Tarihin Kırılma Noktasında Kesişen Hayatlar

Geçen Vaniköy Camii yanarken içimiz yanmadı değil üzülerek takip ettik. Caminin yanmasıyla 350 yıllık tarih kül oldu. Camiinin banisi kim diye araştırdığımda Vani Mehmet Efendi ismiyle karşılaştım. Biraz daha ayrıntılı tarih kayıtlarına baktığımda unutulan ilginç bir şahsiyetle karşılaştım. İşte bu ayki yazının konusu da bu bugün İstanbul’un Vaniköy semtinin de isim babası olan Vankulu Mehmet Efendi kimdi, nereli idi biraz anlatalım.

Van’da doğdu için Vani ön ismini alan Mehmet Efendi Öğrenimini Van’da tamamladıktan sonra, Doğunun belli başlı ilim merkezlerini dolaştı Karabağ, Gence ve Tebriz gibi bazı beldelerde ilim tahsil etti. Erzurum’da vaizliği sırasında Köprülü ailesinden Fazıl Ahmet Paşanın dikkatini çekmiş. Onun ısrarı üzerine payitahta yani İstanbul’a gelmiştir. Hünkâr Şeyhi olarak şöhret bulan İstanbul’da “hünkâr vaizliği” ve “hâce-i sultanî” gibi görevlerde bulunmuştur. Bu görevlerinin ve Dönemin Padişahı üzerindeki etkisini çok iyi bilen dönemin kudretli Köprülü ailesinin evlatlığı Merzifonlu Kara Mustafa Paşa propagandası ile ikna olmuş oda Padişahı II. Viyana kuşatmasına ikna etmiştir. Kuşatmaya bizzat katılmış ordu vaizliği yapmıştır. Tarihî doğal akış içinde öyle küçük olaylar, tavırlar vardır ki, bunlar hiç bir maddî veya sosyal gücün eseri değildir; ama tarihin akışını değiştirirler. Bu olguları görmemezlikten gelmek, gerçeğe sırt çevirmek; onları hesaba katmak ise, kurulacak bir evrenin doğal işleyişini bozmak sonucunu doğurmaktır. Bu küçük şeyleri, istisnalar olarak da kabul edemeyiz. 

II. Viyana Kuşatmasında Koca İbrahim Paşa 80 yaşının getirdiği ve Arnavut damarının inadıyla Merzifonlunun aşağılamalarına karşı ordusunu geri çekmiş Kırım Hânı da Tatar gururuna kapılmıştır. Benim için basit bir iş dediği Leh ordusunu köprüden geçirtmeseydi Macar Kızılelması gerçekleşecek Türkün olacaktı. Belki de Avrupa bizim olacaktı. O zaman, tarihin akışı değişmelere uğrayacaktı. Gerçek o ki, maddî ve manevî, küçük ve büyük bir sürü şey iç içe girerek tarihi dokumaktadır... Tarihi eyleme dönüştüren ahlâkî özlerdir. Bu oluşun ivme veren gücü iman yönü ve muhtevasını tayin eden ise, imanın iç talepleridir... Kavimlerin kendilerini değiştirmelerine göre Allah onların hâlini değiştirmektedir. Yâni cemiyet halindeki ‘kendi’mizin ruhun zuhuru, eyleme dönüşerek tarihi yapmaktadır. Haksızlıkta yapmayalım tavsiye almaya yatkın olmayan Merzifonlu Kara Mustafa Paşa, bu savaş sırasında pek çok veziri ve komutanı kendisine küstürmüştü. Tüm kuşatmaya karşı itirazlarına rağmen Giray hana gönderdiği mektubunda “Hayda! Ne bilür? Onlar varsun at eti yesün, kımız içsin, beygirlerin güdsün. Ben gelen kâfiri çadır oğlanlarımla tokmakıla depeledürüm, karışmasunlar” Bu mektup üzere Giray han düşmana müdahale etmemiş. Düşman ordunun geçmesini içini sindiremeyen Kırım hanının imamı Giray Han’ın yanına çıkar ve derki ‘’Han’ım şu bölük bölük geçen kâfiri kırdırsanız’’ der. Murat Giray’da Onlar da ‘’Bre efendi sen Osmanlının bize ettiği zulmü bilmezsin görsünler kendilerini, kaç akçalık adam imişler. Tatar kadrini bilsinler.’’ 

İşte tarih de zaman kırılması bu hatalar zinciri ile başladı. Yani kısaca tarihin seyri değişti. Osmanlı ilerlemesi durdu gerileme süreci başladı. Objektif Tatar tarihçilerde Murat Giray’ın bu ihanetini Tatar halkının laneti olarak görür ve daha sonra yaşadıkları zulme sebep olarak gösterirler. 

Vani Mehmet Efendi bu II. Viyana kuşatmasına vesile olanlardan sayılması ve başarısızlıkla sonuçlanmasının yanında tarihin garip cilvesi olacak ki çağdaşı Sabatay Sevi ile de yolları kesişecektir. O dönem de Yahudi camiasında ciddi karışıklığa sebep olmuş ve ciddi miktarda taraftar toplamış olan Sabatay Sevi yakalanmış ve Padişahın huzurunda Vani Mehmet Efendi tarafından sorgulanmıştır. Vani Efendi sorgu sırasında “Seni duvara dikip ok atacağız. Eğer Mesih isen ok işlemez. Biz de Sultan da Mesihliğini kabul edeceğiz” der. Sevi korkudan Yahudi fıkhına göre ölüme rağmen Mesihliği inkâr edip Müslüman olduğunu kabul etti. Mehmet ismini aldı. Vani Mehmet Efendi ‘’Sabatay Sevi’nin Müslüman olduğuna hiç inanmıyorum. Etrafında toplananlarla birlikte yollarına devam edecekler ve gizli cemaat haline gelecekler fakat İslam beyana bakar” Sabatay Sevi ile beraber 300 Yahudi aile de Müslüman olup Müslüman ismi aldı. Aslında hepsi numaraydı. Müslüman adı altında yıllar boyu gizli yapılanmaya ve faaliyete organize şekilde devam ettiler. Gizli toplantılarda gizli ayin ve planlarını yapmaya devam ettiler. İşte tarihin başka bir zaman kırılması da bu olsa gerek. Eğer Vani Mehmet Efendi tüm bu olaylara rağmen idama hükmetseydi Sebatayistler kripto bir yaşama geçmez sonrasında Osmanlı’nın yıkılmasında hızlandırıcı rollerini ifade edemez genç Cumhuriyetin kurulmasında kılcal damarlara kadar nüfuz edemezlerdi. 

Hayırlı işler dileği ile rabbim yar ve yardımcımız olsun.