Güldalı COŞKUN

Güldalı COŞKUN

Mail: yazarlar54@teknikelektrik.com

Covid-19’un Ekonomiye Etkileri

1 Haziran itibariyle, tedbiri elden bırakmadan “yeni normale” başlama kararı alındı. Ancak kısıtlamalardan bıkmış olan insanlar, yeni normali çok idrak etmiş görünmüyor. Kent merkezleri, parklar, sahiller, oldukça kalabalık; maske ve mesafe konusunda da esnemeler gözden kaçmıyor.


Bunun olumsuz sonuçlarını, günlük vaka artışlarında görmeye başladık. Salgınla mücadelede devlet ve ilgili bakanlık, emsalsiz bir başarıya imza atarken, halkın belki de sağlık sistemine duyduğu güvene bağlı olarak son günlerdeki gevşemesinden endişe ediliyor.


Sadece ülkemizde değil tüm dünyada 2.dalgadan bahsediliyor. Çünkü henüz dünya genelinde bağışıklık oranı oldukça düşük. Hâlâ virüs hakkında bilinmeyen çok fazla şey var.


Salgının sağlık dışında bir de ekonomik boyutu ve buna bağlı sosyolojik sonuçları ve doğal olarak siyasete etkisi kaçınılmaz olacaktır. Artan işsizlik oranları, negatif büyümeler ve talep azalması, başta ABD olmak üzere tüm ülkelerin en önemli sorunları olarak karşımızda duruyor.


Ekonomistler, 2020’den umudu keserek 2021 yılına dair büyüme beklentilerini belirliyor. Hatta Dünya Bankası, bunun telafisinin 2021’de bile zor olacağını öngörüyor. 


Küresel ekonominin, yüzde 5.2 oranında daralacağını belirten Dünya Bankası, Avrupa’nın yüzde 9.1 oranında; ABD’nin ise yüzde 6.2 oranında daralacağını tahmin ediyor.


Türkiye için bu daralmanın yüzde 3.8 olacağını rapor eden Dünya Bankası, 2021’de ise yüzde 5.0 büyüme beklentisini ifade etti. Görüldüğü gibi birçok ülkeden daha olumlu seyreden Türkiye, bu virüsten en az zararla çıkan ülkelerden biri olacaktır.


Ülkemiz ekonomisinin büyümesinde ihracat çok önemli yer tutmaktadır. Maalesef Avrupa’daki talep eksikliği nedeniyle nisan ayı ihracat verilerimiz oldukça düşük geldi. İlk çeyrek büyüme verilerimiz ise üretim devam ettiği için iyi geldi. 


Yüzde 4.5 oranındaki büyüme, çok kişiyi şaşırtırken; yılın sonunda eksi büyüme bekleyenler için de şaşırtıcı olabilir. Zira diğer ülkelerde tüketim oranları hızla düşerken, bizde artışın sürmesi, talep şoku yaşanmayacağı ve iç dinamiklerimizle çok az da olsa büyüme ihtimalini gösteriyor.


Kısıtlamanın olduğu, şirketlerin kapalı ve evden çalışmanın sürdüğü bir dönemde ayakkabı ve giysideki fiyat artışı, oldukça ilginçti. (Psikolojinin ekonomiye etkileri bakımından). Bir süredir başta Dünya Bankası olmak üzere IMF ve çeşitli reyting kuruluşlarının Türkiye öngörüleri tutmuyor. 


Devletin / Hükümetin kriz yönetimindeki başarısı ortada. Bu kez de sağlık turizmi, tıbbi ürün ve tedarik ihtiyaçlarına cevap vermek gibi konjonktürel hamleleriyle, yine dünyayı şaşırtacağa benziyor. 


Artan konut ve araç satışlarının yanında, çok sayıda yeni firma tıbbı malzeme üretimi için başvuru yaparak, ihracata katkı sunmaya hazır bile.


Coğrafi konum, güçlü sağlık sistemi, etkili ve koordineli çalışan bir hükümet sistemi ile bu günler, ülkemiz için yeni bir sıçramaya vesile olacaktır.


Facebook Yorum

Yorum Yazın

Ana Sayfa
Web TV
Foto Galeri
Yazarlar