Nurgül YILDIRIM

Nurgül YILDIRIM

Mail: yazarlar24@teknikelektrik.com

SATRANÇ ve MANGALA

“ Önemli olan akıllı olmak değil , aklı yerinde ve      zamanında kullanmaktır.”                              

                                                                           DECARTES


Her anne ve baba çocuğunun zihinsel olarak gelişimini ister. Çocukların bu gelişimi için zeka ve strateji oyunları küçük yaşlardan itibaren çok önemlidir. Bir yaşından itibaren çocuklar boşlukların içine uygun şekilleri atmayı, çeşitli Legolarla kule yapmayı, objelerin isimlerini değişik şekillerde öğrenirler. Küçük yaşlarda çocuğun bunları keşfetmesi ve öğrenmesi anne babayı inanılmaz mutlu eder. 


Zeka oyunları çocukların problemleri algılama ve değerlendirme kapasitelerinin geliştirilmesi, problemlere farklı şekillerde bakabilme, hızlı ve doğru karar verebilme, becerilerini geliştirme, bir konuya odaklanma alışkanlığını geliştirme, plan yapma, strateji geliştirme, zamanı doğru kullanabilme, akıl yürütme gibi becerilerinin geliştirilmesini sağlamaktadır.

 

Herhangi bir özel bilgi ve beceriye gerek duymadan, verilen ip uçları ile akıl ve mantık yürüterek çözülebilen problemlere zeka oyunları denmektedir...Özellikle çocukların algı ve zeka gelişiminde ve güçlendirilmesinde çok önemlidir.


Günümüzde değişen sınav sistemi ile birlikte, özellikle yeni nesil soruların çözümlerinde çocuklarımızda gelişen bütün bu özellikler onların başarısını bir adım daha öne çıkarmaktadır. Bu nedenle küçük yaşlardan itibaren daha sonra da okul döneminde derslerin dışında arkadaşlarıyla ve aile bireyleriyle zeka ve akıl oyunlarını oynamayı alışkanlık haline getirmek gerekmektedir. 


Zeka oyunları tarihi, çok eskilere insanlık tarihine kadar dayanıyor. Zeka oyunlarının bir çoğu Çin, Hindistan ve eski Mısır dönemine kadar uzanmaktadır. Daha sonra bu oyunlar tüm dünyaya yayılmıştır .


Şu dönemlerde evimizde karantina günlerini yaşarken herkes ailesi ile daha çok zaman geçirmeye fırsat buldu. Bir araya gelindi ve belki de daha önce yapmak isteyip te yapamadığı birçok şeye zaman ayırdı. 


Bu nedenle siz okurlarıma bu yazımda en çok bilinen ve oynanan oyunlardan SATRANÇ ve MANGALA oyunların tarihçesi hakkında genel bilgiler sunmak istedim.


SATRANÇ OYUNU:

 Zeka oyunlarının en yaygın olanı artık okullarımızda da oynanan satrançtır.  Satranç oyununun hikayesi oldukça ilginçtir. Efsaneye göre o dönemin HİNT şahı, bilgelerinden kendini hem eğlendirecek hem de düşündürecek farklı bir oyun istemiştir. Bilge Sisa ‘da satranç oyununu hazırlayarak şaha sunmuştur. Hint şahı oyunu çok beğenmiştir. Oyunu hazırlayan bilge Sisa’yı ödüllendirmek ister ve dile benden ne dilersen der. Bilgin Sisa “ Şahım,takdir ederseniz biraz buğday vermeniz yeter “ der. Şah şaşırır ve birkaç çuval buğdayın lafı mı olur, ne kadar istiyorsan bir çuval fazlasını vereyim, Sisa der. Söyle ne kadar istiyorsun diye sorar. Bilgin Sisa alaycı bir gülüş ifadesiyle “Şahım, ben fazlasını istemem. Satranç tahtası üzerine ilk kareye 1, ikinci kareye 2 üçüncü kareye 4,dördüncü kareye 8 ve sonrasında her kare için katlamalı şekilde buğday koyarak 64 kare ne kadar alırsa o kadar bana yeter “ der. Bunun üzerine Hint şahı hizmetlilerine buğday miktarının hesaplanarak bir buğday bile fazlasının verilmemesini söyler. Hesap yapmaya başlayan hizmetliler şaşkınlık içinde kalır.Çünkü toplanan buğday miktarı o kadar çoktur ki ; Hindistan’daki buğday yetmeyecektir. İşlem sonunda çıkan sonuca göre verilmesi gereken buğday tanesi  18.446.744.073.709.551.615 ‘ tir. Okuması oldukça zor bir sayı .  Bu kadar buğday tanesi toplamda 570 milyar ton üzeri buğday demektir ki Dünya’ daki tüm buğdaylar toplansa toplamda isteği karşılamaya yetmemektedir. İşte satranç oyununu yaratan doğu bilgesinin üstün zekası.


MANGALA OYUNU:

Tarihi araştırmalar Mangala Oyunu’nun Sakalar, Hunlar ve Göktürkler döneminde oynandı-ğını göstermektedir. Kaşgarlı Mahmut’un Divan-ı Lügat ‘it Türk ‘ de sözünü ettiği Köçürme Oyunu, binlerce yıllık bir Türk Zeka Oyunu’dur. Hatta 16.yüzyıldan başlayarak Türk minyatürlerinde mangalaya  ait tasvirler yer almıştır. Köçürme,dupduru bir Türkçe kelimedir ve göçürme, göç ettirme, aktarma anlamında kullanılmaktadır. Türklerden Araplara Mangala adıyla, oradan da dünyaya Mangala, Mankala, Mancala adıyla dağılmıştır. Oyunun 4000 yıllık bir taşı Kazakistan’da Dastarbaşı’nda  bulunmuştur.


Dünyanın farklı ülkelerinde mangala türü oyunlar oynanmaktadır ancak Türk Mangalasını diğer mangala oyunlarından ayıran kimi özellikler vardır. Diğer mangala türlerinde taşlar genelde “tohum” adını almakta, taşları hareket ettirme ise “tohum saçma” olarak ifade edilmektedir. Bu da o kültürlerin ziraatçı bir toplum olduklarını göstermektedir. Oysa Türk Mangala’sında taşlar “asker” olarak görülmektedir. Ayrıca günümüze “hazine” olarak aktardığımız bölüme Türkler “orda” yani “karargâh” demişlerdir; bu da oyunumuzun bir çiftçilik oyunu değil, savaş oyunu olduğunu ortaya koymaktadır. 


Türk Mangala’sının bir diğer farkı ise alınan taşların bir tanesinin kendi otağına, yani kuyusuna bırakılmasıdır. Diğer mangala oyunlarında kendi kuyusuna taş bırakma olayı yoktur. Mangala’da kendi kuyusuna bir taş bırakma kuralı, Türk sosyal hayatındaki baba ocağına sahip çıkma geleneğinin bir göstergesidir. Taş kazanmak için rakibin taşlarını çift yapma kuralı ise Türk inanç ve devlet sistemi tarihindeki ikili anlayışı sembolize etmekte ve Türklerin geleneksel dünya görüşüne uygun düşmektedir. 


Batılı kaynaklarda ise mangaladan ilk kez 1694’ te İngiliz oryantalist Thomas Hyde ‘nin bir kitabında bahsedilmiştir. Jean Antoine Guer ‘in Pariste yayımlanan “ Türkler’in Gelenek ve Alışkanlıkları “ isimli eserinde, oyundan Mangola olarak bahsedilmektedir. İngiltere ‘de ise 1860 başlarında Mangola yeni bir oyun olarak tanıtılmış ve Jaques şirketi tarafından yayımlanmıştır. 

Bugün Türkiye ‘ de ise klasik Mangala oyun kuralları biliniyor. 


Aile ile birlikte oynanan bu oyunlar, aile bireylerindeki bağın kuvvetlenmesini  ve aile ilişkilerinin daha da sıkı bağlanmasını sağlamaktadır.


Sağlıklı ve mutlu kalın…


Facebook Yorum

Yorum Yazın

Ana Sayfa
Web TV
Foto Galeri
Yazarlar