Yazı Arşivi

Yazı Arşivi

Mail: arsiv@teknikelektrik.com

BDP KÜRTLERİN CHP’Sİ Mİ?

Ne kadar acayip bir soru değil mi? BDP Kürtlerin CHP’si mi? CHP Türklerin nesi ki Kürtlerin BDP O’su olsun? Evet! Başlığımı tekrar ediyorum BDP Kürtlerin CHP’sidir. BDP aynen 1923’lerin CHP’si olmak yolundadır. Yanlış emsal; emsal değildir ama BDP bu yanlışı uygulamak istiyor. CHP 1920’lerde 1930’larda hangi yanlışlarla Türkiye’ye kan kusturmuşsa BDP’de aynı yöntemlerle Kürtlere kan kusturmaya kararlı gözüküyor. Pekiyi nedir bu benzerlikler kısaca üstünde durmaya çalışalım;

Birincisi CHP laik ve kurulduğu yıllar itibari ile özellikle din ve hassaten İslam karşıtı uygulamalara sahip bir parti idi. Türkiye’nin Osmanlıdan kalma din adına, gelenek adına hepsini karşısına almış ve sindirme, korkutma yolu ile asimile etmeye çalışmıştır.

BDP’de tıpkı CHP gibi İslam karşıtı ve laik bir partidir. Hassaten parti yönetimi eski Marksist – Leninist yada nasyonel sosyalist yöneticilerdir. Son dönem kendilerine destek veren Diyarbakır milletvekili Sayın Altan Tan’ı saymaz isek içlerinde bir tane Rabbiesir sahibi, dindar yönetici bulamazsınız. Tıpkı CHP’de bulamayacağınız gibi. Yalnız bu tespitim sadece parti yönetimleri için geçerlidir. Parti tabanları tabii ki müslümandır, muhafazakardır.

Bilhassa BDP’ye oy veren veya bir şekilde oy verdirtilen halk ülkemizin en dindar halk kesitidir. Ne acıdır ki bu dindar kürt taban tıpkı CHP’ye 1920’lerde 1930’larda taban olmuş Müslüman Türk halkı gibi kurbanlık koyun gibi kaderine razı olmaya terk edilmiştir. Bu taban Kürtlerin en fazla yüzde otuzuna tekabül etmektedir. Daha önceki yazılarımda da kısmen değindim. Bu gün kürt vatandaşlarımızın sadece yüzde ikisi bağımsız bir kürt devleti istemektedir. PKK denilen eli kanlı Marksizm eskisi katil örgütün bütün katliamlarına, tehditlerine ve şantajlarına rağmen, Müslüman kürtler, Müslüman türk kardeşlerinden ayrı bir devlet kurmayı akıllarından bile geçirmemişlerdir. Yüzde yirmibeş- otuzluk bir BDP’ye oy veren kitle ise Demokratik Özerklik (tıpkı Osmanlıdaki gibi federatif bir yapı) istemektedirler. Yüzde altmışbeş – yetmişlik bir ezici çoğunluk ise üniter devlete bile olsa hiçbir ayrılığın yaşanmadığı ama onurlu eşit yurttaşlar olarak türk kardeşleriyle yaşamak istemektedirler.

Zaten BDP’nin PKK’nın siyasi bir uzantısı olduğuna bu ülkede kimsenin şüphesi kalmamıştır. PKK dindar kürt halkının bir kısmını zorlada olsa oğlunu – karısını – kızını yıllardır dağa çıkartarak orada her türlü gayri İslami ve gayri insani şartlarda yaşamaya mecbur ederek zivanadan çıkartmıştır. Feodalite’yi yıkalım derken tüm İslami gelenek ve göreneklerin üstünden buldozerle geçmiştir. Hiçbir İslami hassasiyeti kalmamıştır bu dağa çıkan gençlerin. Zaten sadece üniformaya ateş etmek geleneğini ancak dinsiz ve İslam karşıtı bir nesile sağlatabilirsiniz.

Tıpkı CHP’nin Türkiye Cumhuriyet’nin ilk yıllarında yaptığı; Kuran ve din eğitimini yasaklaması, hocaları, alimleri öldürmesi, cenaze yıkayacak imam bile bulunamaması, camilerin ahır haline getirmesi, okullarda İslamı, peygamberi, Kur’an-ı karalayan eğitimler verdirilmesi hep CHP uygulamasıdır. BDP ve onun silahlı kanadı PKK da aynısını yapmakta kararlı gözükmektedir. Oluşumlarında asla dine ve dindarlara yer verilmemekte, kendi düşüncesinden olmayan imam ve hocalara yıllardır yaşam hakkı tanınmamaktadır. Otuz yıla yakın o bölgede kendisine hiçbir muhalif görüşe yer vermemektedir. Bunu ben değil federasyon yanlısı kürt siyasi lider Sayın Kemal Burkay’da defalarca dile getirmiştir. Allah muhafaza BDP’nin istediği bir Demokratik Özerklik gerçekleşecek olsa; çoğunluk kürt halkının çekeceği 1920’lerde 1930’larda 1940’larda İsmet Paşa’nın CHP’sinden çeken Türklerden farkı olmayacaktır.

Zulüm aynı zulüm. Zalim aynı zalim. Küfürde tek millet…

Facebook Yorum

Yorum Yazın

Ana Sayfa
Web TV
Foto Galeri
Yazarlar