Güldalı COŞKUN

Güldalı COŞKUN

Mail: yazarlar54@teknikelektrik.com

Davranış Sorunu

Keskin ideolojik kutuplaşmada, yapılan işlerin mahiyetine, yorumuna bakılmıyor. Nasılsa aynı tarafta olmayınca külliyen yanlıştır diye düşünülüyor. Dolayısıyla “bilgisizlikle” suçlanmaktan korkmayan bir muhalefetle uğraşıyoruz.

Bir iktisat profesörü, savunma sanayinde ciddi atılımlarda bulunan şirketleri kamulaştırmakla tehdit ederken bunun serbest piyasacı liberal kimliğine zarar vereceği kaygısını dahi taşımıyor. Çünkü o şirketler, “yandaş” diye tarif ediliyor.

Yine muhalif ekonomistler, içeriğini bildikleri halde, tank-palet fabrikasını ve Varlık Fonu’nun BİST’de bulunan payından yüzde 10 payın Katar’a satışı için “Ülkeyi satıyorlar” diye yaygara kopartabiliyor. Nasılsa kitlenin işin gerçeği ile ilgilenmediğini biliyor, “bilgisiz ve cahillikle” suçlanmaktan korkmuyorlar.

Bu akıl tutulması yüzünden, ülkedeki onlarca güzel gelişmeden haberi olmayanlar, klişe saldırıları muhalefet sanıyor. 

Tüm bunları izlemek yeterince yorucu iken, yapılan işlerin içeriğini anlatmaya çalıştığınızda ise direkt “yandaş” oluyorsunuz. Sanki korkuyorlar doğrulardan. İşin aslını anlamak dahi istemiyor, hap gibi alıştıkları şablon cümlelerle, uyuşturucu müptelası gibi kendinden geçiyorlar.

Bir iktisat hocası, ekonomi kanalında, artan organize sanayi sitelerinden hiç bahsetmiyor ama bildiği tek örnek üzerinden, “Fabrikayı yıkıp, AVM yaptılar” diyebiliyor. Nasılsa karşısındaki gazetecinin de yüzde yüzün üzerinde artan organize sanayi bölgelerinden haberi yok.

Yerli ve yabancı müşterileri olan bir yatırım şirketinin portföy yöneticisine canlı yayında, Katar’ın Bist A.Ş.’nin yüzde 10 hissesini alması hakkında ne düşündüğü soruluyor.

“Şimdi bazıları bana kızacak/eleştirecek ama bunun iyi bir şey olduğunu düşünüyorum.” diye cevap veriyor.

Mahallenin ne dediği, uzmanlık alanlarından bile önce geliyor ve nadiren korka korka gerçeği söylüyorlar.

Başka bir gazeteci, “Bu işte ihale sürecini bilmek lazım, neler döndü kim bilir?” yazdığı twitini atmadan önce Varlık Fonu’nun ihale kanununa tabi olup olmadığını araştırma gereği duymuyor. Nasılsa klişe ve yalan müptelası kitle bunu merak etmiyor.

Helikopter motorunu ürettiğimiz açıklandığı gün sosyal medyada; “Çalışsaydı bari” diye alaylı twit atanlar, Çin’e giden ihracat trenine inanmayanlar, yapılan her işe bir kulp takarken, aslında kendi acizliklerini ve komplekslerini ortaya koyanlar, sadece sıradan insanlar olsaydı üzülmezdik. 

Yapılan çalışmalar hakkında bilgi veren yazılar ve açıklamalar sonrası da değişen bir şey olmuyor. Maalesef, genel bir davranış sorunumuz var. Bu sorun, iletişimi zorlaştırarak hepimizin enerjisini emiyor.

Bir tarafta yalan, yanlış demeden, sadece algıyla yol alacağını sanan muhalefet, bir tarafta bunlarla uğraşırken, açılıştan açılışa koşan iktidar.

Bir yanda, “Hayatlarında fabrika, üretim, proje nedir? Ülke ve millet için çalışmak nedir? Özelleştirme nedir, işletme devri nedir bilmeyenlerinin bühtanlarının Türkiye’nin önünü tıkamasına izin vermeyeceğiz.” diyen bir lider, diğer tarafta kendi ülkesine yatırım yapılmaması için, “çirkin” demeçler veren muhalefet lideri.

Görmek isteyene, her şey ortada…
 

Facebook Yorum

Yorum Yazın

Ana Sayfa
Web TV
Foto Galeri
Yazarlar