bu transferleri işini bilen ve gerçekten kendisinin istediği bir hoca tarafından belirlendiğini ummak istiyoruz.  

Yazının başında da belirttiğim gibi henüz hoca ve yeni oyuncular hakkında konuşmak fikir belirtmek için çok erken ama transfer ihtiyacı olan noktalar hakkında konuşmak için bir sezonda daha kaybetmek istemiyoruz. 

En öncelikli eksiğimiz olan santrafor eksiği yıllardır kanayan yaramız haline geldi. Fizik gücü yüksek, hırslı ve hatta gol kralı olmak gibi hedefleri ve potansiyeli olan, kaliteli bir değil birbirini tamamlayan iki santrafor takımın en büyük eksiği. İsterseniz Dünyanın en güzel futbolunu oynayın ama son vuruşlar gol olmayınca hiçbir kıymeti kalmıyor.  Jesus un bu konuda yönetime sıkı bir baskı yapması ve ses getirecek bir oyuncuyu kapması gidişatı olumlu yönde etkileyecektir. 

Yedek kaleci eksiğimiz evet var ama yıllarca hem lige hem milli takıma en iyi yerli kalecileri yetiştiren bir kulübün bu işi kendi içince çoktan çözmüş olması gerekiyordu. Sanırım bu durum çok acil bir eksiklik olarak görülmediğinden öteleniyor ancak futbol bu neye ne zaman ihtiyaç duyulacağı belli olmaz. Ayrıca sol bek ve sol kanat bölgelerinde de kendimce eksiklikler görüyorum. Takımdan gideceği kesinleşen isimlerin yerleri de en az gidenler kadar iyi oyuncularla doldurulmalı. 

Süper Lig’in önümüzdeki sezonda çok daha çekişmeli olacağı görünüyor.  Rakiplerimiz bu sene daha motive ve daha yerinde işler yapıyorlar. Umut ediyoruz ki bu sene çok daha kaliteli ve güzel bir sezon izleriz.