Reha Mirsad KARTAL

Reha Mirsad KARTAL

Mail: yazarlar34@teknikelektrik.com

Biliyor Musunuz?

Ekonominin hayatımız açısından nekadar önemli olduğunu ve hayatımızı etkileyen en önemli parametrelerden biri olduğunu hepimiz biliyoruz ve yaşıyoruz. Enflasyonun, faizin , dovizin ekonomiyi dolaysıyla hayatımızı nasıl etkilediği de gerçek. Hepimiz enflasyonun yükselmesinden rahatsız oluruz. Bazılarımız ise faizin bazılarımız ise dovizin yükselmesinden rahatsız oluruz. Enflasyon eskiden arz talep dengesizliğinden oluşan ve yıllar yılı insanımızın başına bela olan bir konu idi. Son yıllarda bu konuda bayağı iyileşme olmasına rağmen son günlerde tekrardan enflasyon insanımız için önemli bir problem olmaya başladı. Enflasyon arzın talebi karşılayamamasından doğar. Yani insanlarımıza yetecek kadar ekmek yada buğday yoksa ekmeğin fiyatı artar. Peki bizlere yetecek kadar ekmek varken yine ekmeğin fiyatı artarmı ? Artabilir. Yani maliyetlere gelebilecek zamlar mesela yakıta ( taşımaya) , işçiliğe veya o ekmeğe kullanılan maya yurt dışından geliyorsa dovizin artması durumunda ekmeğe zam gelebilir.


 Son günlerde bariz bir ekonomik sıkıntı yaşıyoruz. Doviz yükseliyor, faizler artıyor ve enflasyon artıyor. Peki bizim üretimimiz birden azaldı yada kesildimi ki biz bu sorunları yaşamaya başladık? Hayır. Fabrikalarımız her zamanki gibi çalışıyor daha önceki yıllarda olduğu gibi üretiyorduk. Yaşadığımız son olaylardaki sorunun en büyük nedeni dovizdeki artış.

Doviz neden artar? Birincisi yurt dışına çıkan doviz eğer yurt içine giren dövizden fazla ise bu doviz azlığına neden olur ve dovizin fiyatı artar. Buna cari açık denir. İkinci olarakda siyasi ve politik gerilimlerden kaynaklı olarakda döviz artabilir. Günümüzde bazı devlet başkanlarının attığı 1-2 tweetden dolayı dahi dovizin değeri artabiliyor. Tabii bu cari açığı yüksek olan ekonomilerde daha yüksek bir artışa neden oluyor. Cari açık artıkça doviz artıyor, doviz artıkça enflasyon, enflasyon artıkça faizler artıyor. Faizlerin artması reel sektörü olumsuz manada etkiliyor ve sonuçta batan firmalar, kaybolan istihdam işsizlik diye domino taşı gibi tüm ülkeyi etkileyen bir sorunlar yumağı haline dönüşüyor.


Peki cari açığı düşürmek için neler yapmalıyız?


Cari açığı düşürmenin birçok yolları var tabiiki. Harcarken daha az harcamalı daha fazla kazanmalıyız. Yani ithalatı düşürüp daha fazla ihraç etmeliyiz. İhraç ederken daha fazla katmadeğer sağlamalıyız. Yurt dışından aldığımız ara malları mümkün mertebe Türkiye’ de üretmeliyiz. Millet olarak daha fazla yerli malı tüketmeye özen göstermeliyiz. Bu konu bizim için sadece kriz dönemleri için değil hayat boyunca uygulayacağımız bir alışkanlık olmalı. Yerli malı teşvik etme konusunda çocuklarımızı bilinçlendirmeliyiz.


 Cari açığı kapatmanın bir diğer koluda turizm ve yabancı sermayedir. Ülkemiz bir turizm ülkesi . Her geçen yıl turizmi geliştirerek daha fazla doviz bırkacak turisti çekme yoluna gitmeliyiz. Sağlık turizmi ve diğer turizim alanlarınıda kullanmalıyız. Yabancı yatırımcıyı ülkemize çekmek için yatırımı kolaylaştırcak düzenlemeleri ve hukiki alt yapıyı oluşturmalıyız. Yabancı yatırımcı korkmadan ülkemize gelip yatırım yapabilmeli. Devlet olarak bütçemizi dikkatli kullanıp israftan kaçınmalıyız. İsraf insanlar ve kurumlar için en kararlı davranışlardan bir tanesidir.

Sonuç itibariyle daha fazla çalışıp üretip satıp harcarkende dikkatli ölçülü harcamalı mümkün olduğu kadar tasarruf yapmalıyız. Bu şekilde ekonomimizi daha sağlam bir zemine 

Facebook Yorum

Yorum Yazın

Ana Sayfa
Web TV
Foto Galeri
Yazarlar