Sezon başı yapılan hatalı transfer hamleleri, takıma geç katılan yeni transferler vb. nedenlerden dolayı zaten sorunlu bir şekilde başlayan sezonda, maalesef temelde döviz kurlarında yaşanan ciddi yükselişler ve ülkenin içerisinde bulunduğu ekonomik koşullar nedeniyle ortaya çıkan sorunlardan dolayı Beşiktaş Futbol takımının istikrarsızlığı sürmektedir.
Gelinen nokta itibarıyla, Beşiktaş, lider Başakşehir’in 9 puan gerisine düşerek; şampiyonluk yarışında ciddi yara almıştır. Daha da önemlisi takım oynadığı oyunla futbol kamuoyuna ve taraftarlara iyi sinyaller vermemektedir.
İki yıl üst üste şampiyon olan, geçen yıl ise Şampiyonlar Ligi’nde ciddi bir performans göstererek; tarihi bir başarıya imza atan Beşiktaş Futbol takımının bu sezondaki düşüşü aslında geçen sezonun ikinci yarısından itibaren belirgin hale gelmişti. Kadronun 30 yaş üstü yaş ortalaması olan oyunculardan kurulu olması, takımı gençleştirmek adına yapılan transferlerin ise arzu edilen performansın çok uzağında olması bu sonuca yol açmıştır. Kadronun yaşlanması ve yoğun maç trafiğini kaldırmakta zorlanmasına bir de özellikle orta sahada önemli bir görev üstlenen Oğuzhan Özyakup’un ve Tolgay Arslan’ın oldukça kötü ve istikrarsız performansları eklenince kötü skorlar kaçınılmaz hale gelmiştir.
Bunların da ötesinde Cenk Tosun’un Everton’a transferi sonrasında, takımın iskelet kurgusuna ve 4-2-3-1 sistemine uygun bir santrfor transfer edilmemiştir. Eldeki golcülerin hiçbiri bu niteliklere sahip değildir. Üstelik performansları da düşüktür. Negredo’nun da gönderilmesi sonrasında kadroda yer alan Love, Larin ve Pektemek üçlüsünden de Beşiktaş’ın aradığı tek santrforu bulması mümkün değildir. Bu nedenle de Teknik Direktör Şenol Güneş ısrarla geçen sezon sonundan itibaren etkili bir golcü transferi yapılmasını istemiştir.
İstatistikler de aslında Beşiktaş’ın ciddi gol sorunu olduğunu ortaya koymaktadır. Beşiktaş bu sezonda 12 maçta sadece 20 gol kaydedebilmiştir. Bu arada şampiyonluk yolundaki görünen rakipleri Başakşehir ve Galatasaray’ın gol yollarındaki performansı da aynı düzeydedir. Aynı dönemde Başakşehir 17, Galatasaray ise 22 gol kaydedebilmiştir.
Aradaki fark ise oyunun savunma yönünden kaynaklanmaktadır. 12 maçta Başakşehir savunması sadece 5 gol yerken; Beşiktaş savunması 16 gol yemiştir. Beşiktaş gibi hücum oynayan bir ekibin beklentilerin biraz üzerinde gol yemesi normaldir ama rakibinin 3 katından fazla gol yemesi kabul edilemez. İstatistiklere bakıldığında Beşiktaş sezon başından itibaren oynanan resmi maçlarda sadece Vodafone Park’ta oynadığı Kayserispor maçında kalesini gole kapatabilmiştir. Bu noktada önemli bir savunma problemi olduğu orta ya çıkmaktadır. Takımın ideal stoperleri olarak görünen Vida-Pepe ikilisinin uyumu gözden geçirilmelidir. Tüm futbolseverlerin malumudur ki şu anda modern futbol dünyasında tüm takımların farklı varyasyonlarla benimsediği 4-4-2 sisteminde tandem oynayan iki stoperin uyumu başarının temelidir. Bu ikiliden mutlak suretle en az bir tanesi oyunu geriden kurma teknik becerisine sahip olurken; diğeri de hızlı ve hamleli bir oyuncu olmalıdır. Son dönemde bu mevkide başarıyla oynayan Marcelo - Tosiç ikilisi gözler önüne alındığında ne demek isteğim net olarak anlaşılacaktır. Marcelo geride oyunu çok başarılı kurup; etkili pas trafiğinin oluşmasına en temel katkıyı sağlarken, Tosiç de zamanında hamleleri ve çabukluğu ile defans geçirgenliğini en aza indirmekteydi. Tabi onların bu başarılı performanslarının arkasında orta sahada inanılmaz bir performans gösteren Atiba’nın da olduğunu belirtmek zorundayım. Maalesef bu sene bu üç faktörün hiçbirini sahada göremiyoruz. Ne Pepe, ne de Vida geriden oyun kurabilecek oyuncular değiller, aynı zamanda çabuk ve hamleli oyuncular da değiller. Bunlara bir de Atiba’nın uzun süren sakatlığı sonrası oldukça formsuz olması eklenince ligde 12 maçta yenilen 16 gol ile özellikle Avrupa’nın orta sınıf takımlarından biri olan Genk karşısında yenilen 4 gollü iç saha mağlubiyetinin temel sebepleri görülmektedir.
Bu noktada yapılması gereken milli takım arasında takımın özellikle psikolojik ve moralman toparlanması ve devre arasında da özellikle etkili bir santrafor alınmasıdır. İçerisinde bulunulan kötü mali koşullarınsa iyi bir golcü transferine ne kadar izin vereceğini futbol kamuoyu olarak hep birlikte göreceğiz.
Facebook Yorum
Yorum Yazın