Tozkoparan İskender

Tozkoparan İskender, 15.yy sonu ile 16. yy başlarında  yaşamış bir okçudur. Devlet-i Ali'nin resmi devlet kayıtlara geçmiş birçok hikayesi olan, bugün bile kırılamayan rekorları bulunan, solak bir okçu yeniçeridir.


Seferde ve barışta, sultanı korumakla görevli solak okçu zümresi vardır. Özel bir dikkatle seçilip yetiştirilen, zamanında 400’e kadar çıkmış sayılarıyla solaklar, en başarılı okçulardı. Tozkoparan İskender’in de öne çıkan özelliklerinden birisi, solak olmasıdır.Tartışmalara kapalı olarak, en büyük üç okçudan biridir, çoğu kaynağa göre de birincidir. Onun devrinde Türk okçuluğu altın çağını yaşamıştır.


Devşirme olan İskender, Ekmekçiler Bölüğünde çalışırken okçuluğa heves etmiş, Fatih devri kemankeşlerinden olan; Molla Hüsrev'in kulu, Kadıkulu Hüsam'dan ders görüp kabza almıştır. Ayrıca, Şeyh Hamdullah Efendi'den de bir süre okçuluk meşk etmiştir. Bu alandaki başarıları sebebiyle Yeniçeri ocağına alınmıştır.


Tozkoparan'ın kuvveti konusunda şöyle bir rivayet nakledilir: Sultan II. Bayezid devrinde, İran'dan ünlü bir kemankeş gelmiş, huzurda kullap çekme gösterileri yapmıştı. Bu kişinin kendisi ile yarışacak birini istemesi üzerine, padişah, Şeyh Hamdullah'la görüşmüş, o da Tozkoparan çalışırsa galip gelir demişti. Masrafları saraydan karşılanıp bir süre çalışanTozkoparan, İranlının kullabına bir de yay ekleyerek ikisini birlikte çekmiş, padişah bu başarısı üzerine kendisine büyük ikramda bulunmuştu.


Tozkoparan, yalnız erişilmez rekorlar kırmış bir kemankeş değil, aynı zamanda, katıldığı savaşlarda büyük yararlıklar göstermiş bir tirendazdı. Kendisini yakından tanıyan ve bir süre onun okçu ustalığını yapan Bahtiyarzade bu konuda da şu örneği vermektedir; Küçük Davud Paşa kumandasındaki donanma ile Modon ve İnebahtı Seferi'ne (1499) katılan Tozkoparan, paşanın baştardasını koruyan 10 seçme tirendazdan biriydi. Çatışma sırasında, bir düşman askerinin baştarda kıçına tırmanıp sancağı kaparak suya atlaması üzerine, Tozkoparan önce bir okla adamı vurmuş, sancağı paşaya teslim etmişti. Bu başarıdan ötürü Tozkoparan, yayalıktan sipahiliğe yükseltilmiştir.


Tozkoparan namlı ismi..kısa zamanda efsaneleşmiş, her devirde ünlü kemankeşler "Tozkoparan-ı zaman" diye övülmüştü. Kanunî devri kemankeşlerinden Miralem Ahmed Ağa'ya da "Tozkoparan Ahmed Ağa" denildiğini biliyoruz.


Ok ve yay..sadece bir spor aleti değil, ordunun başlıca silahı olduğundan, o zamanlarda hem özel hem de resmi imalathanelerde üretiliyordu. Evliya Çelebi'ye göre, 17. yüzyıl ortalarında İstanbul'da özel 200 yay ve 200 okçu dükkanı bulunuyordu ve bu dükkanlarda 300 okçu ve 500 yaycı çalışıyordu. Ordu ihtiyacının resmi imalathanelerden karşılandığı, ayrıca okçuluk sporuna rağbetin bu devirde(17.yüzyıl) bir hayli azaldığı dikkate alınırsa, verilen dükkan ve esnaf adeti mübalağalıdır. Kaldı ki, Vezneciler semtinde yaycılar, Bayezid semtinde okçular için ayrılan çarşı alanı da bu kadar dükkanı alacak genişlikte değildi.


Okçu ve yaycı esnafı..başlıca müşterileri kemankeşler olduğundan, onlarla sıkı ilişki içinde bulunurlar, meydan okçuluk idman günlerinde Okmeydanı'na giderek, sattıkları yaylara ve oklara gereken düzen ve tımarı verir, küçük tamirleri yaparlardı. Ok ve yay satışı da çoğunlukla bu sırada olurdu. Bazı okçu ve yaycı ustaları, tanınmış bir kemankeşin hizmetine girer, yalnızca onun için ok ve yay yapar, idman ve atışlarında hep yanında bulunurlardı.

 

Tozkoparan Iskender, Bursalı Şüca, Miralem Ahmed Ağa, Haydar Bey gibi ünlü kemankeşlerin özel okçu ve yaycılarının olduğunu, atışlarda onların uyarılana kulak verdiklerini biliyoruz. Rekor kırıldığında, okçu ve yaycıya da ödül verilirdi. Tozkoparan İskender, Edirne'deki Deve Kemal'in menzilinden aşırı atıp da rekor kırdığı için, Sultan II. Bayezid 11 Cemaziyelevvel 916(1510) tarihinde Tozkoparan'a bir câme benek ve 3000 akçe, yaycısı İçkoz Ahmed'e ve okçusu Bahtiyarzade Hacı Hasan Çelebi'ye 500'er akçe ihsan etmişti.

 

Tozkoparan İskender, en uzun rekorların sahibi olması yanında, en çok "menzil taşı" alan kemankeş olarak da başta gelir. İmparatorluğun çeşitli illerinde 10 rekor kırmış, taş diktirmişti. Bunların hiçbiri daha sonra aşılamamıştır. 846 metrelik dünya rekoru sayesinde, adı bugünlere kadar ulaşmış, kendiside efsaneleşmiştir.

 

Atılış sırasına göre rekorları şöyledir;

 

1) Modon ve İnebahtı Seferi'ne çıkılırken, Gelibolu Okmeydanı'ndaki Gündoğrusu Menzili'nde bir rekor kırmıştı. Seferden dönüşte, gösterdiği yararlıklardan memnun kalan Küçük Davud Paşa, bütün şehir halkının katıldığı büyük bir ziyafet çekerek Tozkoparan'ın taşını diktirmiş, ödüller dağıtmıştır. Miralem Ahmed Ağa Gelibolu Kaptanlığı sırasında bu menzili geçebilmek için uzun zaman uğraşmış fakat başaramamıştır. Menzilin tam ölçüsünü bilmiyoruz.


2) İstanbul Okmeydanı'nda, Yıldız havasıyla atılan Tozkoparan (Delikli Kaya) Menzili'nde, Bursalı Şüca'dan aşırı, 1279.5 (1Gez=0,66mt) geze ok atarak en büyük rekorlardan birini kırmıştı. Bursalı Şüca, Tozkoparan'ın en zorlu rakibi idi. Bu menzili alıp taş diktirmesi uzun tartışmalara yol açmıştır. Şöyle ki: Bursalı Şüca, daha önce bu menzilde1251.5 gezlik rekorunu kırdığı gün, Tozkoparan, usule aykırı olarak atışa devam etmiş, o da Şüca'nın bozduğu Havandelen Solak Bali Menzili'ni bozmuştu. Taraftarlarının baskısı ile, usule bakılmayıp onun yeri de ölçülünce Şüca'dan bir yay boyu kısa olduğu anlaşıldı. Bunun üzerine Tozkoparan bu menzilde üç yıl uğraştı, sonunda 40 gün aralıksız esen Yıldız havasından faydalanarak Şüca'dan 28 gez aşırı 1279.5 geze atmayı başardı. Ama okun düştüğü yer, ana taşı'nın 80 gez şastında idi. "Aşırı salkıdır” diye Şüca taraftarları itiraz ettiler; nitekim de öyleydi. Tartışma uzadı, Sultan II. Bayezid'in kulağına kadar vardı. Padişah meselenin çözümünü Şeyhü'l-Meydan Hamdullah Efendi'ye havale etti. Şeyhin aracılığıyla, Şüca'dan aşırı atan olursa taş dikmesine, Tozkoparan'ın taşının ayrı bir menzil sayılmasına karar verilerek tartışma kapatıldı. Tozkoparan bu rekorunu Müezzinzade Zihgirci Sinan işi ok ile ve İçkoz Ahmed işi yay ile kırmıştı.

 

3) Tozkoparan, İstanbul Okmeydanı Delikli Kaya Menzili'ni bozduğu günün haftasında Bursa'ya hareket etmiş ve Bursa Okmeydanı'nda Poyraz havasıyla atılan Yusuf Yeri'ndeki Bursalı Şüca'ın taşından 70 gez aşırı atarak rekor kırmıştı.


4) İstanbul Okmeydanı'nda, Gündoğrusu havasıyla atılan Arkurı Menzili'nde, yine Bursalı Şüca'dan aşırı, 1281.5 gezlik (846 m) bir rekor kırmıştır. Bu, yalnız bizde değil, dünya okçuluk tarihinde de bugüne kadar aşılamamış en büyük rekordur. Bu menzil üzerinde de Şüca ile aralarında uzun bir çekişme olmuştur: Bursalı Şüca bu menzilde bir rekor kırmıştı, ama şasta aşırı salkıydı. Taş diktirmeye kalkışınca Tozkoparan itiraz etti; çünkü o da vaktiyle bu menzilde rekor kırmış, kabzaya aşırı salkı olduğundan taş diktirememişti. Şüca taş dikerse ben de dikerim diye dayattı, diktirmedi. Yine tartışma uzadı; sonunda Şüca 1271.5 gezlik yeni bir rekor kırıp yerini doğrultarak meseleyi kapattı. Daha sonra Tozkoparan bu yeri 10 gez aşarak 1281.5 gezlik ünlü rekorunu kırmıştır.

 

5) Tozkoparan, Edirne Musalla Meydanı Yıldız Menzili'nde bulunan Deve Kemal'in rekorunu, İstanbul okçularını yıllarca uğraştıran zorlu bir mücadele sonunda, 1510 yılında kırmış ve taş diktirmiştir. Ölçüsü bilinmemekle beraber..Tozkoparan'ın o yıllarda okçusu olan ve atış günü orada bulunan Bahtiyarzade'nin ifadesine göre, önceki rekorları ayarında, yani 1280 gez civarında olmalıdır.


6) Bursa Okmeydanı'nda, Yıldız havası ile atılan Kemhâcı Hayreddin Yeri'ndeki Bursalı Şüca Menzili’nden aşırı atmış ve taş diktirmiştir. Menzilin baş taşıdır.


7) Bir sefer sırasında, Üsküp'te Poyraz havası ile atılan bir menzilde rekor kırıp taş diktirmiştir. Menzilin baş taşıdır.


8) Amasya'da, şehir dışında bulunan Kıble Menzili'nde Bursalı Şüca'nın taşından aşırı atıp rekor kırmıştır. Tozkoparan, Yavuz'un Tebriz Seferi'ne katılmıştır. Sefer dönüşü ordu Amasya'da kışlamış, kış boyu idmanı terketmeyen Tozkoparan, Kemâh Seferi'ne hareketlerinden hemen önce, 1515 baharında bu menzili atmıştı. Taş dikmeye vakit kalmadığı için,

bu işi Amasyalı kemankeşlerden Baba İshak'a ısmarlamıştı. Menzilin atılışı sırasında hava yerinde hazır bulunan Bahtiyarzade, yıllar sonra, Alman Seferi'nden (1532) dönüşte Amasya'ya gitmiş, taşın dikilmediğini ve dostu Baba İshak'ın öldüğünü görmüş, ilgililerle konuşarak taşın dikilmesini sağlamıştır.


9) Tozkoparan, katıldığı Mısır Seferi'nde (1517), Kahire'deki bir Memlük Menzili'nden rekor kırıp taş diktirmiştir. Bu da, baş taşı olarak atılamadan kalmıştır.


10) Mısır Seferi dönüşü Şam'da kaldıkları dört ay içinde, Rum Yusuf ile Tozkoparan arasında zorlu bir mücadele geçmiştir. O devrin sayılı kemankeşlerinden biri olan Rum Yusuf, oradaki bir menzilde önemli bir rekor kırmıştı. Tozkoparan Şam'dan ayrılmadan bu menzili bozabilmek için yoğun bir çaba harcayarak Rum Yusuf'un taşı'nı geçmeyi başardı. Yavuz, bu başarısından ötürü ulûfesine 5 akçe terakki ihsân etti.

1518 yılında aldığı Şam Menzili, Tozkoparan'ın son rekorudur.


Tozkoparan İskender, yaylarından birini; dönemin en ünlü kemangerlerinden, yay ustası olmasının yanı sıra menzil almış bir kemankeş olan, Bursa Okmeydanı’

ndaki Lodos Menzili’nin ana taşına (ilk menzil atışı) unvanına sahip Usta Ali’den; bir diğerini İçkoz Ahmed’den almıştır.


Tozkoparan, okçuluk tarihimizin altın çağında..en az 20 yıl, Bursalı Şüca, Deve Kemal, Haydar Bey, Havandelen Solak Bali, Rum Yusuf gibi büyük kemankeşlere karşı yenilmezliğini sürdürmüş bir başpehlivandır. Belki tek rakibi Bursalı Şüca idi; Onu adım adım izlemiş, iki yer dışında, bütün menzillerini bozmuştur. Bunlardan biri, Bursa'da Gündoğusu ile atılan Aktar Çelebi Yeri, diğeri İstanbul Okmeydanı'nda Lodos ile atılan Miralem Ahmed Ağa Menzili'ndeki 1243.5 gezlik rekorudur.