Baba Tahir ŞEREFOĞLU

Baba Tahir ŞEREFOĞLU

Mail: yazarlar88@teknikelektrik.com

İstatistik Var Sonuç Yok

Birinci sınıf bir gösteri oldu. Her yönüyle. Şenol Güneş bıraktığını açıkladığında söylediğim bu oyun kimliğini devam ettirebilecek bir teknik direktör bulunması gerektiğiydi. Dün akşam Sergen Yalçın bunu sergiledi. Trabzonspor’a kesin bir oyun üstünlüğü sağladılar. Baskı neredeyse maçın başından itibaren 3-0’dan dönen Benfica maçının 2. yarısındaki gibiydi. Trabzonspor çıkamadı. Mikel’in değeri yokluğunda anlaşıldı diyebiliriz. Ancak düşük skorlu bir oyun söz konusuysa Trabzonspor’un elindeki kaleci ve golcü performansı her şeyi belirleyebiliyor. Sörloth’un attığı 2 golü atabilecek çok az santrfor var. Sadece ligde değil, dünyada. Ekuban’ın pası olağanüstüydü ama Norveçli’nin pozisyon almak için gösterdiği güç inanılmaz. Ve tabii Uğurcan... Uzun yıllardır, oyuna bu kadar etki eden yerli kaleci görmemiştik.


 “Önce atanın ve tutanın iyi olacak” futbolun en bilinen klişesi ancak dün gece bir kez daha gösterdi ki son derece mantıklı bir futbol önermesi. Dakikalar 83’ü gösterdiğinde, Beşiktaş tam 43 kez Trabzonspor ceza alanı içinde topla buluşmuştu. Bu oyuncu grubu ile ancak bu kadar etkili oyun oynanabilir lakin bu bir kaç tanesi hariç ya yeteneği ya da oyun zekâsı yetersiz oyuncu grubu ile bu istatistiğe rağmen 3 puanı alamayabiliyorsun!


Sergen Yalçın bu kadroyla bu kadar yüksek kalite oyun oynatarak rüştünü bir kez daha ispatladı. Cimşir’in fizik kondisyonu yetersiz Sturridge’i kanatta oynatması riskti ama kadrosu, opsiyonları daha zengin tabii!


Bu oyunda futbol kalitesi buna derim arkadaş... Beşiktaş zirveye ‘tutunma’, Trabzonspor ise liderlik avantajını sürdürme peşindeydi. Bu maça biraz da psikolojik açıdan bakmak gerekir... Demem o ki, Beşiktaş’ın kaybedeceği hiçbir şey yok, ama Trabzonspor’un hedeflerinin ne olduğunu cümle-alem biliyor.


Kartal’ın galibiyet adına varını-yoğunu ortaya koyması, müthiş bir mücadeleyi de beraberinde getirdi.


İstatistiklerin her yönü Kartal’dan yana... Topla oynama, üretme, gol kaçırma, ne sayarsanız sayın, Kartal lehine. Yani, istatistikler dünkü skor tabelasının tam tersi! Maç boyunca kaleci Uğurcan’ın kurtardıklarına bakın ne demek istediğimiz anlaşılır. Kaldı ki Beşiktaş, üretimde harika, gelin görün ki, tabelaya gol olarak yansımıyorsa neye yarar? Kartal, gol kaçırma rekoru kırdı dün, bu huyu adeta kronikleşmiş arkadaş!


Gecenin sorusu

Beşiktaş her maç bek oyuncularına dayalı “nafile orta yapma” oyunu oynuyor. İsabet yüzdesi bu kadar düşük, geri koşma riski bir o kadar yüksek olan bu tarzda ısrarın anlamı nedir?


Maçın starı

Uğurcan ve Sörloth mükemmel oynadı. Boateng ve Elneny çok iyiydi, Gökhan Gönül ise bir kez daha Dani Alves’in Türkiye şubesi olduğunu hatırlattı.


Maçın olayı

Maçın tamamı olaydı, lig ortalamasının çok üstünde bir tempo ile fiziksel ve teknik kapışmalara sahne oldu.


Sergen Yalçın’ın futbolculuğundan bildiğimiz bir kalite ve cüretinde bir oyun vardı, takım performansı olarak. Bireysel olarak ise bunun çok uzağında bir kalite vardı diyebiliriz. Hüseyin Çimşir’in ise kendi oyunculuğundan bildiğimiz kalitede bir takım seviyesi yoktu. Ancak onun elinde kendi pozisyonlarının ‘Sergenleri’ var.


Kısa Bir Mesaj

Sadece kalecileri ve santrforları değiştirsek, herhalde tarihin en büyük hezimetlerinden biri olurdu. Bu kadar fark yaratan bir ikili az bulunur. Sörloth ve Uğurcan özel isimler.


Uğurcan gibi özel bir kaleci yetiştirirsen kötü oynarken bile puan alabilirsin. Uğurcan’ı yetiştiren kaleci altyapısını, hocalarını veya en azından metodunu transfer etmeyi düşünen oldu mu hiç? 

Facebook Yorum

Yorum Yazın

Ana Sayfa
Web TV
Foto Galeri
Yazarlar