Hikmet BAYDAR

Hikmet BAYDAR

Mail: yazarlar30@teknikelektrik.com

Spekülatör Ekonomisi

Son zamanlarda ABD faiz artırım haberleri iyice belirleyici olmaya başladı. Öyle ki USD ciddi primler yapmaya başladı. Hatırlarsanız bu harekette alınan dolarlar aslında mortgage krizi nedeniyle bol bol piyasaya verilen dolarlar. Ciddi likiditenin olduğu, ancak güvensizlik nedeniyle yerine gidemediği bir dönemde faiz kazancı çok düşük kalan spekülatörlerin yaptığı şey dövizde dalgalanmalar yaratarak para kazanmak.

Bunun reel ekonomiye faydası ise tartışmalı. Sadece döviz likiditesi sağlıyor o kadar. Ancak ne zaman hangi değerden dönüleceğine ise yine spekülatörler karar veriyor. Ekonomiyi düzenleyenler kurların seviyesiyle ilgili yorum yapamıyorlar. Çünkü piyasaları düzenleyelim derken fiyatları tutturamadıkları zaman önemli prestij kayıpları oluyor.

Dövizin yükselmesi nerden kaynaklanıyor?

Genel yapıya bakalım; Öncelikle cari açıktaki genel gidişat döviz ihtiyacın kısmen azaltmıştır. Enerji ve emtea fiyatlarında gevşeme, zayıflık dolar karşısında değerlerinin düşmesi başlı başına bir vaka. Çünkü bol bol basılan dolarların normalde değersizleşmesi ekonomi kuramıdır. Oysa hem para bas hem de değeri artsın durumu var..Kısacası buna algı yönetimi diyoruz..

Neden algı yönetimi?

Bol bol para basan FED şimdi faiz artırımına hazırlanıyor. Peki neden? Bir ülke neden faizleri yükseltmek ister ki..Ekonomide fazla ısınmadan korkuluyor görüntüsü veriliyor ama bu tamamen yalan..Faiz artırımı dolar kredi alanların gelecekte yüksek faiz ödeyeceği anlamına geldiğinden kredileri şimdiden kapatmak için dolar talep etmeleri için yapılıyor olmasın? Dolar değer kazanırken Dünya’nın en büyük cari açığına sahip ekonomisinin daha az dolar vererek ihtiyaçları temin etmesinin de önü açılmış oluyor. ABD bu nedenle güçlü doları seviyor. Bunun da desteklenmesi gerekiyor. İşte burada algı yönetimi devreye giriyor. Önemli yatırım kuruluşları faiz artırımların doları yükselteceği haberini ağız birliğiyle yapmaları algıyı da bu şekilde oluşturuyor. Oysa faiz artırımı demek ABD borsalarının düşmesi, ABD tahvillerinin değer kaybetmesi demek..Kısacası harakiri..

Bu algı yönetimi sayesinde dolara talep yaratılırken açık daha az dolarla kapatılabiliyor. EUR/USD gibi birçok paritede de dolar lehine hareketler de böylece kolayca oluşturuluyor. GBPP/USD gibi birçok parite de aynı akibeti paylaşırken tüm Dünya bu sorunla boğuşmaya başladı. Ciddi rezervleri olan Rusya bile bu sorunla baş edemedi. Şimdilik USD/Ruble paritesindeki gevşeme bir miktar rahatlatsa da petrol fiyatları hala baş ağrıtıyor.

Gelelim Türkiye’ye; Cari açık nisbeten düşük. İthalat daralmış, Piyasa canlı değil. Kısacası döviz ihtiyacı reel sektörden çok fazla gelmez. Veriler de dövize hücum edilecek tarz da değil. Global oyunun bir parçası olarak TL’de bu hareketlerden etkileniyor. Hele bir de seçim yaklaşırken oyun daha da heyecanlı oluyor.

Dolar ne olacak?

Piyasalarda en çok gözlemlediğimiz yükselirken daha yukarıların, düşerken de daha aşağıların hedeflenmesi ve konuşulmasıdır. Bizim gözlemimiz Kur konusunda hükümetin değerli TL beklentisi olmadığıdır. Çünkü TL değersiz olursa ihracat kolaylaşacak. Burada tek sıkıntı ithalat ağırlıklı olarak ara ve sermaye malı. Yani maliyet kalemi dövizli. Bu durumda enflasyonu da yukarı iten bir etki ortaya çıkıyor. Dolar endeksinin rekorlar kırması uzun süre sürdürülebilir bir durum değil. Çünkü değerli dolar ABD ekonomisinin yavaşlamasına da yol açacak. İşte o zaman resim bugünkü resim olmayacaktır.

Reel sektör kur riskini iyi yönetirse, traderlar aşırı yüksek risklerle işlem yapmazsa bu yangından daha az yanıkla kurtulmak mümkün olabilir.

Sakın unutmayın Aralık ayında 2.22 TL olan Doların bu günlerde 2.63 TL olmasına neden olacak ne gelişme oldu? Sadece algı yönetimi..

 

Saygılarımla,

Facebook Yorum

Yorum Yazın

Ana Sayfa
Web TV
Foto Galeri
Yazarlar