Dünya kupasının son günlerine geliyoruz. Finalin adı belli oldu: Almanya-Arjantin. Kim kazanır bilmiyorum ama bildiğim bir şey varsa bu dünya kupasının diğer dünya kupalarına göre daha heyecansız, futbol kalitesinin daha düşük olduğudur. Bunun sebepleri nelerdir, bu işin uzmanlara herhalde kafa yorarlar.
Dünya kupasının Trabzonspor açısından önemi Vahid Halilhodziç idi. Yönetimin anlaştığını açıkladığı Kurt Hoca’nın takımı Cezayir, performansı ile göz doldurdu. Cezayir’de kalması için imza kampanyaları düzenlendi. Halilhodziç’in hocalık kalitesini tartışmam ama Trabzonspor için aranan ilaç mıdır, bunu eğer takımın başına geçerse göreceğiz. 2007’de takımın başına geçtiği zamanki performansı pek de başarılı değildi.
Yine Trabzonspor’un transfer listesinde olan Slimani’nin fiyatı bir anda 3’e katlandı. Bu tip adamları bu tarz turnuvalardan sonra alamazsınız. Almak için yüksek bedeller ödemek zorunda kalırsınız. Trabzonspor’un da artık yüksek bedelli oyuncu transferlerinden vazgeçmesi ve altyapıya yönelmesi gereklidir. Ya da yüksek bedelli oyuncu alınması gerekiyorsa takıma katkı sağlayacak isim yapmış bir oyuncu alınması gereklidir. Ama riski en aza indirerek.
Trabzonspor daha önceden yüksek bedel ile alıp sonra bedava denecek fiyata sattığı futbolcuları buraya yazsam liste yetmez. Sonuçta böyle yapıldı da ne oldu? Başarı mı oldu? 2010-2011 yılındaki şampiyonluğumuzu saymazsak hayır.
Trabzon bir futbol şehridir. Türkiye’nin Brezilyasıdır.(Artık B-rezil-ya’nın da havası sönü ama neyse) Gelecekte yıldız olması muhtemel hem altyapı hem de Trabzon amatöründe o kadar futbolcu var ki yöneticiler bunları nasıl görmezden geliyor anlamıyorum.
Adam gibi bir futbolcu izleme komitesi yok. Menajerlerin öneriyle bu iş olmaz. İşi bilen adamlar olacak. Gidecek, izleyecek, altyapıya ya da A takıma katacak. Borussia Dortmund son yıllardaki başarısını bu yapılanmaya borçludur. Tekerleği yeniden icat etmeye gerek yok. Hani bizim yöneticiler bu işte eksik kaldılar ama diğer takımlar ne yapıyor. Gidip elin Afrika’sında ucuz futbolcu bulacağına daha yeteneklileri Trabzon amatöründe var. İzleyip görmek lazım. Arayıp bulmak lazım. Çalışmak lazım. Yatarak olmaz.
Olcan Adın, Galatasaray’a gitti. Olcan transferinin Galatasaray açısından çok faydalı olacağını düşünmüyorum. Eğer Galatasaraylılar Olcan’dan bir Burak, bir Selçuk performansı beklerlerse hayal kırıklığına uğrarlar diye düşünüyorum. Bu transfer Trabzonspor açısından iyi olmuştur. Trabzon’da mutlu olmayan, yüzü gülmeyen, önümüzdeki yıl serbest kalacak bir adamı 4.5 milyon Euro gibi iyi bir rakama vermek bence başarıdır. Kaldı ki yukarıda da yazdığım gibi Olcan tipinde Trabzon’da çok adam var. Mesele bulup çıkarabilmekte. Yöneticiler basına demeç vermekle uğraşacağına gitsinler 1-2 maç seyretsinler amatör kümelerde. Geleceğin yıldızlarını arasınlar. Ama gazetelerde boy boy fotoğraflarının çıkması insan daha cazip geliyor demek ki.
Henrique ve Adrian’da takımdan ayrıldı. Oldum olası Henrique’yi beğenmem zaten. Gitmesinin faydalı olduğunu düşünüyorum. Adrian kalsa belki iyi olurdu. Eğer yerine kaliteli bir orta saha oyuncusu entegre edilmezse Adrian’ı arayabiliriz. Ama ben her zaman bu tip oyuncularla şampiyonluk yarışında olabileceğimizi düşünmüyorum. Eğer Trabzonspor’da Adrian, Henrique, Colman, Janko, Alanzino gibi oyunculardan bahsediyorsak şampiyonluktan bahsedemeyiz.
Son yıllarda yetişip Trabzon’dan ayrılan oyunculara bakıyorum. Bir çoğu herhangi bir takım için değil İstanbul’da yaşamak için takımdan ayrılmışlardır. Eğer adam Trabzonlu değilse takımda tutmak için başarılı olmak zorundasın. Başarılı isen, bu tip adamlar Trabzon’da yaşayabilir. Ama eğer başarı yoksa sıkıntı başlar. Trabzon şehir olarak 750 bin nüfusu olan etkisi büyük kendisi küçük bir şehir. 40 sene öncede bu şehrin nüfusu aynı idi. Bu şehirden sen büyük sermayeli takımlara bundan önce nasıl kafa tuttuysan, nasıl 7 şampiyonluk kazandıysan, modern futbolun gereklerini de göz önüne alarak kendi şehrinin evlatlarıyla başarıları yeniden yakalayabilirsin. Kendi evlatların seni kolayına bırakmaz.
Facebook Yorum
Yorum Yazın