Geçenlerde Karaköy’den aşağıya doğru iniyordum. Karşıma gelenlere ve dükkanların içindekilere baktım.Tanıdıklarımız, çalıştıklarımız ve selam verdiklerimiz her geçen gün azalmış. Birden ürperdim. Ben mi bir şeyleri yanlış yaptım da bu kadar eskidim dedim yoksa doğru yaptım da kaybolanlar mı yanlış yaptılar. Elmasoğlu’na, Eran Elektirk’e selam verip aşağıya doğru indikçe bu selamların aslında bizlerin sermayesi olduğunu anladım. Ne kadar çok tanıdık o kadar zenginlik…….
Bazen yalnız kalmak istiyoruz, kimse bize bulaşmasın, yalnız kalınca da bir dost bizi arasın. İnanın ne üretici firma patronları, ne müessese sahibi dostlarımız ne müdürler ne de arkadaşlarımız, paylaşacak kimseleri yoksa başarıdan, paradan alacakları zevkte azalmakta...
Koca koca firmalar günümüzde ekonomik olsun diye eski çalışanlarını yeni daha ucuz elemanlar ile değiştiriyorlar, yıllardır çalıştıkları firmaları ya ekonomik sıkıntıya düştüler diye ya da daha fazla imkan istiyorlar diye gözlerini kırpmadan değiştiriyorlar.Toptancılar, iki puan fazla bulunca yılların dostluğunu, güvenini bırakıp nasıl daha ucuz satabiliyorlar demeden çalıştıkları üreticileri değiştiriyorlar. Bir çoğumuz iş bulamazken işi olanlar daha fazla maaş, daha iyi araç, sigorta vs. diye şükretmeden iş değiştirebiliyorlar. Uzun vadeye bakıp bütün bunları gözlemlediğimde bu olayların kimseye yaramadığını görüyorum. Bu gün başarılı olan firmalara baktığımızda; yanında uzun vadeli kalifiye eleman, marka olmuş çalışan barındıran, üreticisi, bayisi, yan ürün yaratan fasoncusu, tedarikçisi ile etle tırnak gibi olmuş firmalar daha uzun yaşıyorlar.
Üretici firmalar, yıllardır yüklerini çeken firmaları, sıkıntıya girdi diye değiştirmemeli, bir gün yine onlara ihtiyaç duyacaklar, üretici firmalardan malzeme alıp satan firmalar daha fazla şartları zorlamamalıdırlar. En iyi ödemeyi yapıp, kendileri için üretici firmaları yaşatmaya çalışmalılar. Bazı firmaların bunları yaparak övgüyü hak ettiklerini ve Allah’ın yardımı ile güçlerine güç kattıklarını görüyor, televizyonlarda reklamlarını izliyor ve gurur duyuyoruz. Yürüyüşüme devam ederken indiğim Karaköy ‘de Güllüoğlu Baklavaları’nın sahibi Sayın Nadir Güllü’yü gördüm ve gazetelere yansıyan demeci ile yazımı bitirmek istedim.
Sayın Nadir Güllü, yıllardır Yunanistan’a baklava sattığını, bu ülkedeki bayisinin ülkenin içinde bulunduğu krizden dolayı sıkıntıda olduğunu bundan dolayıda hem bayisinin yaşaması hem de baklavayı Yunanlıların sahiplenmemesi, rakip çıkmaması için eski borçlarını uzun vadeye yaydığını, yeni fiyatlarını da krizdeki bir ülkeye göre yeniden ayarladıklarını söylüyordu.. Ne diyelim ben hem takdir ettim hem de bir Türk olarak kendisi ile gurur duydum.
Not:Yirmi yıla yaklaşan ticari ve dostça beraberliğimizi şuan sizlere ulaşacak bir firmada çalışmadığımdan bana bu satırları bahşederek beraberliğimize vesile olan Sayın Mustafa Albayrak ve ekibine teşekkür ediyor Van’da ki kardeşlerimize de sabırlar ve kolaylıklar diliyorum.
Bazen yalnız kalmak istiyoruz, kimse bize bulaşmasın, yalnız kalınca da bir dost bizi arasın. İnanın ne üretici firma patronları, ne müessese sahibi dostlarımız ne müdürler ne de arkadaşlarımız, paylaşacak kimseleri yoksa başarıdan, paradan alacakları zevkte azalmakta...
Koca koca firmalar günümüzde ekonomik olsun diye eski çalışanlarını yeni daha ucuz elemanlar ile değiştiriyorlar, yıllardır çalıştıkları firmaları ya ekonomik sıkıntıya düştüler diye ya da daha fazla imkan istiyorlar diye gözlerini kırpmadan değiştiriyorlar.Toptancılar, iki puan fazla bulunca yılların dostluğunu, güvenini bırakıp nasıl daha ucuz satabiliyorlar demeden çalıştıkları üreticileri değiştiriyorlar. Bir çoğumuz iş bulamazken işi olanlar daha fazla maaş, daha iyi araç, sigorta vs. diye şükretmeden iş değiştirebiliyorlar. Uzun vadeye bakıp bütün bunları gözlemlediğimde bu olayların kimseye yaramadığını görüyorum. Bu gün başarılı olan firmalara baktığımızda; yanında uzun vadeli kalifiye eleman, marka olmuş çalışan barındıran, üreticisi, bayisi, yan ürün yaratan fasoncusu, tedarikçisi ile etle tırnak gibi olmuş firmalar daha uzun yaşıyorlar.
Üretici firmalar, yıllardır yüklerini çeken firmaları, sıkıntıya girdi diye değiştirmemeli, bir gün yine onlara ihtiyaç duyacaklar, üretici firmalardan malzeme alıp satan firmalar daha fazla şartları zorlamamalıdırlar. En iyi ödemeyi yapıp, kendileri için üretici firmaları yaşatmaya çalışmalılar. Bazı firmaların bunları yaparak övgüyü hak ettiklerini ve Allah’ın yardımı ile güçlerine güç kattıklarını görüyor, televizyonlarda reklamlarını izliyor ve gurur duyuyoruz. Yürüyüşüme devam ederken indiğim Karaköy ‘de Güllüoğlu Baklavaları’nın sahibi Sayın Nadir Güllü’yü gördüm ve gazetelere yansıyan demeci ile yazımı bitirmek istedim.
Sayın Nadir Güllü, yıllardır Yunanistan’a baklava sattığını, bu ülkedeki bayisinin ülkenin içinde bulunduğu krizden dolayı sıkıntıda olduğunu bundan dolayıda hem bayisinin yaşaması hem de baklavayı Yunanlıların sahiplenmemesi, rakip çıkmaması için eski borçlarını uzun vadeye yaydığını, yeni fiyatlarını da krizdeki bir ülkeye göre yeniden ayarladıklarını söylüyordu.. Ne diyelim ben hem takdir ettim hem de bir Türk olarak kendisi ile gurur duydum.
Not:Yirmi yıla yaklaşan ticari ve dostça beraberliğimizi şuan sizlere ulaşacak bir firmada çalışmadığımdan bana bu satırları bahşederek beraberliğimize vesile olan Sayın Mustafa Albayrak ve ekibine teşekkür ediyor Van’da ki kardeşlerimize de sabırlar ve kolaylıklar diliyorum.
Facebook Yorum
Yorum Yazın