Hikmet BAYDAR

Hikmet BAYDAR

Mail: yazarlar30@teknikelektrik.com

Ekim 2014 Dış Ticaret Verilerinin Bize Verdiği Mesajlar

Türkiye İstatistik Kurumu tarafından açıklanan Ekim 2014 ayı dış ticaret verilerine göre; Ekim 2014 ayında 2013 yılı aynı aya göre ihracat %7.3 artarak 12.9 milyar USD olurken, ithalat %1.5 azalarak 19.2 milyar USD olarak gerçekleşmiştir. Böylece Ekim 2014 ayında bir önceki yılın aynı ayına göre dış ticaret açığı da %15.8 azalarak 7.4 milyar Dolar’dan 6.3 milyar Dolar’a düşmüş oldu. İhracatın ithalatı karşılama oranı ise %67.4’e yükseldi.


İthalatın ağırlıklı olarak ara malı olduğu ve üretimde önemli bir rolü olduğunu düşündüğümüzde ithalattaki düşüş bizi yakın gelecekte durgun günlere mi gidiyoruz diye düşündürebilir. Kapasite kullanım oranları böyle bir gidişin olduğu sinyallerini verse de asıl konu petrol fiyatlarındaki düşüşün bize yaradığının rakamlara yansıması olabilir. Çünkü enerji girdi maliyetlerinde düşüş cari açığımızın düşmesinde çok önemli bir yer tutmaktadır.


Enerji maliyetlerinin cari açığa olumlu etkisini hissettiğimiz bu veriler aynı zamanda bir başka olumlu etkiye de yol açmaktadır. Türkiye’nin toplam döviz ihtiyacını azaltmaktadır. Böylece Türkiye’nin yumuşak karnı olarak önümüze sürülen ve her defasında adeta başımıza kalkılan açıktaki bu düşüşle ilgili yorumların yükselişte olduğu gibi çok istekli yapılmadığını görmek de bizi üzmektedir. Cari açık yükselince cellat kesilenler nedense düşünce bayram yeri havası yaratmıyorlar.


Aslında kurlardaki bu oyunun bir parçası olarak kullanılan cari açık gerçekte bir şekilde dengeyi bulmaktadır. Aksi halde kurda sürekli ve kalıcı yükselişler görürdük. Cari açık yüksekken değer kazanan Türk Lirasını başka türlü açıklamak çok zor. Sıcak para girer ve çıkar kurları da kısa vadede etkiler. Bu gerçek tüm Dünya’da böyle.


Kurların yukarıda kalması cari açıkla alakalı değil. Aksine TCMB’nin kur üzerinden gelebilecek enflasyonist (maliyet enflasyonu) baskıdan korkarak faizleri aşağı çekmesini engellemek amacıyla baskı aracı olarak kullanılmasındandır. Kısacası faizle beslenen kesimin faizlerin düşürülmesinden korkmasıyla alakalı bir konu.


Japonya aşırı değerli Yen’in ekonomiyi nasıl tahrip ettiğini gördükten sonra sınırsız para basma gibi çılgınca sayılabilecek bir ültimatom verdi. Japon Yeni /USD paritesi bu sayede 77 lerden 115 seviyelerine kadar yükseldi. ŞİMDİ Japon ekonomisi nefes almaya başladı.


USD/TL paritesinin de yukarıda kalması ithalatı pahalılaştırarak iç üretimi teşvik ederken ihracatta da rekabetçi olunmasının önünü açacaktır. Bunun için faizlerin kademeli düşürülmesi dar. Zira güncel bazı veriler talepte yavaşlama olduğunu gösteriyor. Faiz indiriminin kademeli ve uzun süreli olacağı açıklanabilirse Türk tahvillerine gelecek alımlar için TL’nin değer kazanması kaçınılmaz olur. Yanlış duymadınız değer kazanması dedik. 

Dış ticaret verileri artık faiz indirimlerinden korkulmaması gerektiğini bize net bir şekilde söylemektedir. Önemli olan bu süreci iyi bir algı yönetimiyle birlikte sürdürmektir.


Bunun yanında önemli bir mesaj AB ülkelerine yapılan ihracatın %8.1 artmasıdır. AB ülkelerinde ise ilk sırada Almanya bulunuyor. Bu durum AB ülkelerinde durgunluğun daha önce yazılarımızda ifade ettiğimiz gibi Türkiye’ye daha fazla fırsat yaratmasına da yol açmaktadır.

Durgun AB ülkelerine fiyat avantajıyla daha rahat girebiliriz. Burada bir sektör politikasının sektör lideri oyuncularla oluşturulması şart. Aksi halde herkes birbirine çelme takar ve fiyat kırmaların önü de açılır. Bu fırsat da kaçar.


Saygılarımızla,

Facebook Yorum

Yorum Yazın

Ana Sayfa
Web TV
Foto Galeri
Yazarlar