Hiç kimse Türkiye’nin Cumhurbaşkanını Emperyalist ülkelerin seçeceği hayaline kapılmasın.
Manda ve himayeye geçit vermez bu millet ve bu devlet…
Şehri emin olarak emanet aldıkları şehirlerine hizmet etmeye üşenen tembeller, mandacılığı savunarak kendilerine kariyer planlaması yapamazlar.
Cumhurbaşkanlığına gidecek yegâne yol daha alt makamlarda mücadele ve hizmet etmektir.
Yok öyle eskisi gibi dış destekle bir yere gelmek...
Türkiye bilhassa son 10 yılda askeri vesayeti yıkıp tam anlamı ile sivil bir demokrasiye geçtiğinde bu yıkılan sadece askeri vesayet olmamıştır...
O vesayeti yöneten emperyalist güçlerin saltanatı da yıkılmıştır aynı zamanda...
Bu vesayetleri milleti ile birlikte yıkan adamın adı “Recep Tayyip Erdoğan”dır...
Defalarca yabancı misyon şeflerinin destek ve himmetleri ile seçilmiş meşru iktidarı ve lideri Recep Tayyip Erdoğan’ı deviremeyenler büyükelçilikleri vasıtası ile içimizdeki Truva atlarına da seçim kazandıramayacaklardır. Bundan kimsenin şüphesi olmasın.
Millet her şeyi görüyor...
Türkiye’nin bir dilim ekmeğe değil, bir gotik arpaya dahi muhtaç olduğu günlerde bile Manda ve Himayeye direnmiş defalarca hükümranlığını çiğnetmemiş bir millettir...
Son 250 senenin en güçlü devrini yaşayan son bağımsız Türk Devleti bu manda ve himayeyi kabul eder mi?
1974 Barış harekâtında aç ve biilaç haldeyken bile Amerikan ambargolarına direnen bu ülke ve evlatlarının 70 cent’e muhtaçken Kıbrıs’tan taviz vermemişken bugün Doğu Akdeniz’den, Karabağ’dan, İdlip’ten, Afrin’den Barış Pınarları Bölgesinden taviz vereceğini sanan varsa yanılıyor...
Facebook Yorum
Yorum Yazın