Baba Tahir ŞEREFOĞLU

Baba Tahir ŞEREFOĞLU

Mail: yazarlar88@teknikelektrik.com

Futbol Asla Sadece Futbol Değildir

Orijinal adı “Football Against the Enemy” olan ve Türkçeye “Futbol Asla Sadece Futbol Değildir” şeklinde tercüme edilen kitap, kendisi bir Yahudi olan Simon Kuper tarafından kaleme alınmış Türkiye de Sabah Yayınlarında çıkmıştı takip edenler bilir. Kuper, söz konusu olan bu kitabı “futbolun dünyadaki yerini tespit etmek için yazdığını söyler.‘’ Bir oyun milyarlarca insan için önemli olduğu takdirde sadece bir oyun olmaktan çıkar”, diyen Simon Kuper, en nihayet şu hükme varıyor: “Futbol asla sadece futbol değildir. Savaşlar çıkmasına ve devrimler yapılmasına neden olur, mafyayı ve diktatörleri adeta büyüler. Sadece mafyayı ve diktatörleri mi, diğer muktedirleri de büyülediği çok açıktır. Meselâ hiç mi hiç futbol oynamadıkları ve futboldan anlamadıkları hâlde siyaset adamları ve para babaları, futbol etrafında adeta takla atmaktadırlar.” 


Toplumları sürükleyen liderlerden Ernesto Che Guevara ‘’Futbol sadece basit bir oyun değildir, futbol devrimin silahıdır’’ diyordu.


Hayatın boşluklarını çok rahat doldurabilen, halkın malayâni duygularına hitap eden burada hayat bulan futbol, hiç kuşkusuz, günümüz dünyasına hükmeden mevcut siyasî sistemlerin kalesidir. Daha açık bir ifadeyle söylemek gerekirse, topyekûn halklara sunulan “meşin top”tan ibaret bir puttur. Batı medeniyetinin tasarrufunda doğup büyüyen ve bugünkü konumuna gelen modern futbol, Batı kültür ve medeniyetini/fikir ve yaşayışını, diğer bir ifadeyle de kültürel emperyalizmini bütün dünyaya empoze eden bir misyon üstlenmekle birlikte, üçüncü dünya ülkelerinin sömürgeleştirilmesinde de çok etkin bir vasıta olarak kullanılmaktadır. 


Futbol lafzını üstat Necip Fazıl Kısakürek’in Futbolla ilgili mülakatı ile sonlandıralım. ‘’Bitpazarından geçiyorum.Bir adam radyosunu satıyor.Radyonun çalışıp çalışmadığını anlamak için, fişini, bir eskici dükkanının elektrik prizine soktular. Birkaç cızırtı, hırıltı derken bir ses: -Burası Mithat Paşa Stadyumu!... Radyonun satışı unutuldu ve bütün bitpazarı tipleri, satıcılara, alıcılara, küfecilere kadar maçı dinlemeye koyuldular.Hayretle durup manzarayı seyretmeye başladım. Evindeki çocuk lazımlığını eline alıp bitpazarında satmaya gelen yeldirmeli kadına varıncaya dek tesir halkası içine alınmadık insan bırakmayan bu korkunç cazibe merkezi ne korkunç şey! Meyhaneden dershaneye, sonunda “hane” eki bulunan her yerde o yerin her ferdini unutturup yalnız kendisini hakim kılan, kendisinden başka hiçbir meseleye söz hakkı vermeyen maç... Bizzat şahit olduğum hapishanede, insanın havayı emmekten bezdiği ve güneşi görmekten tiksindiği şartlar altında bile alaka duyulan maç: Müdürü, jandarması, gardiyanı ve mahkumu, hırıltılı hapishane hoparlörünün hunisinde kaynaşırlar. Şu futbol, din çapında öyle bir vecd kaynağı olmuştur ki, konuşmaya başlayan çocuğun ilk kelimesi “Gol!” olsa şaşmamalı...Artık insanda kafa meşin top, beyin meşin top, kalp meşin top, mide meşin top... Bu nefsani ra’şenin yanına ruh ve fikir ürpertisini getirebilecek ve memleket kalesinin önündeki büyük mesele topunu muazzam bir şutla ağlara takacak santrafordan ne haber? ’’ Futbol mu dediniz..

Güzel seyirler ozaman.

Facebook Yorum

Yorum Yazın

Ana Sayfa
Web TV
Foto Galeri
Yazarlar