Sosyal paylaşım platformu twitter ve facebook’a Taksim Gezi Parkı gösterileri nasıl düştü ve ben bu olaylara nasıl yorum yaptım. Bu ay bunları yazı halinde yayınlamayı düşündüm.
Herkes birbiri ile sadece tartışmakla kalmıyor ve duygusal ayrılış da başlıyor. Onlarca arkadaş birbirini facebook da siliyor. Beraber yiyen içen arkadaşlar komşular birbirlerine düşman gibi bakmaya başladılar. Herkes değil tabii ki ama en azından bir kısım insanımız böyle oldu..Herşeye rağmen dialog kopmamalı. Tartışsak da hakaret de etmiş olsak dialog kopmamalı.Onbeş gün öncesine kadar birbiri ile selamlaşan şakalaşan insanlar bir operasyonla bu kadar uzaklaşmamalılar. Bu ''bunu isteyen iradenin ekmeğine yağ sürmektir'' başka gidecek memleketimiz olmadığına göre birbirimizi de sayısal olarak bitiremeyeceğimize göre; birbirimize tahammül etmekten başka çare var mı? Benim desteğim yüzde ellibeş senin ki yirmibeş oldu diye ben seni yok sayabilirmiyim ki? Sen beni sayısal olarak bitirebildinmi ki ben de seni bitirebileyim bu dünya döndükçe böyle devam edecek. Hepimiz aynı geminin içerisindeyiz, gemi su alınca hepimiz batarız. Ne değişti? Kimin yaşantısından ne değişti ki küçük kıyameti koparmaya çalıştılar? Ülke den başka neye zarar verebildik ki? Eğer medenice oturup anlaşamazsak veya birbirimize tahammül edemezsek bunun gideceği yer iç savaştır. Bu savaşında kazananı yoktur iki tane kaybedeni vardır hepimiz kaybederiz başka bir yöntem biliyorsak onu deneyelim. Bu ülke sandıktan çıkacak milli irade dışında bir yöntemle idare edilme şansı yok artık. Tüm bunlara rağmen dialoğu koparmayan iki taraftaki arkadaşlarıma teşekkür ediyorum sabredenlere, konuşularak tüm sorunları çözebileceğiz, küserek sadece köprüleri atmış olacağız. •(10 Haziran 2013)
Binlerce kişi tek merkezden kumanda ile Taksim ve çevresine düşüp yollarda Türkiye Cumhuriyeti’nin Başbakanının ölmüş annesine günlerce küfür ettiler. İki tane sapık televizyon bunları canlı olarak duyurdu. CHP milletvekili (Ankara) Levent Gök polislerin anasına alenen sin kaflı küfür etti. Tüm dünya emperyalizmi ve Türkiye’deki içimiz deki hainler bu küfür dalgasına alkış tuttular. Peki Sayın Başbakanın üslubunu yumuşatması gerektiğini söyleyenlerin bu küfür dalgasına tek eleştiri getirdiğini duydunuz mu? O zaman niyet gayet açığa çıkmış olmuyor mu? Bu küfür dalgasını yapanlar kendilerine en ufacık bir eleştiri geldiğinde bizi burada kaba konuşmakla veya bizde insan olduğumuzu sayıp bizim de küfredebileceğimizi düşünmeden ''bir milletin hatta Ortadoğu’nun ve İslam Dünyası’nın sevgilisi olmuş liderine ağza alınmayacak küfürler edenler bu Tenakuz (Paradox-çelişki) değil midir? Bunun farkedilmediğini mi zannediyorsunuz? Bu kadar saf mı görünüyoruz? (11 Haziran 2013)
Bu gösterilerin en büyük faydası halklarımıza bir kez daha ''küfrün tek millet'' olduğunu gösterdi. Kapitalist faiz lobisinin finanse ettiği ve ülkemizde ne kadar şer cephesi varsa ulusalcısı, komunisti, sosyalisti, kapitalisti, gay, lezbiyen, fahişe ve kürtajcısı varsa birleşip müslüman bir lidere saldırmaları oldu. Bir komunist ile homosexüel bir tiyatrocuyu onlarla bir banka sahibi ve genel müdürü aynı çizgide birleştiren tek nokta vardı, İslam düşmanlığı ve gavurluk. İçlerindeki islama ve müslümanlara olan kinlerini Türkiye Cumhuriyeti tarihinin en başarılı Başbakanına kusmalarının yolu Tek paydaştan geçti...islam düşmanlığı ve kafir olmaları bunların içinde saf çevreci veya gerçekten Ak Parti muhalifi yok mudur? Binde bir bile değildir asıl düşmanlık yaşam tarzlarımızdır).
“Ey iman edenler, sizden olmayanları sırdaş edinmeyin. Onlar size kötülük ve zarar vermeye çalışıyor, size zorlu bir sıkıntı verecek şeyden hoşlanırlar. Buğz (ve düşmanlıkları) ağızlarından dışa vurmuştur, sinelerinin gizli tuttukları ise, daha büyüktür. Size ayetlerimizi açıkladık; belki akıl erdirirsiniz. “(Al-i İmran Suresi, 118)
“Sizler, işte böylesiniz; onları seversiniz, oysa onlar sizi sevmezler. Siz Kitab’ın tümüne inanırsınız, onlar sizinle karşılaştıklarında "inandık" derler, kendi başlarına kaldıklarında ise, size olan kin ve öfkelerinden dolayı parmak uçlarını ısırırlar. De ki: "Kin ve öfkenizle ölün." Şüphesiz Allah, sinelerin özünde saklı duranı bilendir.”
(Al-i İmran Suresi, 119) •(12 Haziran 2013)
Herkes birbiri ile sadece tartışmakla kalmıyor ve duygusal ayrılış da başlıyor. Onlarca arkadaş birbirini facebook da siliyor. Beraber yiyen içen arkadaşlar komşular birbirlerine düşman gibi bakmaya başladılar. Herkes değil tabii ki ama en azından bir kısım insanımız böyle oldu..Herşeye rağmen dialog kopmamalı. Tartışsak da hakaret de etmiş olsak dialog kopmamalı.Onbeş gün öncesine kadar birbiri ile selamlaşan şakalaşan insanlar bir operasyonla bu kadar uzaklaşmamalılar. Bu ''bunu isteyen iradenin ekmeğine yağ sürmektir'' başka gidecek memleketimiz olmadığına göre birbirimizi de sayısal olarak bitiremeyeceğimize göre; birbirimize tahammül etmekten başka çare var mı? Benim desteğim yüzde ellibeş senin ki yirmibeş oldu diye ben seni yok sayabilirmiyim ki? Sen beni sayısal olarak bitirebildinmi ki ben de seni bitirebileyim bu dünya döndükçe böyle devam edecek. Hepimiz aynı geminin içerisindeyiz, gemi su alınca hepimiz batarız. Ne değişti? Kimin yaşantısından ne değişti ki küçük kıyameti koparmaya çalıştılar? Ülke den başka neye zarar verebildik ki? Eğer medenice oturup anlaşamazsak veya birbirimize tahammül edemezsek bunun gideceği yer iç savaştır. Bu savaşında kazananı yoktur iki tane kaybedeni vardır hepimiz kaybederiz başka bir yöntem biliyorsak onu deneyelim. Bu ülke sandıktan çıkacak milli irade dışında bir yöntemle idare edilme şansı yok artık. Tüm bunlara rağmen dialoğu koparmayan iki taraftaki arkadaşlarıma teşekkür ediyorum sabredenlere, konuşularak tüm sorunları çözebileceğiz, küserek sadece köprüleri atmış olacağız. •(10 Haziran 2013)
Binlerce kişi tek merkezden kumanda ile Taksim ve çevresine düşüp yollarda Türkiye Cumhuriyeti’nin Başbakanının ölmüş annesine günlerce küfür ettiler. İki tane sapık televizyon bunları canlı olarak duyurdu. CHP milletvekili (Ankara) Levent Gök polislerin anasına alenen sin kaflı küfür etti. Tüm dünya emperyalizmi ve Türkiye’deki içimiz deki hainler bu küfür dalgasına alkış tuttular. Peki Sayın Başbakanın üslubunu yumuşatması gerektiğini söyleyenlerin bu küfür dalgasına tek eleştiri getirdiğini duydunuz mu? O zaman niyet gayet açığa çıkmış olmuyor mu? Bu küfür dalgasını yapanlar kendilerine en ufacık bir eleştiri geldiğinde bizi burada kaba konuşmakla veya bizde insan olduğumuzu sayıp bizim de küfredebileceğimizi düşünmeden ''bir milletin hatta Ortadoğu’nun ve İslam Dünyası’nın sevgilisi olmuş liderine ağza alınmayacak küfürler edenler bu Tenakuz (Paradox-çelişki) değil midir? Bunun farkedilmediğini mi zannediyorsunuz? Bu kadar saf mı görünüyoruz? (11 Haziran 2013)
Bu gösterilerin en büyük faydası halklarımıza bir kez daha ''küfrün tek millet'' olduğunu gösterdi. Kapitalist faiz lobisinin finanse ettiği ve ülkemizde ne kadar şer cephesi varsa ulusalcısı, komunisti, sosyalisti, kapitalisti, gay, lezbiyen, fahişe ve kürtajcısı varsa birleşip müslüman bir lidere saldırmaları oldu. Bir komunist ile homosexüel bir tiyatrocuyu onlarla bir banka sahibi ve genel müdürü aynı çizgide birleştiren tek nokta vardı, İslam düşmanlığı ve gavurluk. İçlerindeki islama ve müslümanlara olan kinlerini Türkiye Cumhuriyeti tarihinin en başarılı Başbakanına kusmalarının yolu Tek paydaştan geçti...islam düşmanlığı ve kafir olmaları bunların içinde saf çevreci veya gerçekten Ak Parti muhalifi yok mudur? Binde bir bile değildir asıl düşmanlık yaşam tarzlarımızdır).
“Ey iman edenler, sizden olmayanları sırdaş edinmeyin. Onlar size kötülük ve zarar vermeye çalışıyor, size zorlu bir sıkıntı verecek şeyden hoşlanırlar. Buğz (ve düşmanlıkları) ağızlarından dışa vurmuştur, sinelerinin gizli tuttukları ise, daha büyüktür. Size ayetlerimizi açıkladık; belki akıl erdirirsiniz. “(Al-i İmran Suresi, 118)
“Sizler, işte böylesiniz; onları seversiniz, oysa onlar sizi sevmezler. Siz Kitab’ın tümüne inanırsınız, onlar sizinle karşılaştıklarında "inandık" derler, kendi başlarına kaldıklarında ise, size olan kin ve öfkelerinden dolayı parmak uçlarını ısırırlar. De ki: "Kin ve öfkenizle ölün." Şüphesiz Allah, sinelerin özünde saklı duranı bilendir.”
(Al-i İmran Suresi, 119) •(12 Haziran 2013)
Facebook Yorum
Yorum Yazın