Şampiyon Beşiktaş

Beşiktaş’ımız, 2015-16 sezonuyla birlikte lig tarihindeki 14. şampiyonluğunu elde etmişti. 2016-17 sezonunda da adım adım şampiyonluğa yürüyen kara kartalımız, 15. şampiyonluğunu kazanarak üçüncü yıldızı göğsüne taktı. Bildiğiniz üzere 1959’da başlayan Türkiye’nin en üst düzey liginde 12. kez mutlu sona ulaşan siyah-beyazlı takım, Türkiye Futbol Federasyonu Tahkim Kurulu’nun 2002 yılında, siyah-beyazlı takımın 1956-57 ve 1957-58 sezonlarında elde ettiği şampiyonlukları tescil etmesiyle toplam şampiyonluk sayısı ise 14 olmuştu bitirdiğimiz bu sezonda bir Şampiyonluk daha kazanarak müzesine bir kupa daha getirmiş oldu. Şenol hocanın takımın başına geçtiğinden bu yana ikinci şampiyonluğu da yaşamış olduk. Hiç şüphesiz ezeli rakiplerin iki sezondur bizden daha da geride bitirmelerinin ve kalitesiz futbolunun bizim oyunumuzda da ciddi etkileri var. Rakipler daha iyi oynasalardı biz şampiyon olamazdık demiyorum. Onlar daha kaliteli ve mücadeleci futbol oynasalardı şüphesiz iyi kaliteli futbolcuları bünyesinde barındıran Beşiktaş’ımız daha güzel göze hoş gelen mücadele eden futbolla şampiyon olurdu. İşte futbol gibi seyri güzel popüler kitleleri peşinden koşturabilen büyülü yanı nedeni ile ve bunun yanında ciddi ekonomi oluşturduğu için futbolu idare eden aktörlerin zaman zaman güç savaşına mağlup oluyor. Futbol denen oyunun aktörleri malumunuz oyunu oynayan oyuncular ,sevk ve idare edenler ( yöneticiler, teknik direktörler, hakemler), medya ve taraftar kitlesi. Zaman zaman saydığımız bu aktörler arası çatışmalar futbolun önüne geçiyor. Maalesef size buradan şampiyonluğumuz ile ilgili yazılar yazmak istiyorum fakat Türk futbolunda derin yarıklar oluşturacak güncel üzücü ve ciddi olaylar olduğu için değinmeden geçemeyeceğim. Neden bahsediyorum? Tabi ki geçen Avrupa şampiyonasından bu yana devam eden krizden. Önceleri hafife alınan daha sonra son dakika şampiyonaya katılmamızın verdiği zafer sarhoşluğu ile üstü örtülen fakat ilk gelen mağlubiyetle başlayan tatsız hadiseler bu günlere geldi. Bunlar futbolun ekonomisinin getirdiği komplimanlara karşılık bizler gibi milli duyguları yüksek toplumların gösterdiği milli duruş arasındaki kavga en son bir uçakta sonlandı. Sonlandı nasıl sonlandı Türkiye’nin futbol adına dünyaya ihraç ettiği en önemli değer olan bir futbolcunun babası yaşındaki adamın gırtlağına sıkıp  sinkaflı küfür savurmasıyla. Kim suçlu burada adaletli olarak bakarsak tabi ki futbolun tepesindekiler. Öyle Türkiye Futbol Direktörü gibi kendine dünyada olmayan ünvanlar yakıştırmakla olmuyor. Federasyonun başındakine ise bir şey demiyorum babasına diyorum. Kendi şirketini kurtarmış olabilirsin onu şirketten uzaklaştırarak fakat oğlunu  önce Beşiktaş’ın başına bela sonrada Türk futbolunun başına bela ettiğin için bütün Türk ulusu senden davacıdır. Ne diyelim vesselam yeni sezona iyi transfer takviyeleri ile yeni şampiyonluklara ulaşmak dileği ile inşallah.