Atilla YEĞİN

Atilla YEĞİN

Mail: atilla@teknikelektrik.com

Bir Ülkenin Parasının Değeri O Ülkenin Aşil Topuğudur

‘’Düşmanın gelmeyeceğini varsaymak yerine onu karşılamaya hazır olduğuna güvenmek, düşmanın saldırmayacağını varsaymaktan çok kendini yenilmez kılmak bir savaş öğretisidir.’’   (Sun Tzu, Savaş Sanatı) 

Dünya’da tek geçerli değiştirici temel olgu ekonomidir. Tüm dünya düzeni onun üzerine inşa edilmiştir. Dünya’ya şekil veren tüm ideolojilerin temelinde ekonomi oluşturmakta.1946 yılında altın rezervine dayalı düzenden, döviz stokuna dayalı düzene geçildiğinden beri o dövizin gücü ve cinsi ekonominin temel unsuru olmuştur. Doğal olarak da bahse geçen dövizin star oyuncusu Amerikan Doları. Tarihsel olarak bir kur savaşı ülkelerin, bedelini ticari ortaklarına ödetmek pahasına maliyetlerini düşürmesi, ihracatlarını arttırması, istihdam yaratmaları ve ekonomilerini canlandırma çabalarıyla yaptığı rekabetçi devalüasyonları içerir. Kurların “hedef ülkeyi zayıflatmak” amaçlı gerçek bir jeopolitik silah olarak kullanıldığı senaryoları da yaşamaktayız. Bu sinsi saldırılara sadece devletler değil aynı zamanda ulusal varlık fonları, özel timler, istihbarat servisleri, siber savaşçılar, sabotajcılar, teröristler ve suç şebekeleri de katılırlar. Bir ülkenin parasının değeri o ülke için Aşil’in topuğudur. Para çökerse kendisiyle birlikte her şey çöker. Altın olsun, borsa olsun piyasalar iner de çıkar da. Bir piyasa hızla düştüğünde bir başka piyasada para kazanmanın bir yolu her zaman vardır. Ancak hisseler, tahviller, emtialar, türevler ve diğer yatırımların hepsi ülke parası cinsinden fiyatlandırılır. Para tahrip olursa tüm piyasalar ve ülke tahrip olur. Artık kabak tadı verdi fakat çaresizlik ve elimizi kolumuzu bağlayan argümanların çokluğu bu uluslararası piyasalardan ikide bir kur sopasıyla saldırılar. Bu saldırılar sonucu cebimizdeki paraların bu sopa zoruyla çalınması. Fakat bu çalmaların içimizdeki beyinsizlerin yahut daha kibar tabirle faizle hipnotize edilenler sonucu karşımıza çıkması kaçınılmaz bir sonuç. Yüksek faizin tek kazananı, maalesef faiz lobileridir. Paradan para kazanan, piyasalarda “vur-kaç”cı olarak da tanımlanan ve ağırlıklı olarak Londra merkezli tefecilerden müteşekkil sıcak para sahipleri, ülkeye girip vur kaç yapmak i için yüksek kazanç kolluyor. Maalesef bunu da biz kendi elimizle vermek zorunda kalıyoruz. 

Ekonomiyi son dönem koordine eden lakabı ‘’Damat’’ namzetli eski bakanın büyük ölçekte dövizi son dönem etki altında tutmak maksadıyla faiz argümanını içinde barındıran değil döviz rezevinden döviz satarak bunu da arka kapı operasyonları ile yapması büyük tepki toplamış özünde iyi niyetli olsa da görev değişikliği ile sonuçlanmıştı. Akabinde gelen ekibin yaptıkları da dövizi tersine faizle gemleyebilme yöntemi abartmaları içeride piyasalar tarafından büyük tepkiyle karşılandı. Sonuçta iktidarda ifrattan tefrite faizi neredeyse %100 artırarak yıllık %10’lardan %19‘a çıkartan bu bürokratı görevden aldı. İşte ne olduysa ondan sonra oldu piyasalar kapalı iken Dünya’da ilk açılan Uzakdoğu borsalarından sopaları çıkardılar. Bir Merkez bankası bürokratının görevden alınması değil sadece mesele. İçinde daha detaylı diz çöktürme operasyonlarını da barındırıyor. HDP’nin kapatılması ve İstanbul Sözleşmesi gösterilen hedefler olmasına rağmen ana mesele güneyde kurmaya çalıştıkları Defakto PKK devleti operasyonudur. Biz bu devletin kurulmasına engel oldukça döviz sopası ile bizi ha bire dövecekler hazırlıklı olun. 

Hayırlı işler dileği ile rabbim yar ve yardımcımız olsun.
 

Facebook Yorum

Yorum Yazın

Ana Sayfa
Web TV
Foto Galeri
Yazarlar