Muhammed Deniz GENİŞ

Muhammed Deniz GENİŞ

Mail: yazarlar28@teknikelektrik.com

Kur’an’ı Güzel Sesle, Okumak mı Yaşamak mı?

Günümüz Müslümanları maalesef anlamadan fakat seslendirmesinden sevap beklentisi olan bir anlayışa hâkimdir. Sanırım nedeni ise Kur’an’ın indiriliş gayesi anlaşılmamış veya öğretilmemiş olmasından kaynaklanıyor. Sahi, Allah bu kitabı niye indirdi? Birçok gerekçesi olmasıyla birlikte gelin birkaç ayet ile bizzat kitabı indirenden öğrenelim.


“Bu Kur’an; kendisiyle uyarılsınlar, Allah’ın ancak tek ilâh olduğunu bilsinler ve akıl sahipleri düşünüp öğüt alsınlar diye insanlara bir bildiridir.”  (İbrahim 14/52)


Evet, indiriliş gayesi gayet açık ve nettir. Allah’ı tek bir ilah olarak kabul edecek akıllı kimseler için indirilmiştir. Şüphesiz o akıllı varlık insanoğludur. Öyleyse insanoğlunun aklını kullanması için bu bildiriyi dikkate alması gerekir. Dikkate alabilmesi demek o Kur’an’ı öğüt ve nasihat olarak görmesi ve yaşantısını ona göre ayarlamasını gerektirecektir. Yoksa o Kur’an bildirisini en güzel sesle veya en yüksek sesle anlamını bilmeden bağırarak okumak veya dinlemek olmasa gerek!   

 

“Bu Kur’an, ayetlerini düşünsünler ve akıl sahipleri öğüt alsınlar diye sana indirdiğimiz mübarek bir kitaptır”.  (Sad 38/29)    


Allah’ın yarattığı Kevni ayetleri ve indirdiği Kur’an ayetleri ancak düşünülerek ve ardından onun emirleri olan helal ve haramlarına riayet ederek yapılacak olan çıkarımlardan sonra öğüt alınacak ve sonrada yaşama aktarılınca bereketi ve rahmeti görülecektir. İyiliğe sevk etmeyen bildiri veya söz veyahut her hangi bir nasihat ilahi kelamın maksadını taşıyamayacaktır.      

                        

“Şüphesiz ki bu Kur’an, en doğru yola iletir. İyi davranışlarda bulunan müminlere, kendileri için büyük bir mükâfat olduğunu müjdeler”  (İsra 17/9)


Davranışlarımızı bu Kur’an’ın göstereceği hedef ile dizayn etmediğimiz her hayat, bize cehennem olacaktır. Allah’ın merhametine mazhar olmak ancak ve ancak onu anlayıp yaşamamıza aktarmamız ile sağlanacaktır.


“Bu Kur’an da bizim indirdiğimiz bereket kaynağı bir kitaptır. Artık ona uyun ve Allah’a karşı gelmekten sakının ki size merhamet edilsin”. (Enam 6/155)


Heyhat ve yine heyhat! Biz Müslümanlar ne yaptık?


Kur’an için ses yarışmaları düzenledik. En güzel ve nefesi en uzun olanı birinci seçip hediyeler verdik.

Ezber yapıp hayatımıza indirgemedik. Yıllarca Arapçasına ve tecvidine ehemmiyet verip hükümlerini dışladık. Hatim okuma yarışına girip, ölülere okuduk. Bizim evlere huzur, işyerlerine rızık ve çocuğumuzun sınavlarından yüksek puan alsın diye okuduk veya okutturduk. Bizi korusun diye Ayetül Kursiyi okuduk. Nazar değmesin diye sağa sola üfledik. Kur’an yapraklarını şifa diye şerbet yapıp suyunu içtik. 


Yani sizce Kur’an bunun için mi indirildi?  


Kur’an’ı Kerimi okumaktan maksat, onu anlamak, anlamaktan maksat da, onun hükümleriyle amel etmek ve onun gösterdiği yoldan yürümektir. Nitekim milli şairimiz Mehmet Akif şiirinde şöyle diyor:


“Lafzı muhkem, yalnız anlaşılan Kur’an ın;

Çünkü kaydında değil, hiçbirimiz mananın 

Ya açar Nazm-i Celil in bakarız yaprağına;

Yahut üfler geçeriz bir ölünün toprağına, 

İnmemiştir hele Kuran, bunu hakkiyle bilin;

Ne mezarlıkta okunmak, 

Ne de fal bakmak için”. 


Biz Müslümanlar, acilen aklımızı toplayıp Kur’an’ın indiriliş gayesine uygun bir okuma yapmamız lazım. Bize yol gösterecek olan kitabı raflardan indirmemiz gerekir. Kur’an’ı okuma, bir doktorun hastasını okuması gibi olması gerekir. Ona göre kitaptan çıkacak olan reçeteyi hayatımıza aktarmakla şifa bulabileceğimizi unutmamak lazım. 


“Ey insanlar! İşte size Rabbinizden bir öğüt, kalplere bir şifa ve inananlar için yol gösterici bir rehber ve rahmet (olan Kur’an ) geldi”.  (Yunus 10/57)


İşte reçete aşağıdaki ayette denildiği gibi uygulandığında cenneti umabileceğimiz bir ortamı yakalamamız işte o zaman olur. 


“Şüphesiz, Allah’ın kitabını okuyanlar, namazı kılanlar ve kendilerine rızık olarak verdiğimiz şeylerden gizlice ve açıktan Allah yolunda harcayanlar, asla zarar etmeyecek bir ticaret umabilirler”. (Fatır 35/29)


Sakın ha! Hiç kimse ben anlamıyorum demesin! 


Cep telefonu kullanabilen herkes bu Kur’an’ı anlar. Kur’an çok zor ve anlaşılamaz diyen yalan söylemiş olur. Çünkü Allah bizzat kendisi Kamer Suresi’nde hem de dört yerde Kur’an’ı kolaylaştırdığını söyler. 


 “Ant olsun biz, Kur’an’ı düşünüp öğüt almak için kolaylaştırdık. Var mı düşünüp öğüt alan?”  (Kamer 54/17-22-32-40)


Bizim sorumlu tutulacağımız Kur’an’ı okumadan, anlamadan ve yaşantımıza koymadan bu sınavı geçebileceğine inanan yanılır. Her anne ve baba kendi çocuklarına İngilizce dersi kadar bu Kur’an’ın üzerinde çalıştırsalar, ebeveynlik vazifelerini yapmış olacaklar.


Peygamber (sav) Efendimizin bu konuda ki hadisine kulak verelim; 


“Sizin en hayırlınız, Kur’an-ı Kerimi öğrenen ve öğretendir”. (Buhari. Tirmizi ve İbn-i Mace)


Ey anne ve babalar!

Ey kardeşlerim!

Ey insanlar!

Ve

“Ey iman edenler! Kendinizi ve ailenizi, yakıtı insanlar ve taşlar olan ateşten koruyun. O ateşin başında gayet katı, çetin, Allah’ın kendilerine verdiği emirlere karşı gelmeyen ve kendilerine emredilen şeyi yapan melekler vardır.” (Tahrim 66/6)


Kur ’an la kalın, Selam ve dua ile…


Facebook Yorum

Yorum Yazın

Ana Sayfa
Web TV
Foto Galeri
Yazarlar